Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Mısır Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ile bir telefon görüşmesi yaparak ABD'de meydana gelen terörist saldırı sonrası gelişmeler ile Ortadoğu'daki durum konusunda görüş alışverişinde bulundu.
Cumhurbaşkanlığı Dışişleri Başdanışmanı ve Özel Kalem Müdürü Tacanİldem, Çankaya Köşkü'nde düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Sezer'in, son iki günde yaptığı telefon görüşmelerinin devamı niteliğinde, önceki gün akşam saatlerinde de Mübarek'i aradığını söyledi.
Mısır terörden çekti de, Türkiye çekmedi mi?
İldem, Türkiye ve Mısır'ın "terörden çok çekmiş iki ülke olduğunu" belirterek, Mısır'ın, ABD'de meydana gelen saldırı sonrasında terörizmle mücadele konusunda Birleşmiş Milletler (BM) çerçevesinde bir uluslararası konferans düzenlenmesini önerdiğini hatırlattı.
İldem'in verdiği bilgiye göre Cumhurbaşkanı Sezer, görüşmede, hiçbir ülkenin teröre karşı kayıtsız kalmaması gerektiğini ifade ederek, terörizmle savaşım konusunda uluslararası işbirliğinin öneminivurguladı.
Sezer, Mısır'ın uluslararası konferans önerisini desteklediklerini kaydetti.
Mübarek ise Mısır'ın, terörden çok çeken bir ülke olarak, terörizmle mücadele konusunda uluslararası işbirliğinin içinde yeralmasının doğal olduğuna işaret etti.
İki cumhurbaşkanı, terörü belli bir din, dil, ırk ile özdeşleştirmeme konusunda mutabık kaldılar.
Tele-diplomasinin nedenleri?
Soruları da cevaplayan İldem, "Sayın Bush'un telefon görüşmesinden sonra Türkiye'nin telefon diplomasisine başlamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? ABD'den böyle bir talep geldi mi, yoksa Türk kamuoyunda daha aktif rol oynanması konusundaki eleştirilere karşı mı yapılıyor" sorusuna, şu cevabı verdi:
"Ne ABD'den ne de bir başka ülkeden böyle bir talep gelmemiştir. Bir ülkenin belirli girişimlerde bulunması için mutlaka bir başka ülkeden telkin ya da teşvik almasına da gerek bulunmamaktadır. Türkiye, kendi görüşleri, ulusal çıkarları, bölge ülkeleri arasında bilgi akışının sağlanması açılarından konuyu değerlendirip, gerektiğinde, zamanı geldiğinde her türlü girişimi yapmaktadır. Bundan sonra da yapacaktır. Bunlar, tamamen Türkiye'nin girişimi ile ön alınmış telefon görüşmeleridir. Daha başka bir yorum yapmayı gerekli kılmamaktadır. Kamuoyundan gelen eleştirilerin de bir etkisi olamaz. Çünkü, 11 Eylül'den bu yana tüm ilgili makamlar etkin bir işbirliği ve eşgüdüm içinde olayları yakından, soğukkanlılıkla, titizlikle değerlendirmekte, gerekenleri de yapmaktadırlar."
"Bir atağa geçildi, inisiyatif alındı şeklinde değerlendirmeler var. Cumhurbaşkanı'nın telefon görüşmeleriyle teröre karşı bölgede yeni bir ittifak mı oluşturuluyor" sorusu üzerine de İldem, şunları söyledi: "Gelişmelerin değerlendirilmesi belli adımların atılmasını gerekli kılabilir. Sayın Cumhurbaşkanımız, içinde bulunduğumuz ortamda bu tür temasların yararlı olacağına inanmış ve bu yönde telefon görüşmelerini gerçekleştirmiştir. Bu ülkelerle terörizmle mücadele konusunda ikili düzeyde de işbirliğimiz bulunmaktadır. Bölgesel açıdan bakıldığında elbette bölge ülkelerinin böyle önemli bir konuda görüş alışverişinde bulunması çok doğaldır. Yapılan da budur."
Sırada başka görüşmeler var mı?
"Sayın Cumhurbaşkanı Hatemi'yi, Kerimov'u ve Türkmenbaşı'nı aramayı da düşünüyor mu? Yoksa bu ülkelerin durumu başka mı" sorusuna ise İldem, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın şimdiye kadarki görüşmeleri hakkında bilgi sundum. Daha sonra kimleri arayıp, kimleri arayamayacağını belirtmem doğru da olmaz, uygun da olmaz. Eğer, bir telefon görüşmesi olur, bunu sizinle paylaşmamız gerekirse onu da yapmaktan kaçınmayız" karşılığını vermekle yetindi.
Cumhurbaşkanlığı Dışişleri Başdanışmanı ve Özel Kalem Müdürü Tacanİldem, Çankaya Köşkü'nde düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Sezer'in, son iki günde yaptığı telefon görüşmelerinin devamı niteliğinde, önceki gün akşam saatlerinde de Mübarek'i aradığını söyledi.
Mısır terörden çekti de, Türkiye çekmedi mi?
İldem, Türkiye ve Mısır'ın "terörden çok çekmiş iki ülke olduğunu" belirterek, Mısır'ın, ABD'de meydana gelen saldırı sonrasında terörizmle mücadele konusunda Birleşmiş Milletler (BM) çerçevesinde bir uluslararası konferans düzenlenmesini önerdiğini hatırlattı.
İldem'in verdiği bilgiye göre Cumhurbaşkanı Sezer, görüşmede, hiçbir ülkenin teröre karşı kayıtsız kalmaması gerektiğini ifade ederek, terörizmle savaşım konusunda uluslararası işbirliğinin öneminivurguladı.
Sezer, Mısır'ın uluslararası konferans önerisini desteklediklerini kaydetti.
Mübarek ise Mısır'ın, terörden çok çeken bir ülke olarak, terörizmle mücadele konusunda uluslararası işbirliğinin içinde yeralmasının doğal olduğuna işaret etti.
İki cumhurbaşkanı, terörü belli bir din, dil, ırk ile özdeşleştirmeme konusunda mutabık kaldılar.
Tele-diplomasinin nedenleri?
Soruları da cevaplayan İldem, "Sayın Bush'un telefon görüşmesinden sonra Türkiye'nin telefon diplomasisine başlamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? ABD'den böyle bir talep geldi mi, yoksa Türk kamuoyunda daha aktif rol oynanması konusundaki eleştirilere karşı mı yapılıyor" sorusuna, şu cevabı verdi:
"Ne ABD'den ne de bir başka ülkeden böyle bir talep gelmemiştir. Bir ülkenin belirli girişimlerde bulunması için mutlaka bir başka ülkeden telkin ya da teşvik almasına da gerek bulunmamaktadır. Türkiye, kendi görüşleri, ulusal çıkarları, bölge ülkeleri arasında bilgi akışının sağlanması açılarından konuyu değerlendirip, gerektiğinde, zamanı geldiğinde her türlü girişimi yapmaktadır. Bundan sonra da yapacaktır. Bunlar, tamamen Türkiye'nin girişimi ile ön alınmış telefon görüşmeleridir. Daha başka bir yorum yapmayı gerekli kılmamaktadır. Kamuoyundan gelen eleştirilerin de bir etkisi olamaz. Çünkü, 11 Eylül'den bu yana tüm ilgili makamlar etkin bir işbirliği ve eşgüdüm içinde olayları yakından, soğukkanlılıkla, titizlikle değerlendirmekte, gerekenleri de yapmaktadırlar."
"Bir atağa geçildi, inisiyatif alındı şeklinde değerlendirmeler var. Cumhurbaşkanı'nın telefon görüşmeleriyle teröre karşı bölgede yeni bir ittifak mı oluşturuluyor" sorusu üzerine de İldem, şunları söyledi: "Gelişmelerin değerlendirilmesi belli adımların atılmasını gerekli kılabilir. Sayın Cumhurbaşkanımız, içinde bulunduğumuz ortamda bu tür temasların yararlı olacağına inanmış ve bu yönde telefon görüşmelerini gerçekleştirmiştir. Bu ülkelerle terörizmle mücadele konusunda ikili düzeyde de işbirliğimiz bulunmaktadır. Bölgesel açıdan bakıldığında elbette bölge ülkelerinin böyle önemli bir konuda görüş alışverişinde bulunması çok doğaldır. Yapılan da budur."
Sırada başka görüşmeler var mı?
"Sayın Cumhurbaşkanı Hatemi'yi, Kerimov'u ve Türkmenbaşı'nı aramayı da düşünüyor mu? Yoksa bu ülkelerin durumu başka mı" sorusuna ise İldem, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın şimdiye kadarki görüşmeleri hakkında bilgi sundum. Daha sonra kimleri arayıp, kimleri arayamayacağını belirtmem doğru da olmaz, uygun da olmaz. Eğer, bir telefon görüşmesi olur, bunu sizinle paylaşmamız gerekirse onu da yapmaktan kaçınmayız" karşılığını vermekle yetindi.