Kuzey Osetya'daki gerilimli okul baskını yatışmış gibi görünse de bölge için endişeli bekleyiş ve siyasal kaos sükun bulmuş değil.
Rus güvenlik birimleri rehineleri kurtarmak için baskın düzenlerken halktan büyük destek aldı.
Yüzlerce sivilin rehnedilmesi ve bu sivillerin çoğunluğunun kadın ve çocuk olması destek için yeterleyde.
Bölgede teröre karşı mücadele edeceklerini ve eylemcilerle pazarlık yapmayacaklarını söyleyen Rus lider Putin, kısmi yollardan diyaloğa geçmeyi de ihmal etmedi.
Kuzey Osetya'da yaşanan eylem, uluslararası hukuk açısından ve insani vicdan bağlamında kabul görmedi.
İçerideki masum insanların hangi milliyetten, hangi dinden olduğu önem arzetmiyor idi.
Eylemcilerin kimliği ise önemli görüldü.
Eylemciler, Çeçen kökenli de olsa, İnguş kaynaklı da olsa, Gürcü bağlantılı da olsa, Rus orjinli de olsa; asıl sorulması gereken onların bunu ne amaçla ve niçin yapıyor olmaları idi aslında.
Irak sendromu ile Osetya dramı bu eksende değerlendirilecek olursa; Irak'ta yaşanan olaylara artık direniş boyutuyla bakmama gibi bir psikolojik boyut verilmek isteniyor. Eylemler bir yandan kınanacak, bir yandan da terör kılıfına oturtulacak. Asıl amaç kutsal direnişi elimine edebilmek.
İslamcı(!) yaftası vurulan örgütlere karşı Amerikan işgal eylemleri ve katliamları meşru gösterilecek.
Irak'ta nasıl ki Sünnisinden Şiisine bir birlik var; bu birlik sadece dini zeminde sürmüyor, vatanını milletini savunun kişiler eline silah alarak oto savunmaya geçiyor. İnsanlar hem kendini hem çolunu çocuğunu koruma güdüsüyle eylem yapıyor.
Bireysel eylemler dahi dini eksene çekilerek terör tanımına oturtulunca ortaya İslamcı şeklinde kafa karışıklığı çıkıyor.
Bazı marjinal ve ne idüğü bilinmeyen örgütler ortaya çıkıyor, insanların kafasını kesiyor. Bunu din adına yaptıklarını söyleyenlerin bantları elden ele dolaşıyor. Ve islam fobisi ve nefreti insanların hafızasına kazınıyor.
Bu böyle olunca da işgalcilerin vahşeti daha geri planda kalıyor
Kuzey Osetya'daki durum da buna benzer bir tablo ortaya koydu.
Eylemcilerin neden çocukları rehin aldığı ve niçin okulu bastığı propagandası yapılarak Çeçen davası bloke edilmeye çalışıldı.
Aslında bu eylemden Çeçenler zarar gördü.
Çeçen lider Basayev'in bu olayda parmağı olduğu son iddialar arasında. İddialar bununla sınırlı değil. Basayev'in Türkiye'de olduğu da ileri sürüldü.
Bir taraftan Putin'in Türkiye'ye gerçekleştirmeyi düşündüğü ziyaret ertelenirken; diğer taraftan Çeçen komutan'a Türkiye'nin destek çıktığı savları palazlandırılıyor.
Kafkaslar'ın hassas karnı Kuzey Osetya'daki hassas dengelerde uluslararası bir mücadele verilirken bu mücadeleden en ağır yarayı ne yazık Çeçenler alıyor.
Ruslar'ın Çeçenistan'da uyguladığı şiddet politikası yeni şiddet olayları ile kapatılarak pazarlanmaya çalışıldı.
Moskova ve Putin de kendini uluslararası camianın karşısında aklamış olacaklar.
Rus güvenlik birimleri rehineleri kurtarmak için baskın düzenlerken halktan büyük destek aldı.
Yüzlerce sivilin rehnedilmesi ve bu sivillerin çoğunluğunun kadın ve çocuk olması destek için yeterleyde.
Bölgede teröre karşı mücadele edeceklerini ve eylemcilerle pazarlık yapmayacaklarını söyleyen Rus lider Putin, kısmi yollardan diyaloğa geçmeyi de ihmal etmedi.
Kuzey Osetya'da yaşanan eylem, uluslararası hukuk açısından ve insani vicdan bağlamında kabul görmedi.
İçerideki masum insanların hangi milliyetten, hangi dinden olduğu önem arzetmiyor idi.
Eylemcilerin kimliği ise önemli görüldü.
Eylemciler, Çeçen kökenli de olsa, İnguş kaynaklı da olsa, Gürcü bağlantılı da olsa, Rus orjinli de olsa; asıl sorulması gereken onların bunu ne amaçla ve niçin yapıyor olmaları idi aslında.
Irak sendromu ile Osetya dramı bu eksende değerlendirilecek olursa; Irak'ta yaşanan olaylara artık direniş boyutuyla bakmama gibi bir psikolojik boyut verilmek isteniyor. Eylemler bir yandan kınanacak, bir yandan da terör kılıfına oturtulacak. Asıl amaç kutsal direnişi elimine edebilmek.
İslamcı(!) yaftası vurulan örgütlere karşı Amerikan işgal eylemleri ve katliamları meşru gösterilecek.
Irak'ta nasıl ki Sünnisinden Şiisine bir birlik var; bu birlik sadece dini zeminde sürmüyor, vatanını milletini savunun kişiler eline silah alarak oto savunmaya geçiyor. İnsanlar hem kendini hem çolunu çocuğunu koruma güdüsüyle eylem yapıyor.
Bireysel eylemler dahi dini eksene çekilerek terör tanımına oturtulunca ortaya İslamcı şeklinde kafa karışıklığı çıkıyor.
Bazı marjinal ve ne idüğü bilinmeyen örgütler ortaya çıkıyor, insanların kafasını kesiyor. Bunu din adına yaptıklarını söyleyenlerin bantları elden ele dolaşıyor. Ve islam fobisi ve nefreti insanların hafızasına kazınıyor.
Bu böyle olunca da işgalcilerin vahşeti daha geri planda kalıyor
Kuzey Osetya'daki durum da buna benzer bir tablo ortaya koydu.
Eylemcilerin neden çocukları rehin aldığı ve niçin okulu bastığı propagandası yapılarak Çeçen davası bloke edilmeye çalışıldı.
Aslında bu eylemden Çeçenler zarar gördü.
Çeçen lider Basayev'in bu olayda parmağı olduğu son iddialar arasında. İddialar bununla sınırlı değil. Basayev'in Türkiye'de olduğu da ileri sürüldü.
Bir taraftan Putin'in Türkiye'ye gerçekleştirmeyi düşündüğü ziyaret ertelenirken; diğer taraftan Çeçen komutan'a Türkiye'nin destek çıktığı savları palazlandırılıyor.
Kafkaslar'ın hassas karnı Kuzey Osetya'daki hassas dengelerde uluslararası bir mücadele verilirken bu mücadeleden en ağır yarayı ne yazık Çeçenler alıyor.
Ruslar'ın Çeçenistan'da uyguladığı şiddet politikası yeni şiddet olayları ile kapatılarak pazarlanmaya çalışıldı.
Moskova ve Putin de kendini uluslararası camianın karşısında aklamış olacaklar.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005