Sanayinin enflasyonu resmi enflasyonun iki katı!
Türkiye İMSAD Başkan Vekili Ferdi Erdoğan, döviz kurlarının yükselmesiyle sanayide maliyetlerin arttığına işaret ederek, “Sene başından bugüne baktığımızda döviz sepeti yüzde 34, son bir yılda da yüzde 40 arttı ama üretici enflasyonu, yani maliyet yüzde 25-26 yükseldi” dedi. Son bir yıllık resmi enflasyon ise yüzde 11.75...
08.10.2020 12:53:00





M. YASİN ERKOL / DETAY HABER
Türkiye Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği'nin (İMSAD) geleneksel hale gelen 'Gündem Buluşmaları' toplantısının 36'ncısı, pandemi nedeniyle 5. kez internet üzerinden gerçekleştirildi. "Pandeminin Gölgesinde 2021: Değişen Para Dinamiğinde Talep Nasıl Şekillenecek?" başlığı altında yapılan toplantıda katılımcılara seslenen Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, "İnşaat malzemeleri sanayimiz ilk 9 ayı beklentilerimizin üzerinde bir büyüme ile tamamladı" dedi. Türkiye İMSAD Başkan Vekili Ferdi Erdoğan da dünyada yeniden boy gösteren korumacılığın serbest ekonomiden sanki daha çok devlet ekonomisine geçilmiş gibi bir algıya yol açtığına işaret ederek, "Küresel ticaretten bölgeselleşmeye dönerken tedarik zincirinin önemi de ortaya çıkıyor" dedi. Pandemi nedeniyle gelişmiş ülkelerin şirketlere hibe ile destek olup onları daha kolay ayağa kaldırdığını ifade eden Ferdi Erdoğan, "Biz krediler üzerinden yürüdüğümüzden borçlandırılan şirketlerin sorunlarını büyüttük mü yoksa çözüm mü ürettik? Bu durumu doğru değerlendirmeliyiz" diye konuştu.
Sanayide maliyetler arttı
Sanayide maliyet artışına dikkat çeken Ferdi Erdoğan, şunları söyledi: "İnşaat malzemeleri sanayisinin üretiminde maliyetin üçte biri kullanılan enerjiden oluşur. Üçte biri de ithal girdi gibi görünür. Sene başından bugüne baktığımızda döviz sepeti yüzde 34, son bir yılda da yüzde 40 arttı ama üretici enflasyonu, yani maliyet yüzde 25-26 yükseldi, tüketici biraz daha geriden geldi. Bizim beklentimiz bu oranların doğru bir açıya yerleşmesidir."
Aşılama başlarsa rahatlarız
İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin ise konuşmasında, koronavirüs salgınının son 70 yıldır dünyada yaşanan pek çok siyasi, askeri ve ekonomik krizler dikkate alındığında küresel açıdan en büyük zarara ve en olumsuz etkiye yol açan kriz olarak değerlendirildiğine işaret ederek, "Aşı sürecinin başlamasıyla en geç Nisan ayından itibaren yeni bir sürece gireceğimizi öngörüyorum" dedi. Alkin, Türkiye'nin 2021 beklentileri ile ilgili şöyle konuştu: "2020 yılını, muhtemelen en kötü senaryoda yüzde 1.7 ila yüzde 1.5 civarında küçülme ya da daha iyimser bir senaryoda ise 0 ila 0.3 civarında bir pozitif büyüme kapatma ihtimalimiz var. Aşının bulunmasıyla birlikte dünyada salgının etkisini kaybetmesi gibi gelişmelere bağlı olarak ise Türkiye ekonomisinin 2021'de rahatlıkla yüzde 5'e yakın bir büyüme ile yılı kapatması yönünde de bir beklenti bulunuyor. Aşı sürecinin başlamasıyla dünya ekonomisi ile ilgili algı değişecek."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.