logo
19 NİSAN 2024

Sessizlik ve belirsizlik! ABD-Ankara görüşmesinin öncesi ve sonrası

ABD ile uzlaşı sonrası Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtı’na 5 gün ara vermesiyle sessizliğin hâkim olduğu Fırat’ın doğusunda hem de belirsizlik var. Zira Ankara, YPG’lilerin 444 kilometre uzunluktaki güvenli bölge kurulması planlanan bölgenin tamamından çekileceğini söylerken, ABD’liler ise YPG’nin 120 kilometrelik alandan çekileceğini açıkladı

18.10.2019 00:00:00
Sessizlik ve belirsizlik! ABD-Ankara görüşmesinin öncesi ve sonrası
Sessizlik ve belirsizlik! ABD-Ankara görüşmesinin öncesi ve sonrası
ORHAN DEDE / DETAY HABER

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye'de, Fırat'ın doğusundaki terör örgütlerine yönelik yürüttüğü Barış Pınarı Harekâtı'na, ABD ile 17 Ekim'de varılan uzlaşma çerçevesinde 5 gün ara vermesiyle birlikte bölgede adeta fırtına öncesi sessizlik hâkim durumda.

Zira 120 saat içerisinde terör örgütü YPG unsurlarının Türkiye'nin güvenli bölge olarak belirlediği bölgeyi terk etmemiş olması durumunda yeniden silahlar konuşmaya başlayacak.

Çatışmaların yoğun olarak yaşandığı Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesinin karşısındaki Tel Abyad ile Ceylanpınar'ın karşısındaki Resulayn ilçelerinde silah sesleri susarken, sınır hattında güvenlik güçlerinin teyakkuz hali ise sürüyor.

Türkiye Salı gününü bekliyor

İstanbul'da Cuma namazı çıkışında Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuyla ilgili önemli açıklamalar yaptı.

"120 saatlik süreç işliyor. YPG'nin bu bölgeyi özellikle de güvenli bölge olarak belirlediğimiz bölgeyi terk etmesi söz konusu" ifadelerini kullanan Erdoğan şunları söyledi: "Yaklaşık 9 günlük bir süreyi bölgede yaşadık. Telefon diplomasisiyle devam eden bir süreç oldu. Çeşitli Avrupa ülkeleriyle yaptığımız birçok görüşmeler var. Bunların bir kısmını BM Genel Kurulu sırasında yaşadık. Dünkü görüşmelerimiz de aslında bir gün öncesi Sayın Trump ile yaptığımız görüşmede "bir heyet gönderirseniz bunu çok daha iyi bir yere taşıyabiliriz" dedik. Kendisi de sağ olsun Pence ve Pompeo ile birlikte heyetler gönderdiler. Bu heyetler benim de belirlediğim heyetlerle ön görüşmeyi yapılar. Dün de adeta final görüşme neticesinde belirlediğimiz bu 13 maddelik bu ortak bildiriyi hep birlikte dünya kamuoyuna açıklamış olduk. 120 saatlik süreç işliyor. YPG'nin bu bölgeyi özellikle de güvenli bölge olarak belirlediğimiz bölgeyi terk etmesi söz konusu. Güvenlik güçlerimiz alanı terk etmeyecek. Sürekli irtibat halinde olacağız heyetlerimizin görüşmeleri devam edecek. 120 saati başarıyla bitirilebilirse Salı günü Sayın Putin ile de bir görüşmemiz olacak. Bu görüşmelerle birlikte bölgeye barışı, 'Barış Pınarı' ile birlikte getirmiş oluruz. Terör örgütü alanı terk ediyor mu, etmiyor mu bunları göreceğiz. Sabah Milli Savunma Bakanımla görüştüm bunların çekilmeye başladığını kendileri de ifade ettiler. 32 km derinlik 444 km uzunluk. Ama şu an uygulamayı bir görelim. Bu sınır doğuda Irak sınırıdır."

Bu ABD'ye güvenilmez

Türkiye ile ABD arasında 17 Ekim'de varılan anlaşmanın Suriye'nin kuzeyindeki 444 kilometrelik şeridi kapsayıp kapsamadığı merak ediliyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yukarıdaki açıklamalarına göre ABD ile varılan anlaşma bu alanın tamamını kapsıyor. Ancak Amerikalılar farklı konuşmuştu.

ABD Başkan Yardımcı Mike Pence başkanlığında Türkiye'ye gelen ve müzakerelerde hazır bulunan ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, ülkesine dönerken gazetecilere yaptığı açıklamalarda, Washington ve Ankara'nın güvenli bölge olarak Türkiye'nin faaliyet gösterdiği ve kuzeydoğu Suriye'nin orta bölümünden güneye doğru 30 kilometrelik alanı tanımladığını söylemişti.

Jeffrey, "Türkler şimdi Ruslarla ve Suriyelilerle kuzeydoğu Suriye'nin diğer alanları, Fırat'ın batısındaki Menbiç için kendi görüşmelerini yapıyor. O alanı Türkiye'nin kontrolündeki güvenli bölgeye dahil edip etmeyecekleri ayrıntılarıyla tartışılmadı.

Şu anda odaklandığımız, belgenin de söylediği, Türklerin kontrol ettiği bölge. Çünkü Türkler ancak, kendi kontrol ettikleri bölgede ateşkes yapabilirler. YGP'nin çekileceği bölgeler de işte bu bölgeler" ifadelerini kullanmıştı.

Jeffrey'in ifade ettiği bu alan yaklaşık olarak 120 kilometre uzunluğunda ve Ankara'nın hedeflediği 444 kilometrelik hattın sadece küçük bir bölümü. 13 maddelik uzlaşma imzalandıktan kısa süre sonra ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey'in bu açıklamaları 'ABD'ye ne kadar güvenebiliriz' sorusunu gündeme getirdi.

Jeffrey'in ifade ettiği gibi anlaşma 120 kilometrelik küçük bir bölgeyi kapsıyorsa geri kalan 324 kilometrelik alandaki YPG unsurları çekilmeyecek demektir. Türkiye'nin hâlihazırda kontrol ettiği bölgede bulunan YPG'li sayısı yok denecek kadar az. Ancak 13 maddelik uzlaşma metninde YPG'lilerin çekileceği alan tam olarak tarif edilmeyince Amerikalılar işlerine geldiği şekliyle yorumluyorlar.

Putin ile görüşme kritik

Amerikalıların PYD/YPG'nin sınırın 32 km güneyine çekilmesi konusunda sadece Tel Abyad-Resulayn arasında kalan, Türkiye'nin Suriye Milli ordusu ile birlikte kontrol ettiği bölge olduğunu söylemesi üzerine gözler 22 Ekim'de Soçi'de gerçekleşecek Erdoğan-Putin zirvesine çevrildi.

Barış Pınarı Harekâtı ile birlikte Rusya destekli Suriye ordusu önce Menbiç, ardından Aynel Arab'a (Kobani) girmiş ve Kamışlı'nın köylerinin kontrolünü PYD/YPG'den devralmıştı. PYD/YPG'nin, Rusya destekli Suriye ordusu tarafından kontrol edilen Menbiç, Kamışlı ve Aynel Arab'da da 32 km güneye çekilip çekilmeyeceği, Soçi'deki zirveden sonra netleşecek.

Rusya'nın bu bölgedeki PYD/YPG etkisini yok etme konusunda Türkiye'nin tüm kaygılarını gidereceği tahmin ediliyor. Çünkü aynı kaygılar Şam için de söz konusu. Türkiye'nin ısrarıyla bölgeden PYD/YPG unsurlarının çıkarılması Suriye hükümetinin de işine gelen bir adım olacak.

13 maddelik uzlaşmada neler var?

Türkiye ile ABD arasında 17 Ekim'de varılan anlaşma kapsamında Türkiye güney sınırını terör unsurlarından temizlemek için 9 Ekim'de başlattığı Barış Pınarı Harekâtı'na 120 saat için ara vermeyi kabul etti.

Buna karşılık ise terör örgütü PKK uzantısı YPG güçleri Barış Pınarı Harekâtı'yla terörden arındırılması hedeflenen 32 kilometre derinliğindeki alandan çekilecek. Ancak Türk ordusu askerlerini Suriye'den çekmeyecek. Çekilme tamamlandıktan sonra ise Türkiye operasyonu tamamen durduracak, ABD de Trump'ın imzasıyla yürürlüğe giren yaptırımları geri alacak.



Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'

Tokat'taki deprem Sivas'ta da hissedildi

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki deprem Sivas'ta da hissedildi.
19.04.2024 01:27:00
İhlas Haber Ajansı
Tokat'taki deprem Sivas'ta da hissedildi
Tokat'taki deprem Sivas'ta da hissedildi
Akşam saat 18.11'de Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5,6'lık deprem sonrası vatandaşlar soluğu dışarıda aldı.

Depreme evinde ve iş yerinde yakalanan vatandaşlar yeni bir deprem korkusuyla kendilerini dışarıya attı.

Bazı vatandaşlar evlerinin önünde ateş yakarak soğuktan korunurken bazı vatandaşlar ise evlerinin önünde toplanarak çay içerek yemeklerini yedi.

Evlerinin önünde ailecek vakit geçiren vatandaşlar çocukların etkilenmemesi için piknik ortamı oluşturdu.

Depreme evinde yakalanan 70 yaşındaki Osman Erten, korku dolu anları anlattı.

Teknik elemanlar müdürden çok kazanıyor!

 
 
Yenimesaj.com.tr'ye açıklamalarda bulunan İHBİR Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, sanayide ara ve teknik eleman sorunu yaşandığına işaret ederek, "Bugün fabrikalarda makine tadilatı yapan, elektrik tesisat işleriyle uğraşanlar beyaz yakalı müdürlerin aldığı rakamların üzerinde maaş alıyor" dedi.
18.04.2024 23:37:00
AHMET TURAN YİĞİT
 Teknik elemanlar müdürden çok kazanıyor!
 Teknik elemanlar müdürden çok kazanıyor!


İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, basınla düzenlediği sohbet toplantısında, istihdamda yaşanan sorunlara parantez açarak, önemli açıklamalarda bulundu. Eğitimde yeni bir planlamaya gidilmesi gerektiğine dikkat çeken Taycı, şunları söyledi: "Sektörümüzde ara eleman, teknik eleman ve hatta vasıfsız eleman bulma konusunda ciddi sıkıntılar olduğunu görüyoruz. Üniversitelerin sayısının çok artması ve gençlerin niteliğine bakılmaksızın üniversite diploması almaları durumunda daha iyi iş imkânlarına sahip olacaklarına inanmaları bu süreci de olumsuz etkiliyor. Bu kadar diploması olan gencimize beyaz yaka olarak iş verebilmemiz söz konusu değil. Beyaz yaka çalışan bulma konusunda çok ciddi bir problem yok. Şu anda en önemli problemimiz mavi yakada. Artık öyle bir durum söz konusu ki bugün fabrikalarda makine tadilatı yapan, elektrik tesisat işleriyle uğraşanlar müdürlerin aldığı rakamların üzerinde maaş alıyor. Asgari ücret verilmiyor. Kendisini yetiştirmiş zanaatkâr arkadaşlarımızın eğitimleri olmasa bile, eğitimli hatta birkaç dil konuşan insanlardan daha fazla maaş alıyor. Buradaki sorunun çözülebilmesi için üniversiteler ile ciddi bir planlamaya gidilmesi lazım. Her şeyden önemlisi meslek liselerinin daha aktif bir hale getirilmesi lazım."

Kakaoda neler oluyor?

Son dönemde kakaonun tonunun 10 bin, kakao yağınınkinin ise 32 bin doları aştığına işaret eden Taycı, dünyadaki kakao üretiminin yüzde 65'lik bölümünün Batı Afrika sahillerinde gerçekleştiğini; geriye kalan bölümün ise Güney Amerika'da yetiştiği bilgisini verdi. Taycı, konuyla ilgili şunları söyledi: "Uzak Doğu'da da kısmi olarak Malezya'nın ve Endonezya'nın belirli bölümlerinde yetişiyor. Aşırı iklim olayları Batı Afrika'daki kakao ağaçlarını çok olumsuz etkiledi. Bundan dolayı rekoltede ciddi bir düşüş söz konusu. Bununla birlikte kakaoyu üreten çiftçiler, kakaodan çikolataya gelen zincir içinde en az kazanan insanlar. Kazançlarının çok düşük ve yetersiz olması sebebiyle zahmetli ağaçların bakımları, maliyeti ön planda tutularak uzun zamandan beri gerçekleştirilemiyor. 2020-2021 sezonunda dünyada 5 milyon 290 bin ton çekirdek üretimi gerçekleşmiş. 2022-2023 sezonunda 4 milyon 900 bin ton 2023-2024 sezonunda da 4 milyon 450 bin ton. Yani, baktığımız zaman 2021'den 2022'ye geçerken yüzde 7'lik bir küçülme olmuş. 2022'den 2023'e geçerken de yüzde 10'luk bir küçülme olmuş." Taycı, kakaolu ürünler sektörüne dünyada 10 civarında şirketin yön verdiğine işaret ederek, bu şirketlerin kakao üreticilerini desteklemeleri gerektiğini belirtti.

Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi

Eyüpsultan'da yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlunun karıştığı kaza sonucu Oğuz Murat Aci'nın hayatını kaybetmesine ilişkin soruşturmada anne ile oğlu havalimanına götürdüğü iddia edilen çalışanın tahliyesine karar verildi.
18.04.2024 23:27:00
İhlas Haber Ajansı
Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi
Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi
Eyüpsultan'da 1 Mart 2024'de yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu T.C.'nin karıştığı trafik kazası sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci'nin hayatını kaybetmesine ve anne oğulun ABD'ye kaçmasına ilişkin soruşturma sürüyor.

Anne ile oğulu havalimanına götüren çalışana tahliye

Soruşturma çerçevesinde baba Bülent Cihantimur'un şirketinde reklam-pazarlama bölümünde çalışan ve olay günü şüpheli Eylem Tok ile suça sürüklenen çocuk T.C.'yi havalimanına götürdüğü iddiasıyla tutuklanan şüpheli Ayşe Ceren S., İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği'nce tahliye edildi.

Olayın geçmişi

Eyüpsultan'da 1 Mart 2024'de iddiaya göre yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu T.C., saat 23.50 sıralarında 34 EEG 06 plakalı araçla seyir halindeyken yol kenarında arıza nedeniyle park halinde bulunan 3 adet ATV tipi araca çarpmış, kaza sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci hayatını kaybederken orada bulunan diğer kişiler yaralanmıştı. Kazanın ardından polis ekiplerinden önce olay yerine gelen anne Eylem Tok, oğlu T.C.'yi olay yerinden kaçırmış, ekiplerce yapılan incelemeler sonucunda anne ile oğlunun ertesi gün saat 03.50 sıralarında havalimanından Mısır'a çıkış yaptıkları tespit edilmişti.

Olaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma çerçevesinde ise aynı gün şüpheli Eylem Tok hakkında 'suçluyu kayırma' suçundan, şüpheli T.C. hakkında 'bir kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak' suçundan tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılırken, kırmızı bülten çıkarılması da talep edilmişti. Soruşturma çerçevesinde daha sonra şüphelilerin ABD'ye kaçtıkları ortaya çıkmıştı ve iade talebinde bulunulduğu da öğrenilmişti. Ayrıca baba Bülent Cihantimur'a 'yurt dışına çıkış yasağı' ve 'imza atma' şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmıştı.

Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları hangileri?

Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları, genellikle kaya, kılavuz delme, kompakt ve sıkı, kumlu ve kılıf gibi dayanıklı ve sağlam zemin türleridir. Bu zeminlerde inşa edilen binalar, depremlere karşı daha dirençli olabilir ve daha az hasar görebilirler.
18.04.2024 22:14:00
Ahmet Turan Yiğit
Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları hangileri?
Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları hangileri?
Deprem, dünyanın birçok yerinde ciddi yıkımlara ve can kayıplarına neden olan doğal felaketlerden biri. Deprem kuşağı ülkesi olan Türkiye ise iki günden bu yana Tokat'ta peş peşe yaşanan depremler nedeniyle yine diken üstünde.

Depremin neden olduğu yıkımın önüne geçmek için yapı mühendisliğinin imkanlarınından yararlanmak kadar, bina yapımı için zemin seçimi de o kadar önemli.

Mühendislik biliminin imkanları ile bugün dünyada 9'un üstündeki depremlere dayanıklı yapılar üretmek mümkün. Ancak yarattığı maliyet nedeniyle özellikle az gelişmiş ve geri kalmış ülkelerde bu tür yapıların yeterli sayıda üretilmesi mevcut ekonomi modellerle imkansız gibi görünüyor.

Depremlerin etkilerini azaltmanın en önemli yollarından biri, binaların güvenli zeminler üzerine inşa edilmesi.

Yapıların inşa edileceği alanların zemin analizi ve mühendislik değerlendirmeleri dikkate alınmalı.

Peki deprem riskine karşı en dayanıklı zemin yapıları hangileri?

Kaya Zeminler

Kaya zeminler, deprem riskinin en düşük olduğu zemin türlerinden biridir. Kaya zemine sahip olan bölgelerde yapılan binalar, doğal olarak daha sağlam bir temele otururlar ve depremlere karşı daha dirençli olabilirler. Kaya zeminler, binaların sallanmasını ve yer değiştirmesini en aza indirerek deprem etkilerini absorbe ederler.

Kılavuz Delme Zeminleri

Kılavuz delme zeminleri, yüksek mukavemetli kaya katmanlarının altında bulunan ve mühendislik teknikleri kullanılarak oluşturulan özel zemin yapılarıdır. Bu tür zeminler, depremlere karşı dayanıklı olmalarıyla bilinirler. Kılavuz delme zeminleri, yapıların sismik hareketlere karşı daha iyi direnç göstermesine yardımcı olur.

Kompakt ve Sıkı Zeminler

Kompakt ve sıkı zeminler, deprem riskinin düşük olduğu diğer bir zemin türüdür. Bu zeminler, genellikle sıkıştırılmış kum, çakıl veya sert toprak gibi malzemelerden oluşur. Bu tür zeminler, depremlerde yapıların hareketini azaltabilir ve yapıların sabit kalmasına yardımcı olabilir.

Kumlu ve Kılıf Zeminler

Kumlu ve kılıf zeminler, deprem riskinin en düşük olduğu zemin türlerinden biridir. Bu tür zeminler genellikle kum, çakıl ve kil karışımından oluşur. Kumlu ve kılıf zeminler, deprem sırasında suyun çıkarılması veya eklenmesiyle sıkıştırılabilecek esnek malzemelerdir. Bu özellikleri, deprem sırasında yapıların zarar görmesini azaltabilir.



logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.