“Ben rahmet peygamberiyim, Ben harp peygamberiyim.” –Hadis– Hicretin beşinci yılında neredeyse bütün Arabistan Hz. Peygamber (s.a.v.)’e karşı birleşir. On bin kişilik bir orduyla Medine’yi kuşatırlar. Müslümanların sayısı üç bindir ve şehri hendek kazarak savunurlar. Bu savaşta Kureyza Yahudileri, müşriklerin Müslümanları arkadan vurma planlarını kabul ederek ihanet ederler. Harbin şiddetinden dolayı ilk defa Resulullah (s.a.v.) ikindi namazını geçirir ve bu sebeple beddua eder. 20 gün süren kuşatma sonunda Allah’ın yardımı gelir ve çıkan fırtınayla düşman darmadağın olur. Savaş sonrasında evine dönen Resulullah (s.a.v.) zırhını çıkarırken Cebrail (a.s.) gelerek; “Ey Allah’ın Resulü! Melekler silahını bırakmadan sen nasıl bırakırsın? Allah derhal Kureyza oğulları üzerine yürümeni emrediyor” der. Bunun üzerine İslam ordusu yola çıkar, Hz. Ali (k.v.) sancağı kalelerinin önüne diker. Yirmi beş günlük kuşatma sonunda teslim olurlar ve ihanetlerinin cezasını çekerler… İlerleyen zamanlarda Yahudilerle Hayber savaşı yapılacak ve Hayber fetholunacaktır. Hıristiyanlarla ilk karşılaşma ise Mute savaşıdır. Resulullah (s.a.v.)’in gönderdiği elçiyi öldüren Rum Kayserine karşı yapılmıştır. Üç bin kişilik Müslüman ordusu yedi gün boyunca 200 veya 250 bin kişilik düşmanla savaşmıştır. Komutan Halid bin Velid’in elinde yedi tane kılıç kırılmıştır. Peygamber amcası Cafer bin Ebu Talib (r.a.) bu savaşta İslam sancağını düşürmemek için önce sağ elini, sonra sol elini verir. Sancak yere düşmez ama Cafer bin Ebu Talib (r.a.) şehit düşer; Cafer–i Tayyar (r.a.) olur... Zaman ve mekan dürülür; Şam’daki bu olanları Resulullah (s.a.v.) Medine’de ashabına gözyaşları içinde anı anına anlatmaktadır. (Rahmeten li’l Alemin Hz. Muhammed (s.a.v.); Prof. Dr. Haydar Baş; İcmal yay. genişletilmiş 17. Baskı c. 2, s. 271). Sonuçta Rumlar geri çekilmişlerdir. Tebük seferi ise yine Hıristiyanlara karşı yapılmıştır. Buradan sakın Vatikan papazlarının sandığı gibi İslam’ın kılıçla yayıldığı gibi bir anlam çıkmasın. Çünkü sadece Hudeybiye barışı buna cevap olarak yeter… Mekkeli müşriklerle yapılan bu anlaşma süresi boyunca, o zamana kadar ki Müslüman sayısından çok daha fazlası iman etmiştir. Oysa ki geçen süre sadece 2 yıldır… İslam barış ortamında daha hızlı yayılmıştır. (Rahmeten li’l Alemin Hz. Muhammed (s.a.v.); Prof. Dr. Haydar Baş; İcmal yay. genişletilmiş 17. Baskı c. 2, s. 173). Ayrıca Resulullah (s.a.v.); hayatı boyunca 29 gazveye katılmış, 70 seriyye ile küçük birlikleri muharebelere göndermiştir. (Hz. Peygamber’in Müşriklerle Münasebetleri; Doç. Dr. M. Ali Kapar, Esra yay. 1993, s. 170). Bu kadar muharebenin sonunda Beni Kurayza hariç tutulursa ölen insan sayısı sadece 150’dir. Kurayza Yahudileri dahil edilirse 750 kişidir. (Resulullah’ın İslama Davet Metodu, Doç. Dr. Ahmet Önkal, Esra yay. 1993, s. 208). Sadece Irak’ta 2 milyon müslümanı öldüren 100 bin kadının ırzına geçen Batılıların ve onların yolundan gidenlerin, cihadın mantığını kavramaları mümkün değildir. Resulullah (s.a.v.), rahmeten li’l–alemindir. Nebiyyu’l–Melmame (Hz. Muhammed’in Faziletleri, Allame Yusuf b. İsmail en–Nebhani; İnsan yay. 1996, s. 92) rahmetin de peygamberidir… Hak dine davet etmediği hiçbir toplulukla harbetmemiştir. Önce Kelime–i Tevhid’e çağırmış, kabul etmezlerse cizye vergisini teklif etmiş, ondan da imtina edenlere karşı cihad bayrağını açmıştır. İslam’a ve Resulullah (s.a.v.)’e karşı düşmanlıkta haddi aşma, tebliğ görevinin engellenmesi, Müslümanın malına, canına, namusuna, vatanına taarruz sebepleriyle savaş kaçınılmaz olmuştur. Peygamber Efendimizi diyalog zeminine uygun şekilde dizayn etme çabalarının sonucudur ki; Resulullah (s.a.v.)’in çok evlilik yaptığı, yeri gelince beddua ettiği, yeri gelince bizzat savaştığı gerçeği kabul görmemektedir. Hıristiyan düşüncesindeki Hz. İsa (a.s.) gibi bir anlayış telkin edilmektedir. Bu ehli kitaba şirin görünme gayreti sebebiyledir. Gelinen nokta da Ehl–i Kitab’ın rızası Allah’ın rızasının önüne geçmiştir. Oysa ne peygamberler aciz, zayıf ya da pasiftir ne de peygamberlerin sonuncusu Resulullah (s.a.v.)… O’nda bütün güzel sıfatlar kemal noktasındadır. Müminler için de en güzel örnek de O (s.a.v.)’dır. Ahir zamanda Vatikan ve Washington sevdalısı bazı gruplar idrak edemese de yeryüzü Allah’a ve Resulü’ne aittir. Ve Allah; kulları için küfre asla razı değildir! Vesselam… *
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mehmet Maruf / diğer yazıları
- Akrep kıskacı / 05.12.2019
- NATO "güvenilir" midir? / 15.10.2015
- Düşmanı tanımak / 19.01.2014
- Ajax Operasyonu-II / 14.01.2014
- Ajax Operasyonu-I / 13.01.2014
- Ali Napolyon, Hacı Wilhelm ve diğerleri / 30.11.2013
- Batı bizden korkar mı? / 23.11.2013
- Biz ancak bize benzeriz / 17.11.2013
- Biz kimiz? / 14.11.2013
- Bin yıllık korku / 10.09.2013
- NATO "güvenilir" midir? / 15.10.2015
- Düşmanı tanımak / 19.01.2014
- Ajax Operasyonu-II / 14.01.2014
- Ajax Operasyonu-I / 13.01.2014
- Ali Napolyon, Hacı Wilhelm ve diğerleri / 30.11.2013
- Batı bizden korkar mı? / 23.11.2013
- Biz ancak bize benzeriz / 17.11.2013
- Biz kimiz? / 14.11.2013
- Bin yıllık korku / 10.09.2013