Cumhurbaşkanlığı danışmanlarına kadar uzanan rüşvet suçlamaları, skandallar…
Şu ana kadar "rüşvet" kelamı yasaklanmadığına göre, konuyu sütunumuza yatırabiliriz.
Utanmadan sıkılmadan rüşvete bir de tarife uygulayanlar, pazarlık kapısını da açık tutuyorlar.
Türkiye'nin şu anda en büyük sorunu nedir diye sorsanız, çeşitli yanıtlar verilebilir.
Kimimiz ekonomik güçlükleri, hayat pahalılığını, işsizliği, yüksek enflasyonu, döviz kurunu; kimimiz iç ve dış terör tehdidini, yargı bağımsızlığının ve hukukun üstünlüğü ilkesinin ortadan kalktığını sayabiliriz. Kimisi de bilimsel özgürlük ve üniversite özerkliğinden, ilkokul düzeyindeki eğitimin bile yetersizliğinden, kalitesizliğinden yakınabilir.
Ama görünen o ki, en büyük sorunumuz, Türkiye'yi yönetiyor gibi yapanların ve onların yandaşlarının, yalakalarının, çanak yalayıcılarının, beslemelerinin milletle alay edercesine aldırmaz, sorumsuz tutum ve davranışlarıdır.
Milletin kendisi ile de zekası ile de alay eden ve giderek (hem sayıları azalma anlamında, hem de kendilerini küçük düşürmek anlamında) küçülen bir kitle var karşımızda.
Etik ve ahlaki anlayışlardaki zayıflamalar yanlışın doğru gibi algılanmasına sebep olmaktadır.
Oysa, etik, ahlak ve hukuk arasındaki birliktelik ve bağlantı her zaman güçlü tutulmalıdır.
Hukuk uygulamasında sıkça sorulan bir soru vardır.
Amaca ulaşmak için her yolu mübah sayan becerikli avukat mı, yoksa hukuku bilen, dürüst avukat mı tercih edilir? Bu sorunun yanıtı kişiden kişiye, kişisel çıkarlara göre değişir. Fakat hukukun üstünlüğüne, adalete, dürüstlük kuralı gibi temel hukuk ilkelerine inanıyorsak kuşkusuz buna "hukuku bilen, dürüst avukat tercih edilir" yanıtını vermemiz gerekir. İşte hukuksal etik bu tür sorulara doğru yanıtı arayan bir düşünce tarzıdır. Ahlakla çok yakından ilgilidir. Aslında genel anlamda "etik" ahlakı inceleyen bir felsefe disiplinidir. Çok yönlü bir kavram olsa da belirli bir faaliyet alanında veya meslekte işlem ve eylemlerin gerçekleştirilmesinde göz önünde tutulması gereken ahlaki değerler bütününe de etik deniz.
Şimdi soruyu soralım: Yöneticiler nasıl olmalı?
Etik ve ahlaki söylemlere yer verip, sonrasında bu söylemlerinin tam aksini sergileyenlere ne diyeceğiz?
Konu yöneticiler ve yönetimse; yönetilenlere büyük sorumluluk düşüyor. Yönetim ciddi bir iştir. Bu nedenle yönetilenlerin bilinçlenerek bakış açılarını genişletmeleri gerekir.
Rüşvet ve yolsuzluğun önlenmesi için gerekli adımların atılması, yasal düzenlemelere bağlıdır.
Peki düzenlemeleri yapacak olan politikacılar bizzat rüşvetin ve yolsuzlukların üreticisi durumundaysa !.. Ya da tuz kokmuşsa!
Etik ve ahlaki bozulmalar bir kez başladı mı, onarımın zor olacağı unutulmamalıdır.
O nedenle acilen, ilk seçimde, liyakat esas alınarak tercihlerimizi yapalım. Kılavuzumuz topal ördek olmasın!
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023