Sözümüz, uyarılarımız elbette ki ahret inancı taşıyanlaradır.Ölümle her şeyin biteceğine inanan, dolayısıyla bu hayatta yapıp ettiklerinin, çalıp çırptıklarının ve de çarptıklarının hesabının sorulacağını kabul etmeyenler için bir diyeceğimiz yok.Gidince görecekler dünyanın kaç köşe olduğunu.Yaşadığımız şu hayatta, hem Müslüman olduğunu iddia eden hem de "Helal haram ver Allah'ım/Aciz kulun yer Allah'ım" tekerlemesine uygun olarak malı, özellikle de kamu malını götürenlerin vay haline.Bu dünyada ne kadar kamu malı, tüyü bitmemiş yetimlerin hakkının da içinde olduğu millet malı götürmüşse öteki alemde hepsini sırtında taşıyarak mahşer meydanına getirecek.Çaldı çırptı, hesaba kitaba uydurdu ve yedi sülalesine yetecek kadar servet biriktirdi ve yola revan oldu. İşte asıl iş ondan sonra başlıyor.Aldı, çaldı, çırptı, yedi ve yanına kaldı demeyin hiçbir zaman.Diyelim ki bu dünyada cumhurbaşkanı idi, başbakan idi de buradaki hukuktan yırttı, iş bununla bitmiyor.Bütün bu kamu mallarının bir de geri ödemesi var.Nasıl mı?"Bir peygamberin emanete hıyanet etmesi/kamu malından aşırması olacak şey değildir. Her kim hıyanet eder, kamu malından bir şey aşırırsa, aşırdığını kıyamet günü yüklenip getirir. Sonra her benliğe; kazandığı tam olarak ödenir. Hiç birine zulmedilmez." (Ali İmran, 161) Bu dünyada, şunu alalım, şu ihale de yağlı görünüyor, şu işten köşeyi döneriz diye çırpınanlar, yarın, hesap gününde; "dön sırtını, kamuya ait, yetime yoksula ait ne kadar aşırdığın mal varsa yükleneceksin" dendiği zaman, "keşke şunu almasaydım, keşke onu da almamış olsaydım" diyecek ama Kerim Katiplerin tuttukları muhasebe defteri bu:"O gün herkesin amel defteri ortaya konulmuştur. Ey Muhammed! Günahkârların, amel defterlerinden korkarak: "Eyvah bize! Bu nasıl deftermiş ki, büyük küçük hiçbir şey bırakmadan hepsini saymış dökmüş" dediklerini görürsün. Onlar, bütün yaptıklarını hazır bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez." (Kehf, 49)Hacım sırtındaki dağ ne?"Dünyada iken topladığım tüyü bitmemiş yetimin yoksulun yani milletin malı."Henüz vakit varken, tövbe kapıları açıkken?
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024