‘Salgın kadınları daha çok etkiledi’
Ülkemizde de hem kadınlar, hem erkekler, hem çocuklar salgın nedeniyle yaşamlarındaki büyük değişime ayak uydurmaya çalışıyor. Uzman Klinik Psikolog Kübra Bozkurt, salgının ruhsal etkileri gözlemlendiğinde, kadınlarla erkekler arasında birtakım farklılıklar olduğunu vurguladı
08.07.2020 03:35:00





Kovid-19 salgını dünyadaki her kesimi etkilediği ifade eden Uzman Klinik Psikolog Kübra Bozkurt, "Ülkemizde de hem kadınlar hem erkekler hem de çocuklar yaşamlarındaki bu büyük değişime ayak uydurmaya çalıştı. Çalışan insanlardaki değişim, iş hayatının eve taşınmasıyla, çocuklardaki değişim, okul hayatının bir süreliğine ara verilip evde eğitime geçişle yaşandı. Yaşlı insanlar evlerinden çıkamadı, her kesimden insan sosyal izolasyon nedeniyle arkadaşlarından, ailelerinden uzak kaldı" dedi.
'Kadınlar duygudurum açısından daha zorlandı'
Salgının kadınlar üzerinde ruhsal anlamda etkileri gözlemlendiğinde, kadınlarla erkekler arasında birtakım farklılıklar ortaya çıktığını belirten Bozkurt, "Öncelikle çalışan kadınlar ele alındığında, aktif bir yaşamı olan kadının evde izole bir yaşama geçişiyle birtakım değişikler gözlemliyoruz. İş hayatının verdiği sosyallikten uzaklaşmış oluyor kadın artık. Her gün düzenli olan programı bozuluyor, yatma kalkma saatleri, yemek saatleri değişiyor. Home office çalışma koşullarının zorlayıcı olması, pandemi sürecinden etkilenen işletmelerin, çalışanlarını daha fazla mesaiye zorlamasıyla da, kadınlar günlük 'pandemi' hayatına adapte olmakta daha çok zorlanıyorlar.
Günlük rutinin bozulması, aniden değişen sosyal yaşantı, daha az fiziksel hareket mevcut duygudurumunu daha çok zorlamaya başlıyor. Hareketsiz bir yaşantı, belli bir hedefi olmadan geçirilen gün kişiyi hafif depresif belirtilerle başlayan ciddi bir psikiyatrik soruna götürebilir. Bunun kadınlar üzerindeki en büyük farkı, çocuğu olan kadınların daha fazla sorumluluk yüklenmesiyle, günlük problemleriyle baş ederken daha fazla zorlanmalarına neden olması olarak gösterilebilir" ifadelerini kullandı.
'Çocuklu kadınların günlük sorumlulukları arttı'
Annelerin, her ne kadar sorumluluğu eşleriyle paylaşsalar da, kendilerine yükledikleri sorumluluk daha fazla olduğunu vurgulayan Bozkurt, annelerin çocuklarının ihtiyaçlarını karşılama, eğitimleriyle, sosyal hayatlarıyla birebir ilgilenme, günlük yaşantılarına yön verme gibi uğraşları olduğunun altını çizerek, "Pandemi sürecinde sadece kendi sağlıklarını değil, öncelikli olarak çocuklarının sağlığını öne koymaya çalıştı anneler.
Evdeki hijyene, dışarıdan eve getirilen eşyaların temizliğine daha çok dikkat ettiler. Bunları yaparken de çoğunlukla kendi gereksinimlerinden fedakarlıklar yaptılar. Çalışma saatleri, kişisel bakıma ayırdıkları vakit, eşleriyle, aileleriyle geçirdikleri vakitten fedakarlık yapıp, evde kalan çocuklarının eğitimiyle birebir ilgilenmeye, onların günlük programında aktif olmaya çalıştılar" diye belirtti.
'İnsanlar daha gergin, daha stresli'
Bozkurt, çalışan/çalışmayan tüm kadınların, çocuğu olan olmayan tüm kadınların bu süreçten bir şekilde etkilendiğini ve şu an salgından korunmak için tedbirli hayata geçmiş olsalar da bunun, bir takım psikolojik sorunlar geliştirmedikleri anlamına gelmeyeceğini vurgulayarak, "Daha gergin, stresli, daha agresif, fevri çıkışlar yapan, daha tahammülsüz olan, daha çabuk bunalan ve ağlama ihtiyacı hisseden bireyler haline geldi aile üyeleri. Kadınlarda bu sıkıntıların daha fazla görülebilir olmasının nedeni olarak da belirtildiği gibi, kendilerine daha fazla sorumluluk yüklemeleriyle alakası olabilir." dedi.
Bu sorunlarla nasıl baş edilir?
Kadının da erkeğin de yorulabileceğinin altını çizen Bozkurt, "Eğer onlar kendi sağlıklarını göz ardı ederlerse, evin diğer üyelerinin ihtiyacı olan desteği gösteremezler. Bu yüzden fedakarlık yapmadan önce herkesin ihtiyacının dengeli bir şekilde karşılandığından emin olunmalı. Kadınlar zorlandıkları noktalarda eşlerinden, diğer aile üyelerinden mutlaka destek almalı, sorunlarını paylaşmalı. İhtiyaç duydukları anda profesyonel bir yardım almak da baş etme sürecini hızlandıracaktır.
Evde ve dışarıda vakit geçirmek için kendilerine özel zaman ayırmalılar. Çocukları varsa çocuklarıyla geçirecekleri zaman ayrı, eşleriyle geçirecekleri zaman ayrı, diğer aile üyeleriyle geçirecekleri zaman ayrı ve yalnız zaman geçirecekleri zaman ayrıdır. Bunların her birinin dengeli bir şekilde gerçekleşmesi gerekir. Eğer çocuklarına daha fazla zaman ayırmak için, kendilerine ayıracakları zamandan fedakarlık yaparlarsa, dinlenmeleri için, streslerini atabilecekleri imkan azalır, ruhsal anlamda kendilerini zorlamaya başlamış olurlar.
Düzenli programları olmalı, kendilerinin ihtiyaçları için yeterli zaman ayırmalılar programlarına. İhtiyaçları konusunda yakınlarından destek almalılar. Örneğin eşiyle baş başa vakit geçirmek isteyen bir kadın, çocuğunun bakımı için güvendiği birisinden yardım isteyebilir. Çocuğunun eğitimiyle ilgilenmek istediğinde eşinden eşit destek almalı, fazlasını kendisi yüklenmemeli. Bu konuda sorun yaşayan çiftler çift terapisiyle sorunlarına çözüm bulabilirler" şeklinde konuştu. İHA
'Kadınlar duygudurum açısından daha zorlandı'
Salgının kadınlar üzerinde ruhsal anlamda etkileri gözlemlendiğinde, kadınlarla erkekler arasında birtakım farklılıklar ortaya çıktığını belirten Bozkurt, "Öncelikle çalışan kadınlar ele alındığında, aktif bir yaşamı olan kadının evde izole bir yaşama geçişiyle birtakım değişikler gözlemliyoruz. İş hayatının verdiği sosyallikten uzaklaşmış oluyor kadın artık. Her gün düzenli olan programı bozuluyor, yatma kalkma saatleri, yemek saatleri değişiyor. Home office çalışma koşullarının zorlayıcı olması, pandemi sürecinden etkilenen işletmelerin, çalışanlarını daha fazla mesaiye zorlamasıyla da, kadınlar günlük 'pandemi' hayatına adapte olmakta daha çok zorlanıyorlar.
Günlük rutinin bozulması, aniden değişen sosyal yaşantı, daha az fiziksel hareket mevcut duygudurumunu daha çok zorlamaya başlıyor. Hareketsiz bir yaşantı, belli bir hedefi olmadan geçirilen gün kişiyi hafif depresif belirtilerle başlayan ciddi bir psikiyatrik soruna götürebilir. Bunun kadınlar üzerindeki en büyük farkı, çocuğu olan kadınların daha fazla sorumluluk yüklenmesiyle, günlük problemleriyle baş ederken daha fazla zorlanmalarına neden olması olarak gösterilebilir" ifadelerini kullandı.
'Çocuklu kadınların günlük sorumlulukları arttı'
Annelerin, her ne kadar sorumluluğu eşleriyle paylaşsalar da, kendilerine yükledikleri sorumluluk daha fazla olduğunu vurgulayan Bozkurt, annelerin çocuklarının ihtiyaçlarını karşılama, eğitimleriyle, sosyal hayatlarıyla birebir ilgilenme, günlük yaşantılarına yön verme gibi uğraşları olduğunun altını çizerek, "Pandemi sürecinde sadece kendi sağlıklarını değil, öncelikli olarak çocuklarının sağlığını öne koymaya çalıştı anneler.
Evdeki hijyene, dışarıdan eve getirilen eşyaların temizliğine daha çok dikkat ettiler. Bunları yaparken de çoğunlukla kendi gereksinimlerinden fedakarlıklar yaptılar. Çalışma saatleri, kişisel bakıma ayırdıkları vakit, eşleriyle, aileleriyle geçirdikleri vakitten fedakarlık yapıp, evde kalan çocuklarının eğitimiyle birebir ilgilenmeye, onların günlük programında aktif olmaya çalıştılar" diye belirtti.
'İnsanlar daha gergin, daha stresli'
Bozkurt, çalışan/çalışmayan tüm kadınların, çocuğu olan olmayan tüm kadınların bu süreçten bir şekilde etkilendiğini ve şu an salgından korunmak için tedbirli hayata geçmiş olsalar da bunun, bir takım psikolojik sorunlar geliştirmedikleri anlamına gelmeyeceğini vurgulayarak, "Daha gergin, stresli, daha agresif, fevri çıkışlar yapan, daha tahammülsüz olan, daha çabuk bunalan ve ağlama ihtiyacı hisseden bireyler haline geldi aile üyeleri. Kadınlarda bu sıkıntıların daha fazla görülebilir olmasının nedeni olarak da belirtildiği gibi, kendilerine daha fazla sorumluluk yüklemeleriyle alakası olabilir." dedi.
Bu sorunlarla nasıl baş edilir?
Kadının da erkeğin de yorulabileceğinin altını çizen Bozkurt, "Eğer onlar kendi sağlıklarını göz ardı ederlerse, evin diğer üyelerinin ihtiyacı olan desteği gösteremezler. Bu yüzden fedakarlık yapmadan önce herkesin ihtiyacının dengeli bir şekilde karşılandığından emin olunmalı. Kadınlar zorlandıkları noktalarda eşlerinden, diğer aile üyelerinden mutlaka destek almalı, sorunlarını paylaşmalı. İhtiyaç duydukları anda profesyonel bir yardım almak da baş etme sürecini hızlandıracaktır.
Evde ve dışarıda vakit geçirmek için kendilerine özel zaman ayırmalılar. Çocukları varsa çocuklarıyla geçirecekleri zaman ayrı, eşleriyle geçirecekleri zaman ayrı, diğer aile üyeleriyle geçirecekleri zaman ayrı ve yalnız zaman geçirecekleri zaman ayrıdır. Bunların her birinin dengeli bir şekilde gerçekleşmesi gerekir. Eğer çocuklarına daha fazla zaman ayırmak için, kendilerine ayıracakları zamandan fedakarlık yaparlarsa, dinlenmeleri için, streslerini atabilecekleri imkan azalır, ruhsal anlamda kendilerini zorlamaya başlamış olurlar.
Düzenli programları olmalı, kendilerinin ihtiyaçları için yeterli zaman ayırmalılar programlarına. İhtiyaçları konusunda yakınlarından destek almalılar. Örneğin eşiyle baş başa vakit geçirmek isteyen bir kadın, çocuğunun bakımı için güvendiği birisinden yardım isteyebilir. Çocuğunun eğitimiyle ilgilenmek istediğinde eşinden eşit destek almalı, fazlasını kendisi yüklenmemeli. Bu konuda sorun yaşayan çiftler çift terapisiyle sorunlarına çözüm bulabilirler" şeklinde konuştu. İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.