AB uyum paketi Meclis genel kurulunda kabul edilerek kanunlaştı. İktidarıyla, muhalefetiyle bütün partiler paket üzerinde çok uyumlu ve istikrarlı bir çalışma sergileyerek bu tarihi kararları kanunlaştırdılar. Zaten AB'ye üyelik hayali konusunda bu partiler arasında bir anlaşmazlık yoktu. Hepsi de AB'ci ve IMF'ci zihniyetin birer neferi olmak için yarış halindeler.
AB'nin direktifleri doğrultusunda icraatlarını devam ettiren bu partiler aslında halk nazarında kendi sonlarını hazırlıyorlar.
Uyum paketine gelmeden önce AB ve IMF'nin gözde yasalarından birisi olan şekerpancarı yasası mağduru olan bir yaşlı ağabey feryadını şöyle seslendiriyordu:
"Tarlama şekerpancarı ektim. Ben ekmek paramı böyle kazanıyordum. Ben bunu ektim diye bu sene 150-200 milyon lira ceza yedim".
IMF'nin direktifiyle çıkan şekerpancarı yasasına göre çiftçimiz bağını terk edecek, bahçesini terk edecek. Ya etmezse, işte o zaman 150-200 milyon TL ceza yiyecek. Bu hükmü vatandaşa layık görenler de kimdir diye bir soru akla geliyor.
Cevap: AB tarafında olan IMF'nin ırgatı partiler.
Çiftçimiz bu durumda kendisine bağını bahçesini geri verecek, tohumunu toprağa atmadan faizsiz avansını eline teslim edecek Bağımsız Türkiye Partisi kadrolarının yolunu gözlemektedir.
Toplumun bir başka kesimi, evladını bu aziz vatan toprağına şehit vermiş olan şehit aileleri. Onlar da en son yaşanan gelişmelerle evlatlarının kanının yerde kaldığını haykırıyorlar. İşte onlardan yükselen, yürek dağlayan feryatlar:
"35 bin şehidin ruhu gece yatarken yasanın kaldırılmasına destek veren parlamenterlerin boğazlarına sarılacak. Milletvekilleri Öcalan yakalandığında bize çok şey vaat etti, ama hiç bir şey olmadı. Enflasyonun indirilmesi, işsizliğin giderilmesi konuşulmadan, onlara bir çare bulunmadan, Abdullah Öcalan'ın idamının kaldırılması bizi rahatsız etti. Cumhurbaşkanının, Genelkurmayın verdiği madalyaları gidip meclis bahçesine bırakacağız. Bu madalyalar bize değil, 550 tane milletvekiline layıktır."
Şehit Anaları Derneği Başkanı Pakize Alp Akbaba, "Analar Avrupa Birliği için şehit vermedi. Çocuklarımızın kanı bu kadar ucuza satılamaz. AB'ciler sayesinde Türkiye'nin gururu bir imza ile satılmış oldu" diyor.
Konya Şehit Aileleri Dernek Başkanı Yardımcısı Ahmet Maral, "Evlatlarımızın kanını yerde koydunuz. Bizim yapmamız gereken pazarlığı sizler yaptınız. Seçim zamanı bizlere söz veren insanlar nerede, artık bizler uyandık. Bizler artık AB ve seçim kurbanı olmayacağız. Bizlerin hesabı artık Apo ile de değil, bizim hesabımız AB ile olacak".
İşte milletin kanayıp duran yaralarından bazıları.
Önümüzdeki seçim iki zihniyet arasında geçecek ve millet tercihini şimdiden yapmış görünüyor.
Milleti, AB kapısında yalvarırken ezdikçe ezen AB'ci partiler ve tam ulusalcı BTP.
AB'nin direktifleri doğrultusunda icraatlarını devam ettiren bu partiler aslında halk nazarında kendi sonlarını hazırlıyorlar.
Uyum paketine gelmeden önce AB ve IMF'nin gözde yasalarından birisi olan şekerpancarı yasası mağduru olan bir yaşlı ağabey feryadını şöyle seslendiriyordu:
"Tarlama şekerpancarı ektim. Ben ekmek paramı böyle kazanıyordum. Ben bunu ektim diye bu sene 150-200 milyon lira ceza yedim".
IMF'nin direktifiyle çıkan şekerpancarı yasasına göre çiftçimiz bağını terk edecek, bahçesini terk edecek. Ya etmezse, işte o zaman 150-200 milyon TL ceza yiyecek. Bu hükmü vatandaşa layık görenler de kimdir diye bir soru akla geliyor.
Cevap: AB tarafında olan IMF'nin ırgatı partiler.
Çiftçimiz bu durumda kendisine bağını bahçesini geri verecek, tohumunu toprağa atmadan faizsiz avansını eline teslim edecek Bağımsız Türkiye Partisi kadrolarının yolunu gözlemektedir.
Toplumun bir başka kesimi, evladını bu aziz vatan toprağına şehit vermiş olan şehit aileleri. Onlar da en son yaşanan gelişmelerle evlatlarının kanının yerde kaldığını haykırıyorlar. İşte onlardan yükselen, yürek dağlayan feryatlar:
"35 bin şehidin ruhu gece yatarken yasanın kaldırılmasına destek veren parlamenterlerin boğazlarına sarılacak. Milletvekilleri Öcalan yakalandığında bize çok şey vaat etti, ama hiç bir şey olmadı. Enflasyonun indirilmesi, işsizliğin giderilmesi konuşulmadan, onlara bir çare bulunmadan, Abdullah Öcalan'ın idamının kaldırılması bizi rahatsız etti. Cumhurbaşkanının, Genelkurmayın verdiği madalyaları gidip meclis bahçesine bırakacağız. Bu madalyalar bize değil, 550 tane milletvekiline layıktır."
Şehit Anaları Derneği Başkanı Pakize Alp Akbaba, "Analar Avrupa Birliği için şehit vermedi. Çocuklarımızın kanı bu kadar ucuza satılamaz. AB'ciler sayesinde Türkiye'nin gururu bir imza ile satılmış oldu" diyor.
Konya Şehit Aileleri Dernek Başkanı Yardımcısı Ahmet Maral, "Evlatlarımızın kanını yerde koydunuz. Bizim yapmamız gereken pazarlığı sizler yaptınız. Seçim zamanı bizlere söz veren insanlar nerede, artık bizler uyandık. Bizler artık AB ve seçim kurbanı olmayacağız. Bizlerin hesabı artık Apo ile de değil, bizim hesabımız AB ile olacak".
İşte milletin kanayıp duran yaralarından bazıları.
Önümüzdeki seçim iki zihniyet arasında geçecek ve millet tercihini şimdiden yapmış görünüyor.
Milleti, AB kapısında yalvarırken ezdikçe ezen AB'ci partiler ve tam ulusalcı BTP.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Haydar Aktaş / diğer yazıları
- IMF'nin kurban listesi / 05.11.2002
- Misyonerler, yarınlarımızı karartıyor / 02.11.2002
- Türkler geliyor / 31.10.2002
- ABD, yeni bir mâsum katliamına hazırlanıyor / 21.10.2002
- Vatandaş, BTP gerçeğinin farkında / 18.10.2002
- Milletin geleceğini düşünen tek parti BTP / 16.10.2002
- Milletin başına 'Baş' geliyor / 11.10.2002
- Batı'nın sömürge anlayışında dinin fonksiyonu / 28.09.2002
- Bağımsızlıkbir milletin vazgeçilmezidir / 26.09.2002
- Milli ekonomi şart / 20.09.2002
- Misyonerler, yarınlarımızı karartıyor / 02.11.2002
- Türkler geliyor / 31.10.2002
- ABD, yeni bir mâsum katliamına hazırlanıyor / 21.10.2002
- Vatandaş, BTP gerçeğinin farkında / 18.10.2002
- Milletin geleceğini düşünen tek parti BTP / 16.10.2002
- Milletin başına 'Baş' geliyor / 11.10.2002
- Batı'nın sömürge anlayışında dinin fonksiyonu / 28.09.2002
- Bağımsızlıkbir milletin vazgeçilmezidir / 26.09.2002
- Milli ekonomi şart / 20.09.2002