Rum suresi ve Milli Ekonomi Modeli

Rum suresi Mekke'de nazil olan, altmış ayeti kerimeden müteşekkil, Peygamber Efendimiz (s.a.a) devrindeki iki büyük devletten biri olan Romalıların ismiyle Allah (c.c.) isimlendirdiği, ileride vuku bulacak (gayb) bir olaydan bahsettiği için mucizevî bir suredir. Bu surede Rumların üç ile dokuz senede galip geleceklerini Allah (c.c.) Peygamberimize bildirmiştir. Rumların İranlılar üzerine galip gelmesiyle birçok insan Müslüman olmuştur.(1)  Müşrikler, Kur'an-ı Kerim'in bu mucizesiyle alay etmişlerdir. Ebu Bekir (r.a.) ayetteki üç ile dokuz yıl ibaresine rağmen, altı yıl için ortaya mal koyarak müşriklerle Rumların galibiyeti üzerine iddiaya girmiş, altı yıl içinde de herhangi bir galibiyet Rumlar tarafından olmayınca Ebu Bekir'in mallarına müşrikler el koymuştur. (2) Yedinci senede Rumlar İranlıları yenince mucize ortaya çıkmış Müslümanların kalbi mutmain olmuştur. Olan Ebu Bekir'in mallarına olmuştur. Maalesef ülkemizde bu olay tam tersine anlatılmış bahsi kaybedenin müşrikler olduğu söylenmiştir. Ayeti kerimenin üç ile dokuz yıl diye söylemesine rağmen müşriklerle tevil edip altı seneye karar kılan Ebu Bekir'in malına olan olmuştur.Rum suresinin dokuzuncu ayeti kerimesinde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:"Onlar yeryüzünde dolaşıp kendilerinden önceki kavimlerin sonunun nasıl olduğuna bakmadılar mı? Onlar kendilerinden daha kuvvetli idiler. Yeryüzünü sürüp işlemişler ve orayı kendilerinin imar ettiğinden daha çok imar etmişlerdi. Onlara da peygamberleri apaçık deliller getirmişlerdi. Allah onlara asla zulmediyor değildi. Fakat onlar kendilerine zulmediyordu."Dikkat edersek Rabbimiz kâfir olan toplumlara yeryüzünde dolaşıp, onlardan önceki yaşamış olan kavimleri görmelerini, görerek ibret almalarını buyurmaktadır. İbret almak içinse o kavimlerin ne yaptıklarını görmek gerekir. Dünyamızda Uzak Doğu'dan Orta Asya'ya Güney Amerika'dan birçok ülkede arkeologlar tarafından yapılan kazılarda çok eski medeniyetlere ulaşılmıştır. Burada en çok dikkat çekilen konu ise o kavimlerin kuvvetli olmaları. Kuvvet ise çok para basmaları ile alakalı değildir. Kastedilen kuvvet; kuşkusuz ki yerin üstünü sürüp işlemeleri. İster karasabanla, isterseniz en gelişmiş traktörle sürün neticesinde sürdüğünüz tarladan ürünü alırsınız. Sürdüğünüz ürün kadar alabilirsiniz.Bir de yeryüzünü imar etme var. Bu nasıl imar faaliyeti olacak ki yapmış oldukları eserler yüzyıllar boyu yaşayacak? Burada çok önemli bir nokta var yerin üstünü imar edebilmeniz için yerin altındakileri çıkartmanız lazım. Piramitleri imar etmeniz için yerden taş ve granit çıkarmanız lazım. Petra'yı (Ad ve Semud kavimlerinin yaşadığı bölge) yapabilmeniz, kayaları oyabilmeniz, bunun içinse kesinlikle yontucu bir madenin elinizde olması lazımdır. Bu madeni yerden çıkarmanız gerekiyor. Kısaca kuvvetli olmanızın şartı, Kur'an-ı Kerim'de beyan olunduğu üzere yerin altını ve üstünü işleyip yeryüzünü imar etmektir.Bu ayeti kerimenin gerçekleşmesi sizce, insanlığı açlığa mahkûm edip, aç gözlülükle birbirlerini sömürmeyi vaaz eden kapitalizmle mümkün mü?Milli Ekonomi Modeli'ndeki kaynakların tarifinin ne olduğunu nasıl ayete paralel bir mana taşıdığını gördük ve nereden bulunduğunu hep beraber anladık. Pekâlâ, hala kapitalizm deyip papazın dediğini yapanlara bu ayeti kerime acaba ne hatırlatıyor?İslam, işimize gelince bir bölümünü inkâr edip diğer bölümüne iman edeceğimiz bir din mi?  Kaynaklar: 1- Tirmizi, K. Tefsir el-Kuran Sure: 30 bab: 14 Hadis no: 31942- Taberi Tefsiri cild: 6 s: 398 Hisar Yayınevi.