17 Mayıs Çarşamba günkü menfur saldırıdan beri her taraf toz-duman, zihinler karmakarışık ve gündem tek maddeye inmiş durumda. Devletin işleyişinde önemli üç ayaktan biri olan yargı kurumunun temsilcilerine yapılan hain saldırı, gündemi değiştirmeye, dikkatleri dağıtmaya yönelik bir sinsi planın bir parçası olarak görünüyor. Milletimizin gündeminde ne var, Anadolu da, caddede, sokakta, çarşıda, pazarda ve kahve köşelerinde insanımız neleri konuşuyor, tartışıyor? Konuşulan, tartışılan bu konular kimleri rahatsız ediyor? Bu sorular doğru cevaplandırılırsa, Danıştay üyelerine sıkılan kurşunların tertipçileri de kendiliğinden ortaya çıkmış olur.Irak işgalinden ve işgalden sonra sergilenen katliam ve cinayet görüntülerinden ötürü, vicdanı sızlayan, yüreği kan ağlayan milletimiz, İran'a yönelecek bir saldırı gündeme gelince, yedisinden yetmişine bütün halkımız kesinlikle böyle bir şey olamaz, Irak örneğinden sonra böyle cinayete destek verilemez diyor. Bu konuda, halkımız arasında kendiliğinden oluşmuş kuvvetli bir ittifak var ve ABD'nin zalimliği, haksızlığı, zorbalığı artık tartışılmıyor bile. Milletimizde oluşan bu şuurdan kimler, niye rahatsız olur? Cevabı açıktır.Başka neler konuşuluyor?Vatan topraklarının satışı meselesinde, önceleri umursamaz davranan, sıradan gazete haberi olarak değerlendiren milletimiz, bizzat alanına satanına şahit oldukça ve memleketin dört bir yanında şehitler çoğaldıkça; "demek ki yıllardır yazılıp-çizilenler doğruymuş, vatan namustur satılamaz" direnci dalga dalga yayılmaya başladı. Oluşan bu dirençten, bu şuurdan hangi çevrelerin paniğe kapılacağı da yine ortadadır. Yine, ülkemizde günden güne artan misyonerlik faaliyetlerine, açılan kiliselerin artış göstermesine önceleri kayıtsız kalan, umursamaz davranan milletimiz bunun da örneklerini gördükçe, mahallesinde açılan kilise evlere şahit olup, yeğeninin, komşu çocuğunun boynunda haç, elinde İncil gördükçe ürperdi, kendisine geldi ve mevcut durumu her platformda sorgulamaya başladı. Bu noktadaki gelişen ve oluşan bilinçten, dirençten hangi şer odaklarının rahatsız oldukları, olacakları da açıktır.Bu örnekleri çoğaltabiliriz.Saman altında su yürüten çevreler, kanalların tıkandığı, suyun ve su ile yürütülen değerlerin yüzeye çıkmaya başladığını görmüş olacaklar ki, kanalları açma, dikkatlerini başka yere çevirme anlamında gündemi bombalamışlardır. İşin perde arkasını görmeden kurumlar, şahıslar kavgaya tutuşursa bombacılar hedefine ulaşmış olacak ve saman altından su yürütmeyi sürdüreceklerdir.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Şair çeşmesi / 01.05.2024
- İnanalım mı? / 30.04.2024
- Oduncu baltası ile arıcı ise bal tası ile gelir / 28.04.2024
- Gazze’de katliam sonlandı mı? / 27.04.2024
- Milletin ‘not etmeleri’ daha farklı oluyor / 26.04.2024
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- İnanalım mı? / 30.04.2024
- Oduncu baltası ile arıcı ise bal tası ile gelir / 28.04.2024
- Gazze’de katliam sonlandı mı? / 27.04.2024
- Milletin ‘not etmeleri’ daha farklı oluyor / 26.04.2024
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024