(…dünden devam)
Evet, insan bencil yaratılmıştır, doğru. Ancak Allah, insanın fıtratına bencilliği yerleştirdiği gibi, insanı üstün ahlaka taşıyan fedakârlığı da yerleştirmiştir. Ve insana bencil olmamasını, kendi aleyhine bile olsa adaletten ayrılmamasını, yaratılanı, yardandan ötürü sevmesini emretmiştir.
Fedakâr, güzel ahlaklı insanlar bencil davranmaz, iyilik güzellik adına haklarından feragat ederler.
Allah insana bencilliği değil fedakârlığı emretmekte, bireyselliği değil, hak adına bir araya gelmeyi, hak adına birbirini sevmeyi, toplumsal olmayı, istemektedir.
Kardeşlik, dostluk; şehit olmak üzereyken yol kardeşine son bir iki damla suyu kendi ihtiyacı olduğu halde ihtiyaç sahibi kardeşine verebilmektir. Bu ahlakı gözetmek bizlere emredilmektedir.
İman esasen insandaki benlik duygusunu bize dönüştürmektir. Kamil iman sahibi "ben" duygusunu "biz" duygusuna taşıyabilendir.
Nefsiniz için istediğinizi Müslüman kardeşiniz içinde istemedikçe ve birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız der Allah Resulü.
İnsandaki benlik duygusu insanı kendini Allah'a şirk koşmaya kadar götürebilir. Benlik duygusuna esir olan Şeytan Allah'a isyan etmiş ve Âdem'e secde etmemiştir. Benlik duygusuna esir olan Firavun "ben sizin en yüce rabbinizim" diyebilmiştir.
Müslüman olduğu halde benlik duygusuna esir olanlar, İslam tarihi boyunca birçok problemin kaynağı olmuştur.
Allah Resulü güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderilmiştir. Güzel ahlakın müşahhas hali olan Allah Resulü'nün kınadığı benlik duygusu bu kadar kolay sahiplenmek Müslümanca bir davranış olmaz.
Belki benciliz ama bencil olduğumuzun da farkında değiliz. Gizli bir kibir yaşıyoruz sanki. Allah Resulü "Kalbinde zerre miktar kibir bulunan kimse asla cennete girmeyecektir" buyurmuş oysa. Rabbimiz "Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez." (Nisa-36) diyor.
Peki, bu kadar bencil olup da kibirli olmamak mümkün mü?
Kibir; insanın kendini başkalarından büyük görerek, kendini beğenmesidir. Tevazu ise alçakgönüllü olmak, nefsinde bir üstünlük görmemektir. Tevazu insanı kibirden korur. Tevazu insanı küçültmez hatta büyütür. Kibirli insanlar bile, kibirli insanları değil mütevazı insanları severler. Mütevazılık rol yaparak olmaz. İnsanın mütevazı olabilmesi için gerçekten tevazu sahibi olması gerekir.
Davranış boyutunda, insani ilişkilerimizde ben merkezcilikten kurtulalım. İslam'ın ve toplumun vahdetini, dostumuzun hatırını şahsi menfaatimizin üzerinde tutalım. Eşimize, dostumuza, arkadaşımıza, arkadaşlığımıza, değer verelim. Çünkü bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var. Menfaate dayalı bir ilişki değil dostluğa kardeşliğe dayalı bir ilişki geliştirelim. İnsanlar vefasız diye biz de vefasızlık yapmayalım. Bize kötülük yapanlara bile iyilik yapabilecek erdemli bir tavır geliştirebilirsek, insanların hatalarını yanlışlarını bazen görmeyecek, hoş görecek, bağışlayacak bir gönül genişliği yakalayabilirsek, bencillikten ve bencil olmaktan kurtulabiliriz.
Bazen çok sevdiğimizin yanımızda olmadığı zamanlarda ona sadık kalmak her babayiğidin harcı değildir. İşte gerçek dostlukta dostun olmadığı yerde, zamanda o dostunun hatırını gözetebilmektir, hatırasına ve emanetine sahip çıkabilmektir.
Akıllı insanın aklının zekâtı olaylarda hayrı görmek, olayları hayra yormak ve ferasetle bakmaktır. Böyle yapan aklının zekâtını vermiş olur.
Yoksa zekâtsız akla zekâ derler. O da ibliste fazlasıyla var. Çünkü iblisin ve ava nelerinin hayırla, hasenatla, işi olmaz. Onların işi saptırmak…
Hamurkârımız olan canımız soruyordu ya "VAR MISINIZ?" diye biz de gür bir seda ile "VARIZ" diye cevap veriyorduk. Biz varız cevabını, sözü soruyu soran hamurkârımızın son nefesine kadar varız diye söz vermedik. Bu "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt gemisinde" biz son nefesimize kadar VARIZ diye söz verdik. Meğer bazıları üstadın son nefesine kadar söz vermiş. Oysaki yol evladı bilincinde olanlar bu yolun kıyamete kadar devam edeceğini bilir. Çok yazık. Allah hepimizin encamını hayreylesin.
Mevlanamız ne güzel anlatmış: "Günün adamı olmaya çalışma, hakikatin adamı olmaya çalış! Çünkü gün değişir, hakikat değişmez."
Vesselam.
- Matematiğin, fiziğin formülü mü yoksa insanlığın formülü mü? / 19.02.2024
- İnsanlığa insanlık yolculuğu şart / 15.01.2024
- Güçlü aile güçlü millet demektir / 19.12.2023
- Cumhuriyet yüz yaşında, nice yüzyıllara / 01.11.2023
- Saygı beyaz çizgimiz olmalı / 15.10.2023
- Dinin mücadelesi dinsizlikle değil din ile olmuştur / 10.09.2023
- Mum kadar ışığı yok, Kendini Güneş sananlar / 06.09.2023
- Merhamet, hürmet, muhabbet / 28.08.2023
- Aslında çifte kıble olmaz / 25.08.2023