Resûlullah’ın vefatında yanında O vardı
"Anam babam sana feda olsun Ya Resûlullah! Başkasının vefatıyla kesilmeyecek olan nübüvvet haberleri ve göklerden gelen hükümler senin vefatınla kesildi"





Hz. Ali (a.s.) Resûlullah'ın vefatından sonra gusül ve teçhiz sırasında şöyle buyurmuştur:
"Anam babam sana feda olsun Ya Resûlullah! Başkasının vefatıyla kesilmeyecek olan nübüvvet haberleri ve göklerden gelen hükümler senin vefatınla kesildi. Senin vefatının bir özel- ligi vardır; senin ölümünün musibetine duçar olanlar başka musibetleri unuttular ve herkes aynı şekilde senin ölümünün musibetinde yasa büründü. Sabrı emretmeseydin ve sabırsızlık göstermekten nehyetmeseydin, göz pınarlarım kuruyup, gözyaşlarım tükeninceye kadar ağlardım da derdim şifa bulmaz, hüznüm bitmez ve yine bütün bunlar senin için az olurdu! Fakat ölüme engel olmak ve savmak da mümkün değildir. Anam babam sana feda olsun! Rabbim katında bizi hatırla, bizi unutma!"
* * *
Hz. Ali (a. s) insanları salih amele davet ederek şöyle buyurmuştur:
"Henüz hayatınızı sürdürürken, amel defterleri açıkken, tövbe yolu genişken, Allah'a itaatten kaçınanlar Allah'a davet edilirken, kötülerin dönüş ümidi kesilmemişken, amel kandili sönmemişken, süre dolmamışken, ecel çatmamışken, tövbe kapısı kapanmamışken ve melekler göge yükselirken (fırsatı ganimet bilip) amel ediniz.
Kişi kendi çabasıyla, yaşadığı günlerden ölümden sonrası için, fani dünyadan baki olan yurdu için ve geçici dünyadan daimi olan ahireti için kendisine azık almalıdır.. Hakeza insan bütün ömrü boyunca Allah'tan korkmalıdır. Zira ona amel için bir fırsat verilmiştir. Aynı şekilde insan asi nefsini gemlemeli, dizginlerini eline almalı, Allah'a isyan-dan alıkoymalıdır. Bu yolla onu isyandan Allah'a itaate sevk etmelidir."
* * *
Hz. Ali (a. s) bir hutbesinde hakemeyn konusunu ele almakta ve Şamlıları kınamaktadır:
"Onlar (Muaviye ve taraftarları), her biri bir yerden toplanmış ve getirilmiş katı kalpli, rezil ve aşağılık ve soysuz kimselerdir. Onlar, anlatılması, edeplendirilmesi, öğretilmesi, terbiye edilmesi, idare edilmesi ve elinden tutulması gereken kişilerdir. Onlar ne Muhacirlerden, ne Ensar'dan ve ne de Medine'de olup imanında sebat gösterenlerdendir.
Dikkatinizi çekerim! Onlar sevdiklerine en yakın kişiyi (Amr b. As'ı) seçtiler, siz ise sevmediklerinize en yakın kişiyi (Ebu Musa el-Aşari'yi) seçtiniz. Sizin işiniz Abdullah İbn-i Kays (Ebu Musa el-Aşari'nin) gibi kimselere kaldı. Dün, "Bu, bir fitnedir, yaylarınızın ipini koparın, kılıçlarınızı kınına sokun" diyordu. Eğer doğru söylediyse, zorlanmadığı halde gelmekle hata etti. Eğer yalan söylediyse, töhmet altına girdi. Amr İbnü'l As'ı, Abdullah İbni Abbas ile def edin. Fırsattan faydalanın, İslam'ın uzak şehirlerini gözetip koruyun. Görmüyor musunuz şehirleriniz savaş meydanına dönüşmüş, evleriniz düşmanın oklarına hedef olmuştur!"