logo
20 NİSAN 2024

Ruh, sahibi Allah’ı arıyor

08.06.2022 00:00:00
Prof. Dr. Haydar Baş'ın İcmal Dergisi Aralık 2017 tarihli yazısıdır.

Daha önce yazdığımız makalelerimizde altını çizdiğimiz önemli bir husus var; ruhun arayışı...
 
Allah'ın vecd sarayından kopup beden kalıbına giren ruh altın kafes içine konan kuş gibi 'aah vatan, aah vatan' diyor ve Bezm-i Elest hasretini çekiyor. Bu hasretin hem ferdi planda, hem sosyal planda değişik merhaleleri ve safhaları var.
 
Cenab-ı Halik, evvela ruhları yarattı ve onlara Elest Meclisi diye ifade edilen mecliste "Ben, sizin Rabbınız değil miyim?" sorusunu tevcih etti. "Ruhlar, evet, sen bizim, Rabbimizsin dediler." Müfessirler ve mutasavvıf âlimlerimiz (Allah şefaatlerinden ayırmasın) şunu söylüyorlar:
 
"Onlar bu sahnede Cenab-ı Hakk'ın güzelliğini seyrettiler, gördüler. Onun için O Güzeli arıyorlar. O'nun kokusunu aldılar. Öyle güzel bir koku arıyorlar. O'nun sesini duydular. O kadar güzel bir ses ki insan o sesi arıyor."
 
Hakikaten de insanoğlunda güzele, güzel kokuya, güzel sese karşı bir meyil, bir istidad vardır. Onu yok edemezsiniz. Neden? Çünkü istidad, insana Allah'ı hatırlatıyor. O kokuyu alıyorsun, "acaba O mu?", güzel sesi duyuyorsun, "acaba o ses mi?", bir güzel cemal görüyorsun, "acaba O mu?" diyorsun. Aradan biraz zaman geçiyor, ruhun "hayır O değil" diyor.
 
Demek ki ruh, hep O'nu arıyor. Zaten insanoğlu Allah'tan geldi yine O'na gidecek. "Allah'tan geldik, Allah'a döneceğiz." 
 
Bu dönüşü insan ölmeden yapar (ki buna vuslat diyoruz) Allah'a vâsıl olursa, Allah'ı tanırsa, Allah ile beraber olursa, dünya hayatı itminan mertebesinde geçer. Dünyada mutmain olur; yaptığı, yaşadığı her şeyden zevk alır. Çünkü O'nunla beraberdir. Sevdalısıyla beraber olan bir delikanlının hali ne ise insan da öyledir. Şimdi biz O'ndan kopmuş durumdayız.
 
İman her şeyin özüdür
 
Bugün, en doruk noktadaki insanımızdan en alt kademedeki insanımıza kadar herkesi hukukla, kanunla takip etmeye çalışıyoruz. Kanunla yola koymaya çalışıyoruz. Kanun olmayacak mı? Olmasın, demiyoruz. Fakat herkes kanunla takip edilemez ki, herkesin başına bekçi-polis koyamazsın ki!...
 
Şimdi şu anlatacağım ölçüyü bir ele alalım:
 
Öyle bir Allah ki; O benim dostum, O benim sevgilim. O'nunla olduğum zaman ben hürüm, ben huzurluyum, ben her şeyin hesabını O'na vereceğim. Zerre kadar hayır olsa onun mükâfatını alacağım, şer olsa cezasını çekeceğim. 
 
Ayette "Zerre kadar hayrın mükâfatı, zerre kadar şerrin de cezası, mücazatı var" buyruluyor. Bu inançla Allah ile beraber dostsunuz, arkadaşsınız. Kiramen-Katibin O'nun emriyle iş yapıyorlar. 
 
Bu anlayıştaki insanın yanlış yapması mümkün olabilir mi? Ona neyi teslim edersen et, erkekse elini haram olan bir şeye uzatsın, gözünü haram olana bir şeye çevirsin; bu mümkün değildir. Biz bugün maalesef bu kontrol mekanizmasından mahrumuz. "İman ne işe yarar?"
 
İman, her şeyin aslıdır, özüdür. İnsan bunu kaybetti mi; ondan nereye dinamit koyacak diye beklersin. Hangi bomba ile bilmem neresi uçurulacak diye beklersin. 
 
Ama nefsinin temeline, zemime ahlakına, ibadet dinamitini koyan, ibadet dinamiti ile onu havaya uçuran bir fert, Tevhid'i kendi iç tabiatında, Rabbini kendi iç tabiatında yaşamaya, O'nunla beraber olmaya başlar ki ona neyi emanet edersen et; onun tuttuğu her şeyde bereket olur. 
 
Dikkat edilirse; bugün 'bereket' kelimesi ortadan kalktı, kullanmıyoruz, zannıma göre de lügatten de çıkardılar. Niye? O'nunla olmadığımız için... O'nunla olan insanın yaptığı işlerde bereket olur.
 
Ruh, Allah'ı arıyor. Allah'a giden yolu Allah gösterdi. Cenab-ı Hak, o yolu gösterdi. O yol sırat-ı müstakimdir. O yoldan gittiğin zaman Rabbınla beraber olursun. O'nun tecellilerine erersin. O muhabbeti, o hazzı, o tadı, gönül kulvarında doya doya yaşarsın. Bugün insanımız, kısaca bütün insanlık, bunu arıyor.
 
Bir örnek verirsek; bütün dünyanın kalkıp da Mevlana Hazretlerini ziyarete gelmesinin temel esprisi, Mevlana Hazretlerinin boyu, karakaşı, kara gözü değildir. 
 
Hz. Mevlana insanların kalp kulvarında Allah'a nasıl gideceğinin yolunu gösteriyor, mesajını veriyor. Onun için de adamlar koşa koşa geliyorlar. 
 
Eğer biz hakikaten millet olarak vazifemizi yapabilsek daha çok koşacaklar. Şu anda adamlar bizi Hıristiyan yapmaya çalışıyorlar. Biz, kapımıza gelen insanları, Mevlana'yı bu derece sevmelerine rağmen İslam edemiyorsak bunun günahı, vebali bizimdir. Hazine bizim elimizdedir.
 
Yeri gelmişken bir hatıramı nakledeyim: İ972-73 olması lazım, Konya'da, bir Mevlana ihtifalindeyiz. İtalyan asıllı Anna Masalla isminde Müslüman olmuş bir profesör orada şunları söyledi: "Siz, Türkler, hazine üstünde oturan dilencilere benziyorsunuz. Mevlana gibi bir hazineniz var. Yunus gibi bir hazineniz var. Bizde bunlar yok." 
 
Tabii ki bunlar birer hazinedir. Bunların kalp kapağını açtın mı doğru Allah'a gidiyorsun. İşte bunlar, bizi biz yapan değerlerdir. Bu değerleri eğer hayatımıza geçirebilirsek hiç korkmayalım.
 
Peki, Mevlana gibi Hak dostu zâtlar bu muhabbetin kaynağını nereden alırlar? Yarın devam edecek
 
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.