logo
29 MART 2024

Sadece siviller katlediliyor

28.10.2001 00:00:00
Amerika'nın Afganistan'da başlattığı askeri operasyon 20'nci gününü geride bırakırken, Amerikan Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in Çarşamba günü bir Amerikan gazetesinde çıkan demecinde, "Belki Usame Bin Ladin'i hiç yakalayamayacaklarını ama Taliban rejimini devirmeyi kesinlikle başaracaklarını" ifade etmesi, son derece anlamlı bir itiraftı! Rumsfeld'in açığa vurduğu bu düşünce, Başkan Bush'un "Haçlı Seferi" ikrarı kadar önemli olmasa da, çağrıştırdığı manalar itibariyle mühim bir ifşa olarak ortaya çıkıyor. Bu açıklama ABD yönetimi içinde derin fırtınalar koparmış olacak ki, Rumsfeld bir gün sonra bu kez tüm medyanın huzuruna çıkıp, beyanını tefsir etmek kaldı. Hani bizde bilinçli ya da bilinçsiz olarak önce önemli açıklamalarda bulunup, kamuoyundan veya etkili çevrelerden gelen tepkiler üzerine "Ben onu demek istememiştim" istikametinde tevile girişen 'hızlı siyasilerin' yaptığı gibi.

Rumsfeld, 'tevil teşebbüsünde' hedeflerinin Bin Ladin'i yakalamak olduğunu söyledi ama "Ortada bir ilerleme yok. Ya elinizdedir ya da değildir...Hareket ediyor mu? Elbette ki. Bir şey yapmamıza müsaade edecek nitelikte yerini tespit edebildik mi? Hayır" dedi ve Amerika'nın Afganistan'da sürdürdüğü harekatta bir anlamda gelinen noktayı da özetledi: Elde sayıları bini aşan masum Afgan'ın katlinden başka hala somut bir şey yok!

Iraklı-Afgan soykırımı

ANALİZ'de sürekli olarak Körfez Savaşı ile Afganistan'daki 'katliam' arasında paralellik kuruyoruz. ABD'nin amacı itibariyle her iki 'askeri harekat' arasında yakın bir ilişki bulunuyor. Körfez Savaşı ile ABD Ortadoğu'ya çöreklenmek istiyordu ve bunu başardı. Afganistan savaşı ile Orta Asya ve Güney Asya'daki hedeflerine varmayı planlıyor. Washington, dünya çapında 'sürekli egemenliğini' sürdürebilmek için her iki savaşı planladı ve gerçekleştirdi kısaca.

Nasıl ki Körfez Savaşı esnasında ve sonrasında Saddam Hüseyin hedef tahtasına oturtulmadıysa, Afgan savaşında da 'Usame bin Ladin' aynı muameleyi görecek. Şu ana kadar ki gelişmeler bu tezimizi doğruluyor. Bu nedenle Rumsfeld'in ifşası, Körfez Savaşı'nı iyi tahlil eden okuyucu açısından ciddi bir yol haritası olarak öne çıkıyor.

"Kim yönetecek?" tartışması

Afganistan'a yönelik askeri operasyon sonrası dönem, savaşın akışı netleşmese de yoğun şekilde tartışılıyor. Afgan halkının katledilmesi konusunda küresel (ABD) ve bölgesel güçlerin (Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, Almanya, Pakistan ve Hindistan) ortak tavır içinde oldukları açık bir gerçek. Ancak iş Afganistan'da kurulacak yönetime geldiğinde, bu güçler arasında derin ihtilaflar ve çekişmeler karşımıza çıkıyor.

Mesela, Amerikan Dışişleri Bakanı Colin Powell, Pakistan'ın etkili olacağı bir yönetimin Afganistan'da çoğunluk tarafından kabul görmeyeceğini, yeni yönetimin sürgündeki Kral Zahir Şah, Kuzey İttifakı ve güneyde yer alan aşiretlerin bir arada kendi geleneklerine uygun karar verecekleri bir şekilde oluşması gerektiği kanaatinde. Ancak Pakistan'da yapılan toplantı Amerikalılara bu işin söylenildiği kadar kolay olmadığını da gösterdi.

Bu açıdan Afgan muhalif gruplarının önümüzdeki hafta İstanbul'da yapacakları toplantı hem dünya, hem bölge hem de Türkiye açısından büyük önem taşıyor. Öyle ya Taliban karşıtı cephe de bölük börçük. Bir düzine etnik gruptan müteşekkil bu cepheyi ortak bir kimlik, ortak bir gaye etrafında birleştirebilmek bir hayli zor.

Bu bağlamda Hindistan ve Rusya'nın, Pakistan'a karşı Kuzey İttifakı'nı madden ve manen desteklemesi bölgedeki denklemlerin hallini zorlaştırıyor.

Yapılan eleştiriler Amerika'nın askeri harekatta daha ileri gidip Taliban'ı devirmeden önce aynı zamanda Afganistan'da gelecek hükümetin alt yapısını bir an önce oluşturması ve Birleşmiş Milletleri bir an önce bu plana daha aktif şekilde dahil etmesi yönünde odaklaşıyor.

Gölge askerlerin saldırısı

ABD'nin Afganistan'a yönelik askeri müdahalesi ile birlikte 'şarbon vak'aları da çığ' gibi artmaya başladı. Gelişmenin ilginç yanı, bu olayların savaşla birlikte ortaya çıkması!!! Yani bir takım güçler, ABD'nin Afganistan'daki soykırımını perdelemek için, bir başka deyişle bu soykırımı başta yaralı ABD kamuoyu olmak üzere Batı kamuoyunun dikkatlerinden kaçırmak için 'şarbonlu mektupları seri üreterek' piyasaya sürdüler. Bu mektupların ABD'de yoğunlaşması da bu açıdan dikkat çekiyor. Başkanı Bush'un ifadesi ile "11 Eylül'de başlayan terör saldırıları bu kez de şarbonla devam ediyor." Amerikan İç Güvenlik Bakanı Tom Ridge de Amerika'nın mektuplarla gelen yüksek dozda şarbon bakterisi ile "gölge askerlerin" saldırısı altında olduğunu söyledi. Ridge yaptığı açıklamada bir diğer önemli not da Senato Çoğunluk Lideri Tam Daschle'a giden mektuptaki şarbon bakterisinin diğer mektuplarla gelen şarbon bakterisinden farklı, son derecek yoğun ve daha küçük olduğu ifadesi idi. Bu bakteri küçüldükçe daha tehlikeli bir hal alıyor. Yine Ridge ifadesi ile, daha küçük olan şarbon bakterisi solunum yollarından daha rahat teneffüs edilebiliyor ve öldürücü olabiliyor.

Rakamlarla ifade edilecek olursa, şu anda şarbondan hasta olan toplam 15 kişi var ve 3 kişi de hayatını kaybetti. Tedavi altındakilerin sayısı ise 10 bini aşıyor.

Bu şarbon saldırısı da en az 11 Eylül'deki 'vuruşlar' kadar teknik bir kapasite gerektiriyor. Ne dersiniz, her ikisini de gerçekleştirenler aynı güçler olmasın!
 
Recep Bahar / diğer yazıları
Murat Ağırel'den iki yeni belge
Gizli servet deştikçe fışkırdı!
'Mazlumlara yaptığımız yardım için mimlendik'
Erdoğan da Gazze istismarı yaptı
Türkiye'nin en genç başkan adayı BTP'den
BTP Kadirli Adayı 18 yaşında
İsrail, Gazze'de önüne geleni öldürdü
171 BM çalışanı hayatını kaybetti
Mehmetçikin yolunu açma çalışması
Kar kalınlığı 7 metreyi buldu
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Murat Ağırel'den iki yeni belge
Gizli servet deştikçe fışkırdı!
'Mazlumlara yaptığımız yardım için mimlendik'
Erdoğan da Gazze istismarı yaptı
Türkiye'nin en genç başkan adayı BTP'den
BTP Kadirli Adayı 18 yaşında
İsrail, Gazze'de önüne geleni öldürdü
171 BM çalışanı hayatını kaybetti
Mehmetçikin yolunu açma çalışması
Kar kalınlığı 7 metreyi buldu
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.