Türkiye'de artık koltuk ve ikbal uğruna küresel lobilere verilebilecek iktisadi, siyasi, kültürel ve askeri taviz kalmamıştır. Yolun sonuna, varoluş yahut yokoluş noktasına gelinmiştir.Çeyrek asır vekillik, üç dönem bakanlık yapmış ve çok krizler görüp geçirmiş duyarlı bir devlet adamı olarak Orman eski Bakanı sayın Hasan Ekinci'nin 9. Uluslararası Milli Ekonomi Modeli kongresinde yaptığı şu tarihi tespit yukarıda değindiğimiz varoluş-yokoluş perspektifinden tekrar tekrar okunmalıdır:"Birçok ekonomi krizi yaşamış bir kabine üyesi olarak söylüyorum: Bu modelin bütünüyle Türkiye'nin gündemine konması lazım. Çünkü başka çare yok. Çare Milli Ekonomi Modeli... Artık vakti saati geldi."Siviliyle-askeriyle topyekun Türk milleti, önüne gelecek sandığı bu perspektiften görmez ve değerlendiremez ise; korkarım "demokrasi sandığı"nı, kendi elimizle kendimizin, devlet, millet ve vatanımızın tabutu yapmış olacağız.Türkiye, maalesef parasını-pulunu, bağını-bahçesini, varını-yoğunu mafya ve tefeciye kaptırmış; son raddede kendisinden namusu istenen ve namus imtihanı ile karşı karşıya bırakılan müflis bir borçlu vaziyetindedir.Bu yüzden, ister sağdan, ister soldan, ister milliyetçi, ister sosyal demokrat fark etmez; küresel güçlerin işmarı ve icazetiyle iktidar olma hevesine kapılanlar, Türk milleti ve devletinin hayrına adım atamazlar? Amerika ve AB desteğiyle yıllarca saltanat sürmüş İslam ülkelerinin devrik liderlerinin akıbetinden ve R. T. Erdoğan'ın son kertedeki endişeli ahvalinden en çok ders alması gerekenler, iktidara hevesli parti başkanlarımız ve sivil-asker topyekun Türk milletidir?Sandığa giderken hepimizin idrak etmesi gereken asıl gerçek budur.AKP iktidarı öncesi ANASOL-M kaolisyonunu hatırlayın; koalisyon, AB ve IMF'ye birçok taahhütlerde bulunuyor. Türk siyasetinde Apo'lu dönem o zaman açılıyor. Türk ekonomisini, köylüyü, çiftçiyi ve tarımını bitiren düzenlemeler, 15 günde 15 yasalar, özelleştirme peşkeşinin ilk nüveleri ve AB'ye uyum tavizleri o süreçte hayata geçiyor. İthal Kemal Derviş'li günler milletin ensesinde boza pişirildiği demler olarak yaşanıyor.Bu yorgun ANASOL-M koalisyonunun Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi'ne (BOP) hizmet etmesi zor görününce; milletin önüne ansızın anda sandık düşüyor. Türk milleti sürpriz seçimle iktidar değiştirdiğini zannederken; meğer küresel aktörler, ülkemizde ve bölgemizde at değiştiriyor.ABD'nin BOP'unda eş başkanlık üstlenmiş R. T. Erdoğan ve ABD Dışişleri Bakanı C. Powell ile yaptığı 2 sayfa 9 maddelik bir anlaşması 24 Mayıs 2003'te medyaya düşmüş Abdullah Gül (Bkz. M. Emin Koç, 9 maddelik "Gizli Anlaşma"nın Uygulaması, Yeni Mesaj, 21 Ekim 2009, http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,9007617/) liderliğinde bir AKP işbaşına geliyor.AKP'nin üç dönemlik icraatlarına bakın; maalesef Amerika ile yapılmış bu anlaşma ve BOP çerçevesinde gerçekleşiyor.O gün bugündür AKP hükümeti elindeki Türkiye, tüm komşularına karşı BOP ekseninde işgalci Amerika'nın safında savaşıyor, İslam dünyasının anası ağlıyor, Türk milletinin selam verecek komşusu kalmıyor. Tüm kaynaklarımız, Cumhuriyet mirası işletmelerimiz ve yüce medeniyetimizin tüm değerleri ecnebilere peşkeş çekiliyor. Satılmadık vatan toprağı kalmıyor. Bu aziz vatanın havası-rüzgarı bile yabancılara satılıyor.Bunca peşkeşe rağmen devletin-milletin borcu azalmıyor, katlanarak artıyor. Sevr'in tüm maddeleri adeta hayata geçiyor.Artık devleti tasfiye etmek ve milleti "başkanlık sistemi" mavalıyla bölüp parçalamaktan başka verilecek taviz kalmadı ülkede!ABD ve Avrupalı şürekası, yorgunu artık yokuşa sürmemek için AKP'yi devre dışına alıyor. Kendilerine yeni at arıyorlar?Türk demokrasisinin koskoca partileri ise öyle siyasi irtifa kaybediyor ki, bu yeni fırsattan istifade ile Amerika'dan ve AB'den rol kapmaya çalışıyor. Bazı akl-ı evveller, sömürgeci kapitalizmin ve IMF'nin eski tüfek Kemal Derviş'ine hızır diye sarılıyor, ithal Derviş'e şimdiden ekonomiyi teslim etme vaadinde bulunuyor. Gelinen bu vahim noktada, Bağımsız Türkiye Partisi dışında devlet ve millet meselelerine dair yerli bir siyaseti, yürekli bir duruşu, milli bir ekonomi modeli ve sosyal devlet projesi olan ortalıkta kimse yok? 9 tane uluslararası kongrede ilim dünyası ve 150'yi aşkın devlet, dünyanın Prof. Dr. Haydar Baş ve modelinden başka çıkış yolu yok diyor. Seçim pazarı açılınca, Prof. Dr. Baş'tan proje aşıranlar, Vatan, Millet, Sakarya diyenler çok; lakin hiçbirinde samimi yerli bir proje, milli bir duruş, milli bir model yok! Bu vaziyet karşısında Türk devleti ve milletinin BTP'den gayrı çıkış ve kurtuluş yolu yok? Türk milleti bu gerçeği idrak ederse kurtulur; aksi halde sandıktan büyük kıyamet çıkar!
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019