Önceki gün sakız fabrikası sahibi bir arkadaşımı işyerinde ziyaret ettim. Ofisinde konuşurken telefonu çaldı, izin isteyip açtı. Cezayir'den gemiyle gelen 19 bin tonluk şeker ithalat işlemleriyle ilgili konuşmasına tanık oldum.
Eyvah ki eyvah... Ülkemizin kendi kendine yeten ülkelerden biri iken düşürüldüğü durum...
Aksaray'da bulunduğum 6 yıl boyunca tanık olduğum pek çok olumsuzluktan biri de şeker pancarıyla ilgiliydi. Bir pancar üreticisinin tarladaki ürününü don vurmuş, emeği heba olmuştu. Kotası yanmasın diye pancar satın alma arayışına girmişti. Yaşadıklarını bana sızlanarak anlatması, gözümün önüne geldi.
Tarım ürünlerine konulan kahpe tahditler ve kotalar ile üretim engellenip ithalat ile ülkemizin cebi boşaltılmaktadır. Böylece borçlandırılan ülkemiz, helake sürüklenmektedir. Elde kalan son şeker fabrikaları da özelleştirme programına alınmıştır. Arazileri de inşaat firmaları tarafından konut yapılmak üzere kapatılmaktadır.
Gıda-İş Genel Baaşkanı Ergün Atalay, kalan şeker fabrikalarının özeleştirilip kapatılması, GDO'lu ve nişasta bazlı şeker tehdidi, şeker işçi sayısının 25 bin 922'den 9 bin 542'ye düşmesi ve işsizliği cılız ifadelerle eleştirirken, şeker emekçileri işbirlikçi iktidara oy verip destekliyor.
Celladına âşık millet...
Tarım Bakanı'nın Fransa'dan şövalye madalyası alması, çiftçi sorunlarının çözülmeyip kördüğüm olmasının ispatıdır, tabii ki anlayabilene.
İktidara toz kondurmayan ahmaklar; yanlış uygulamalar yüzünden Anadolu'da tarımın ve hayvancılığın bitirildiğini, geçinemeyecek hale getirilen köylünün borç batağına batırılıp tarlasını terk ederek kapıcı olmak için şehirlere göçüp nüfusu patlattığını, plansız şehirleşmenin yol açtığı trafik keşmekeşini, milyon lirayı aşan daire fiyatlarının ve asgari ücreti 2-3'e katlamış ev kiralarının içinden çıkılmaz bunalımlara sebep olduğunu görmez...
Tuzu kurular, hiç sevinmesinler... İcra dosya sayısı 23 milyon 825 bin, toplam borç hacmi 20'ye katlanıp 4 trilyon 189 milyar TL olmuşsa (Bankalar Birliği'nin raporu), sokaklar borçludan çukur çukursa, yeni açılan 140 cezaevi dolmuşsa, sokaklarda emniyetle yürünmez, elbet bir çukura düşerler.
Talimatla kredi kolaylığı sağlayan bankalar, kredi vermeyi durdurduğunda, borçluların yüzünün rengini çok merak ediyorum.
İstikrar sürsünmüş... İstikrarlı şekilde üretim engellenmekte, ithalatla borçlandırılmakta, içinden çıkılmaz felakete sürüklenmekteyiz.
El parasıyla saadet, 'elin atına binen tez iner' gereğince hem kısa, hem sonu acı olacaktır.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın milli para projesiyle, faizsiz uzun vadeli kredilerle desteklenecek her tür üretim, ucuz ve krizsiz ve de dışarıya borçlanmadan, ancak dünya liderliğine yükselebileceğimiz fark atacağımızı görememek, körlükten öte nasipsizlik olsa gerek.
Eyvah ki eyvah... Ülkemizin kendi kendine yeten ülkelerden biri iken düşürüldüğü durum...
Aksaray'da bulunduğum 6 yıl boyunca tanık olduğum pek çok olumsuzluktan biri de şeker pancarıyla ilgiliydi. Bir pancar üreticisinin tarladaki ürününü don vurmuş, emeği heba olmuştu. Kotası yanmasın diye pancar satın alma arayışına girmişti. Yaşadıklarını bana sızlanarak anlatması, gözümün önüne geldi.
Tarım ürünlerine konulan kahpe tahditler ve kotalar ile üretim engellenip ithalat ile ülkemizin cebi boşaltılmaktadır. Böylece borçlandırılan ülkemiz, helake sürüklenmektedir. Elde kalan son şeker fabrikaları da özelleştirme programına alınmıştır. Arazileri de inşaat firmaları tarafından konut yapılmak üzere kapatılmaktadır.
Gıda-İş Genel Baaşkanı Ergün Atalay, kalan şeker fabrikalarının özeleştirilip kapatılması, GDO'lu ve nişasta bazlı şeker tehdidi, şeker işçi sayısının 25 bin 922'den 9 bin 542'ye düşmesi ve işsizliği cılız ifadelerle eleştirirken, şeker emekçileri işbirlikçi iktidara oy verip destekliyor.
Celladına âşık millet...
Tarım Bakanı'nın Fransa'dan şövalye madalyası alması, çiftçi sorunlarının çözülmeyip kördüğüm olmasının ispatıdır, tabii ki anlayabilene.
İktidara toz kondurmayan ahmaklar; yanlış uygulamalar yüzünden Anadolu'da tarımın ve hayvancılığın bitirildiğini, geçinemeyecek hale getirilen köylünün borç batağına batırılıp tarlasını terk ederek kapıcı olmak için şehirlere göçüp nüfusu patlattığını, plansız şehirleşmenin yol açtığı trafik keşmekeşini, milyon lirayı aşan daire fiyatlarının ve asgari ücreti 2-3'e katlamış ev kiralarının içinden çıkılmaz bunalımlara sebep olduğunu görmez...
Tuzu kurular, hiç sevinmesinler... İcra dosya sayısı 23 milyon 825 bin, toplam borç hacmi 20'ye katlanıp 4 trilyon 189 milyar TL olmuşsa (Bankalar Birliği'nin raporu), sokaklar borçludan çukur çukursa, yeni açılan 140 cezaevi dolmuşsa, sokaklarda emniyetle yürünmez, elbet bir çukura düşerler.
Talimatla kredi kolaylığı sağlayan bankalar, kredi vermeyi durdurduğunda, borçluların yüzünün rengini çok merak ediyorum.
İstikrar sürsünmüş... İstikrarlı şekilde üretim engellenmekte, ithalatla borçlandırılmakta, içinden çıkılmaz felakete sürüklenmekteyiz.
El parasıyla saadet, 'elin atına binen tez iner' gereğince hem kısa, hem sonu acı olacaktır.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın milli para projesiyle, faizsiz uzun vadeli kredilerle desteklenecek her tür üretim, ucuz ve krizsiz ve de dışarıya borçlanmadan, ancak dünya liderliğine yükselebileceğimiz fark atacağımızı görememek, körlükten öte nasipsizlik olsa gerek.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mahmut Erdem / diğer yazıları
- Fakirleşerek büyüme / 18.06.2022
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020