Bugün 4 Nisan Sokak Hayvanları Günü… "Sokak hayvanları" deyimi yerine "sahipsiz hayvanlar" desek daha insaflı olmaz mı?
Bir hevesle alınan ve sonra sokağa bırakılan hayvanların durumu son derece dramatik... Bunun yanında zaten sokaklarda yaşayan pek çok can dostlarımız var.
İnsanın iyi olmaktan, insan olmaktan verdiği tavizi fark etmek için insanlık tarihinin derinliklerine inmeye hiç gerek yok. Etrafınıza bakın; insanoğlunun merhametinin, içinde yaşadığı doğaya olan saygısının ürünleri, kirletilmiş hava, tahrip edilmiş toprak, zulüm görmüş hayvanlar olarak karşınızda duruyor. Her gün gözünüzün içine bakıyorlar ama bazı vicdanlar perdelerini çekip görmüyor ya da daha vahimi şiddetin kendisi oluyorlar.
Hayvana yönelik şiddetin önlenmesinde yasa tek başına yeterli olamıyor. Suç sosyolojisi (kriminal) açısından incelendiğinde;
Evrakta sahtekârlık gibi pasif suçlar ve öldürme, tecavüz ve kundaklama gibi bir de saldırgan suçlar grubu vardır. Saldırgan suçlardan hükümlülere bakıldığında yüzde 85'inin geçmişinde hayvana şiddet ve tecavüz görülmüş; yani hayvana şiddet ve tecavüzün, insana şiddet ve tecavüzle bağlı olduğu kanıtlanmış. Amerika'da da, Avrupa'da da mahkemeler diyorlar ki, hayvana karşı şiddet ve tecavüz eylemek bir potansiyeldir ve er ya da geç insana da yönelir. O nedenle bu aşamada cezalandırmak gerekir. İlginç olan şu; yapılan istatistiklere göre, bir ülkede aile içi şiddet varsa bu, hayvana şiddetle aynı paralellikte yürümekte.
Şiddet tektir, şiddetin türü, cinsi olmuyor. Bir canlılar zinciri var. En zayıf halkadan hayvanla başlıyor, çocuk, travesti, özürlü, yaşlı, kadın ve erkek… Hayvanlar mal değiller, can taşıyorlar. Gözleriyle gözünüzün içine bakan bir canlıya vurabiliyorsanız, bir çocuğa, bir kadına veya bir erkeğe vurabilmeniz an meselesidir. Çocuğun hayvana yaptığı kötü muamelenin davranış bozukluğu olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Ülkemizde en büyük hata, "çocuktur yapar" anlayışı. Çocuktur yapar değil, "bak onun da canı var, acır çocuğum" diye uzun uzun anlatın. Hata devam ediyorsa bir uzmana gösterilmesinde yarar var. Hayvana kötü muamelenin davranış bozukluğu olduğu psikiyatride, psikolojide kitaplara geçmiş. Zamanında müdahale edilmezse büyüdüğünde psikopat ya da sosyopat olabilir. Anne babalar dikkat etsinler.
Sahipsiz hayvanlar için Cumhurbaşkanı Erdoğan, barınakları adres gösteriyor. Peki, barınakların durumu ne?
Eğer bir yerde barınak varsa ve içeriye gönüllüler sokulmuyorsa, orada hayvanlar aç bırakılabiliyor. Hayvanların huylarına, karakterlerine göre ayrı kafeslerde olmaları gerekiyor. Aynı kafese dolduruluyorlar ve daha sonra yiyecek içecek vermiyorlar. Bu hayvanlar daha çok birbirlerini parçalıyorlar. Barınakların gönüllüler eşliğinde, çalıştırılması ve denetlenmesi gerekir. Eğer bunu yapabiliyorsak barınak sokaktan daha iyi. Bir kere hayvanın nerede olduğunu biliyorsun, hayvan trafik kazasında ölmüyor. O tecavüz etti mi, o kulağını, bacağını doğradı mı diye endişe etmiyorsun.
Hayvan hakları üzerinden insan haklarına bir geçiş yapmak istersek;
15 Ekim 1978'de kabul edilen (Paris/UNESCO) Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 1.maddesine göre: "Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğarlar ve aynı var olma hakkına sahiptirler."
İnsanlar için de öyle olmalı.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023