Kerkük'te Barzani ve Talabani bir oldubitti peşindeler. Biz Türkiye'de Kerkük'ü tartışırken ve çeşitli yorumlar yaparken, Talabani ve Barzani Kerkük'ün Türk olan çehresini değiştirmede hayli yol almaktalar. Bu yazıyı okumayı bitirdiğinizde Kerkük, Türk olmaktan biraz daha uzaklaşmış olacak maalesef.
Her gün binlerce Kürt Kerkük'e göç ettiriliyor. Orgeneral Başbuğ Salı günü yaptığı basın açıklamasında "raporlara göre 1991-2000 arasında Kerkük'ten ayrılanların sayısı 100-120 bin civarında ve hepsi de Kürt değil. Gelen Kürtlerin sayısının ise 350 bin civarında olduğu belirtiliyor. Bu hususu defalarca ABD'li yetkililere ilettik. Tablo endişe verici boyutta" şeklinde ifadeleri Türk askerinin Kerkük konusunda yapılmak istenen oldubittinin farkında olduğunu göstermesi açısından çok önemlidir.
Ayrıca silahlı kuvvetlerin bu açıklamasındaki "defalarca ABD'li yetkililere ilettik" ifadesi de ABD'nin bu olanlara hem seyirci kaldığını hem de destek verdiğini ifade etmektedir.
Asker'in Kerkük konusundaki net duruşunu gören Erdoğan hükümetinin Dışişleri Bakanı Sayın Abdullah Gül, Orgeneral Başbuğ'un hemen arkasından Kerkük konusunda açıklama yapma gereği hissetti. Tam da Yahudi soykırımını anma törenlerine katılmak için Polonya'ya giderken.
Kürt grupların seçimler öncesinden dışarıdan getirilerek Kerkük'te seçim listelerine kaydedildiğinin hatırlatılması üzerine Dışişleri bakanı Gül, "Bu konuda sadece Türkiye değil herkes kaygılı. Gerekli girişimlerin hepsi yapılmıştır" şeklinde ifade ediyor.
Erdoğan hükümetinin en yetkili ağızlarından biri olan Abdullah Gül'ün ifadesiyle gerekli olan bütün girişimler yapılmışsa, "hiç merak etmeyin Kerkük'te Talabani ve Barzani hiçbir şey yapamaz" demek isterdim, ama böyle bir söylem hiç inandırıcı olmayacaktır. Çünkü hükümet pek çok konuda artık sabıkalıdır.
Bu konulardan birisi Kıbrıs'tır. Bilindiği gibi referandum öncesinde Kıbrıs Türk halkına "evet" baskısı yapılmış ve bizzat başbakan Erdoğan tarafından referanduma evet derseniz kazançlı olan taraf Rumlar değil Kıbrıs Türk'ü olacaktır şeklinde teminat verilmişti. Ama sonuç böyle olmadı referandumda Kıbrıs Türk'ü evet demesine rağmen yine kazanan Rumlar kaybeden Kıbrıs Türk'ü oldu. Erdoğan hükümeti ise hiçbir şey yapmadı. Yalnızca Kıbrıs Türk'ünün kaybetme sürecini hızlandırmanın dışında.
İşte, Kerkük Kıbrıs'taki kaybediş sürecini yaşamaktadır. Maalesef siyasi irade gereken tavrı ortaya koymadığı için Türk askeri bütün dünyaya gösterilmesi gereken duruşu ortaya koymuştur. Askerin bu duruşu ortaya koyması hükümeti hemen bir açıklama yapmak zorunda bırakmış ve ardından Abdullah Gül'ün Kerkük açıklaması gelmiştir.
Gönül isterdi ki, siyasiler bu duruşu ortaya koyabilsinler de Türk askeri böyle açıklamalar yapma gereği hissetmesin. Ama böyle olmadı ve Türk askeri Türk milletinin geçmişine, birikimlerine ve medeniyetine yakışan duruşu ortaya koyma gereği hissetti.
Siyasilere ise Türk askerinin açıklamalarını taklit edip zoraki takip etmek düştü.
Her gün binlerce Kürt Kerkük'e göç ettiriliyor. Orgeneral Başbuğ Salı günü yaptığı basın açıklamasında "raporlara göre 1991-2000 arasında Kerkük'ten ayrılanların sayısı 100-120 bin civarında ve hepsi de Kürt değil. Gelen Kürtlerin sayısının ise 350 bin civarında olduğu belirtiliyor. Bu hususu defalarca ABD'li yetkililere ilettik. Tablo endişe verici boyutta" şeklinde ifadeleri Türk askerinin Kerkük konusunda yapılmak istenen oldubittinin farkında olduğunu göstermesi açısından çok önemlidir.
Ayrıca silahlı kuvvetlerin bu açıklamasındaki "defalarca ABD'li yetkililere ilettik" ifadesi de ABD'nin bu olanlara hem seyirci kaldığını hem de destek verdiğini ifade etmektedir.
Asker'in Kerkük konusundaki net duruşunu gören Erdoğan hükümetinin Dışişleri Bakanı Sayın Abdullah Gül, Orgeneral Başbuğ'un hemen arkasından Kerkük konusunda açıklama yapma gereği hissetti. Tam da Yahudi soykırımını anma törenlerine katılmak için Polonya'ya giderken.
Kürt grupların seçimler öncesinden dışarıdan getirilerek Kerkük'te seçim listelerine kaydedildiğinin hatırlatılması üzerine Dışişleri bakanı Gül, "Bu konuda sadece Türkiye değil herkes kaygılı. Gerekli girişimlerin hepsi yapılmıştır" şeklinde ifade ediyor.
Erdoğan hükümetinin en yetkili ağızlarından biri olan Abdullah Gül'ün ifadesiyle gerekli olan bütün girişimler yapılmışsa, "hiç merak etmeyin Kerkük'te Talabani ve Barzani hiçbir şey yapamaz" demek isterdim, ama böyle bir söylem hiç inandırıcı olmayacaktır. Çünkü hükümet pek çok konuda artık sabıkalıdır.
Bu konulardan birisi Kıbrıs'tır. Bilindiği gibi referandum öncesinde Kıbrıs Türk halkına "evet" baskısı yapılmış ve bizzat başbakan Erdoğan tarafından referanduma evet derseniz kazançlı olan taraf Rumlar değil Kıbrıs Türk'ü olacaktır şeklinde teminat verilmişti. Ama sonuç böyle olmadı referandumda Kıbrıs Türk'ü evet demesine rağmen yine kazanan Rumlar kaybeden Kıbrıs Türk'ü oldu. Erdoğan hükümeti ise hiçbir şey yapmadı. Yalnızca Kıbrıs Türk'ünün kaybetme sürecini hızlandırmanın dışında.
İşte, Kerkük Kıbrıs'taki kaybediş sürecini yaşamaktadır. Maalesef siyasi irade gereken tavrı ortaya koymadığı için Türk askeri bütün dünyaya gösterilmesi gereken duruşu ortaya koymuştur. Askerin bu duruşu ortaya koyması hükümeti hemen bir açıklama yapmak zorunda bırakmış ve ardından Abdullah Gül'ün Kerkük açıklaması gelmiştir.
Gönül isterdi ki, siyasiler bu duruşu ortaya koyabilsinler de Türk askeri böyle açıklamalar yapma gereği hissetmesin. Ama böyle olmadı ve Türk askeri Türk milletinin geçmişine, birikimlerine ve medeniyetine yakışan duruşu ortaya koyma gereği hissetti.
Siyasilere ise Türk askerinin açıklamalarını taklit edip zoraki takip etmek düştü.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023