Allah'ın Resulü (s.a.a) ile birlikte Müslümanlar öğle namazı için Mescid-i Nebevi'de buluşmuşlardı.
Namaz eda edilirken mescide fakir birisi geldi ve oradakilerden sadaka istedi. Fakat kimse sadaka vermedi.
Fakir ellerini göğe kaldırdı ve herkesin duyacağı bir sesle şöyle haykırdı:
* Ey Allah'ım, Resulüllah'ın mescidinde sadaka istedim. Ama kimse bana bir sadaka vermedi.
Fakir Müslüman Allah'a böyle şikâyet ederken Hz. Ali (r.a.) de o mescitte namazını eda ediyordu.
O Ali ki, hiçbir fakirin uzanan elini boş çevirmemişti.
O Ali ki, sahip olduğu bütün parası olan 4 dirhemin bir dirhemini gece, bir dirhemini gündüz, üçüncü dirhemini gizli ve dördüncü dirhemini ise açıkça sadaka veren, bunun üzerine hakkında, 'Onlar mallarını gece-gündüz, gizli ve açık Allah yolunda harcarlar' Kuran ayeti nazil olan Resulüllah'ın 'kardeşim' dediği kişiydi. (Bakara Suresi 274)
Fakir Cenab-ı Hakk'a yakarırken Hz. Ali o sırada rükû halindeydi.
Rükûda iken sağ elinin küçük parmağındaki yüzüğü o fakire doğru uzattı.
Fakir de gelip O'nun parmağındaki yüzüğü çıkarıp aldı.
Hz. Ali'nin o fakir Müslüman'a yüzüğünü rükû halindeyken sadaka olarak verdiğine o sırada mescitte olan Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.a) ve aralarında Ebu Zerr Gıfari'nin de bulunduğu bazı sahabeler de şahit oldu.
Resulüllah bu hadise üzerine mübarek ellerini kaldırıp şu duayı etti:
* Ey Allah'ım, kardeşim Musa senden istedi ve 'Rabbim göğsüme inşirah ver, işimde bana bir ortak ver. Kardeşim Harun'la beni kuvvetlendir...' dedi de onun hakkında vahiy indirildi. 'Senin pazunu kardeşinle kuvvetlendireceğiz ve ikinize hükümranlık vereceğiz' buyruldu. Ey Allah'ım, ben de senin peygamberin, safiyyin Muhammed'im. Benim sadrıma da inşirah ver, işimi kolaylaştır, ailemden bana bir vezir ver, Ali'yi; onunla benim sırtımı güçlendir.
Hz. Ali'nin rükû halindeyken fakir bir Müslüman'a infakta bulunduğuna şahit olan oradaki herkes Resulüllah'ın bu duasını da işitti.
Peygamber Efendimiz, duasını henüz bitirmişti ki Cibril-i Emin (a.s.) ile Cenab-ı Hakk'ın (cc) Maide suresi 55 ve 56. Ayeti kerimelerdeki şu ilahi buyruğu nazil oldu:
"Sizin veliniz, ancak Allah, O'nun Resulü ve namaz kılarken rükû halinde zekât veren Mü'minlerdir. Kim Allah'ı, O'nun Resulü'nü ve sözü edilen Mü'minleri veli edinirse, hiç şüphesiz, galip gelecek olanlar, Allah'ın taraftarlarıdır." (Velayet Ayeti-Maide Suresi: 55-56) (Râzî, XII; Taberî, VI, 186).
Namaz eda edilirken mescide fakir birisi geldi ve oradakilerden sadaka istedi. Fakat kimse sadaka vermedi.
Fakir ellerini göğe kaldırdı ve herkesin duyacağı bir sesle şöyle haykırdı:
* Ey Allah'ım, Resulüllah'ın mescidinde sadaka istedim. Ama kimse bana bir sadaka vermedi.
Fakir Müslüman Allah'a böyle şikâyet ederken Hz. Ali (r.a.) de o mescitte namazını eda ediyordu.
O Ali ki, hiçbir fakirin uzanan elini boş çevirmemişti.
O Ali ki, sahip olduğu bütün parası olan 4 dirhemin bir dirhemini gece, bir dirhemini gündüz, üçüncü dirhemini gizli ve dördüncü dirhemini ise açıkça sadaka veren, bunun üzerine hakkında, 'Onlar mallarını gece-gündüz, gizli ve açık Allah yolunda harcarlar' Kuran ayeti nazil olan Resulüllah'ın 'kardeşim' dediği kişiydi. (Bakara Suresi 274)
Fakir Cenab-ı Hakk'a yakarırken Hz. Ali o sırada rükû halindeydi.
Rükûda iken sağ elinin küçük parmağındaki yüzüğü o fakire doğru uzattı.
Fakir de gelip O'nun parmağındaki yüzüğü çıkarıp aldı.
Hz. Ali'nin o fakir Müslüman'a yüzüğünü rükû halindeyken sadaka olarak verdiğine o sırada mescitte olan Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.a) ve aralarında Ebu Zerr Gıfari'nin de bulunduğu bazı sahabeler de şahit oldu.
Resulüllah bu hadise üzerine mübarek ellerini kaldırıp şu duayı etti:
* Ey Allah'ım, kardeşim Musa senden istedi ve 'Rabbim göğsüme inşirah ver, işimde bana bir ortak ver. Kardeşim Harun'la beni kuvvetlendir...' dedi de onun hakkında vahiy indirildi. 'Senin pazunu kardeşinle kuvvetlendireceğiz ve ikinize hükümranlık vereceğiz' buyruldu. Ey Allah'ım, ben de senin peygamberin, safiyyin Muhammed'im. Benim sadrıma da inşirah ver, işimi kolaylaştır, ailemden bana bir vezir ver, Ali'yi; onunla benim sırtımı güçlendir.
Hz. Ali'nin rükû halindeyken fakir bir Müslüman'a infakta bulunduğuna şahit olan oradaki herkes Resulüllah'ın bu duasını da işitti.
Peygamber Efendimiz, duasını henüz bitirmişti ki Cibril-i Emin (a.s.) ile Cenab-ı Hakk'ın (cc) Maide suresi 55 ve 56. Ayeti kerimelerdeki şu ilahi buyruğu nazil oldu:
"Sizin veliniz, ancak Allah, O'nun Resulü ve namaz kılarken rükû halinde zekât veren Mü'minlerdir. Kim Allah'ı, O'nun Resulü'nü ve sözü edilen Mü'minleri veli edinirse, hiç şüphesiz, galip gelecek olanlar, Allah'ın taraftarlarıdır." (Velayet Ayeti-Maide Suresi: 55-56) (Râzî, XII; Taberî, VI, 186).
Orhan Dede / diğer yazıları
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023