Resûlullah'ın seçmediği halife olamaz
Şeyh Saduk, Uyun-u Ahbari'r-Rıza isimli eserinde şöyle anlatıyor:
Memun şöyle devam etti: "Siz sorularınızı sorun ve eleştirilerini yapın. Acaba ben de size soru sorabilir miyim?"
Hepsi bir ağızdan "evet" dediler.
Memun: "Bütün Müslümanların onayıyla Hz. Peygamber'in şu şekilde buyurduğu nakledilmiyor mu: Bana bilerek yalan isnat eden kimse kıyamet günü ateşte yerini hazırlasın."
Yine hepsi bir ağızdan "Evet, öyledir" dediler.
Memun: "Yine, Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet ediyorlar: Allah'ın küçük veya büyük günahlarını işleyip sonra onu kendine bir inanç olarak benimseyerek ısrar eden kimse cehennem tabakalarında sonsuza dek kalacaktır."
Hepsi bir ağızdan "Evet, aynen öyledir" dediler.
Memun: "Öyleyse söyler misiniz; ümmetin seçip halife olarak karar verdiği şahıs, Resûlullah (s.a.a) onu halife olarak karar vermediği halde 'Resûlullah (s.a.a)'in halifesidir ve Allah tarafındandır' demek caiz midir? Eğer 'evet, caizdir' derseniz üstünlüğünüzü zorla sabit etmeye çalışmış olursunuz ama eğer 'caiz değildir' derseniz, Ebu Bekir'in, Resûlullah (s.a.a)'in halifesi olmadığını ve Allah tarafından seçilmediğini kabullenmemiz lazım gelir ve böylece, sizlerin Peygamber'e yalan isnat ettiğiniz ispatlanmış olur. Bu takdirde de Peygamber (s.a.a)'in ateşe gireceğine işaret ettiği kimselerden olursunuz. Öyleyse hangi sözünüzün doğru olduğunu söyler misiniz? Acaba 'Resûlullah dünyadan göçtü ve halife bırakmadı' sözünü mü, yoksa 'Ebu Bekir, Allah Resulünün halifesidir' cümlesini mi doğruluyorsunuz?
Eğer her ikisini de onaylıyorsanız bilesiniz ki bu, birbirini yalanlayan imkânsız bir şeydir. Birini kabul ettiğiniz takdirde de diğeri bâtıl ve yalan olmuş olur. Öyleyse Allah'tan korkun, kendinize gelin, taklidi kenara atın ve şüphelerden kaçının. And olsun ki, Allah akıl ve düşünceyle yapılmış amelden başka hiçbir ameli kabul etmez ve hak olarak bilmediği hiçbir şeyi kabullenmez. Bununla devam etmek, Allah'a küfür (kâfir olmak) demektir. Kâfir ise ateştedir. Söyler misiniz; sizden bir köle satın alındığında satın alınanın ağa, alanın da köle olması mümkün müdür?"
Oradakiler "hayır" dediler.
Memun: "Öyleyse nasıl olur, siz ona hilafet makamını verdiğiniz halde o sizin emiriniz oluyor. Halbuki velayeti siz ona verdiniz! Acaba siz onun halifesi olmuyor musunuz? Siz önce halifeyi meydana getirdiniz, sonra da ona Allah Resûlü'nün (s.a.a) halifesi dediniz. Daha sonra Osman bin Affan'a yapıldığı gibi, sinirlenerek onu katlettiniz."
İçlerinden biri: "İmam vekil hükmündedir; ondan razı olunduğu müddetçe görevini yapar veya yapmaz, sinirlenildiği zaman da azledilir" dedi. (bu bahis devam edecek?)
OKAN EGESEL