logo
19 NİSAN 2024

Soru Türk milletinedir

11.01.2005 00:00:00
Yunanistan'ın, silahla, terörle alamadığı Kıbrıs'ı, şimdi dost görünerek AB yoluyla almak oyununu oynadığını söyleyen KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, "Soru Türk milletinedir. Kıbrıs'tan vazgeçecek misiniz, vazgeçmeyecek misiniz? Vazgeçtiği taktirde Kıbrıs 13. Yunan adası olur" dedi. Sayın Cumhurbaşkanı, az önce bazı sözleri millî senet olarak kabul ediyorum, dediniz. Ancak 17 Aralık'ta Türk hükümeti bir başka şeye imza attı, söz verdi. 3 Ekim'e kadar Kıbrıs'ın tanınması konusunda AB şart ortaya koydu. Milli senet konusunda size söz verenler AB'ye de başka söz verdiler. Burada bir çelişki söz konusu değil mi?

Denktaş- Ben, bana verilen söze bakarım. Başkalarına verilen söz varsa ben bilmiyorum, yahut ben dinlemem. Çünkü ben 52 yılımı, binlerce insan da canını feda etmiştir, anavatana inanarak, güvenerek. Bunun millî bir dâvâ olduğunu bilerek her şeyimizi ortaya koymuş bir halkız biz. Sayın Gül'ün, zannedersem bugün, "Biz hiç bir şekilde ön şart olarak Kıbrıs'ı tanımayı kabul etmiş değiliz" diye bir açıklaması var. Biz Türk tarafındaki insanlar olarak, Türkiye'siz yaşayamayacağımızı bilen ve Türkiye'ye güvenen insanlar olarak son ana kadar bunlara inanmak mecburiyetindeyiz. Son an gelir ve "Türkiye arkanızdan çekildi. Her şey bitti. Yapay bir anlaşma ile bu mesele halledilecek" noktasına gelirsek o zaman bizim yapabileceğimiz fazla bir şey yok. Sadece Türk askeri çekilirken ağlarız. Kendi başımıza yapabileceklerimizi de yapmaya çalışırız.

Şehit yakınları "boşuna mı kan döktük" diyorlar

r Siz, çok müzakerelere katılmış bir insansınız. Türkiye ile AB müzakerelerinin samimi bir şekilde geliştiğine inanıyor musunuz? 17 Aralık'tan sonra gelişen sürecin Türkiye ve KKTC için hayırlı bir sürece doğru gittiği söylenebilir mi?

Denktaş- Hayırlı bir sürece götürmek hepimizin görevidir. Ben Anadolu'ya gidiyorum. Her yerde gördüğüm heyecan 1958-1960'larda gördüğüm heyecanın aynıdır, belki de daha fazladır. Bana ağlayarak sarılan gaziler var. "Vatan gidiyor. Biz boşuna mı kan döktük" diyen şehit aileleri var. Biz barış, uzlaşma istiyoruz. Ama kalıcı bir uzlaşma istiyoruz. Kalıcı olması için ne olması lazım? Kıbrıs'ta de facto iki egemen halkın varlığını kabul etmeleri lazımdır. Türkiye'nin bunun üzerinde 1960'da elde ettiği stratejik haklar vardır. Annan Planı bunu tümüyle siliyor. AB'yi getiriyor. AB'nin bunu yapmaya ne hakkı var? Türkiye girinceye kadar askeri müdahale hakkı dahil 1960'taki hakları devam etmelidir. Sen, Türkiye'ye ucu açık bir şey veriyorsun. Kıbrıs'ı peşinen nasıl isteyebilirsin? O da ucu açık kalmalıdır. Pazarlığın böyle yapılması lazımdır. 3 Ekim nasıl birdenbire sokuşturulur, onu anlayamadım. Çünkü ondan evvelki yaklaşımda 3 Ekim yoktu. Kıbrıs'ın da ucu açıktı. Şimdi birdenbire 3 Ekim'i getirdiler. Bu, bunların taktiğidir. Nasıl bizim görüşmelerimizde 1 Mayıs'ı getirdiler, şimdi de 3 Ekim'i getirdiler. 3 Ekim, Allah'ın emri değildir. Hiç bir şey bitmez. Türkiye kabul etmez. Daha da gün verirler. Pazarlık devam eder. Yeter ki Türkiye kararlı dursun. Nelere razı olabileceğini herkes bilsin. Çünkü esnek davranmak suretiyle dünyaya yanlış mesajlar veriyoruz. Biraz evvel söyledim. "Efendim, biz ambargonun, izolasyonun kalkmasını istiyoruz, tanınma istemiyoruz" diyoruz. Onu söyleme. Tanınma senin hakkındır. Onu niye söylüyorsun? O mesajı vermek suretiyle Annan Planı'nda bize verilmeyen egemenliğe razı olduğumuzu gösteriyoruz. Razı değiliz. Biz, bağımsızlığımızı sonuna kadar koruyacağız. Türkiye de KKTC'yi tanıyacağını tekrarlıyor. Biz buna bakarak önümüzdeki günleri göreceğiz.

Rum reddetti de

tehlike atlatıldı

Aslında Kofi Annan Planı referandumu ile bir alan ortaya çıktı. Türkiye bu mevcut alanı daha iyi değerlendirebilir miydi? Hükümet bu mevcut alanı ne kadar değerlendirebildi?

Denktaş- Türk hükümetinin bütün hedefi tarih almaktı. Tarih almak için bir çok şeyi göze aldı. Rizikoya girdi. Ve Allah'tan Rum, reddetmek suretiyle içine düşeceğimiz büyük tehlikeyi atlatmış olduk. Ben "neler oldu"ya bakmıyorum. Bundan sonra ne yapacaklar, ona bakıyorum. Tekrar ediyorum. Bize verilen sözü millet adına verilen milli senet addediyorum. Verilen söz şu: Biz, Rum'u tanımayacağız; ta ki birleşesiniz. KKTC'yi tanımaya devam edeceğiz. Askerimizi çekmeyeceğiz. Destek devam edecek. Ben buna bakıyorum. Halkıma bunu telkin ediyorum. Türk milletine de bu sözü aldığımı söylüyorum ve teşekkür ediyorum.

KKTC'den kim vazgeçecek? Göreceğiz

r Peki bir yol haritası çıkartırsak, özellikle 17 Aralık'ta değişen koşullar altında KKTC olarak nasıl bir yol haritası izleyeceksiniz? İkincisi, Türkiye Hükümeti bu konuda nasıl bir yol haritası içinde olmalı. Bir de sizin cumhurbaşkanlığı süreniz doluyor. Bundan sonra sizin yol haritanız ne olacak? Sizin göreve devam edip etmeme kararı KKTC'nin ilelebet yaşayıp yaşamaması gibi bir kaderle de at başı gidiyor.

Denktaş- Tam aksine, benim çekilmem dünyaya şunu göstermek içindir: Dünyada "Kıbrıs meselesi eşittir Denktaş. Barışı, uzlaşmayı Denktaş engelliyor. Denktaş'tan kurtulun, Kıbrıs meselesi halledilir. Çünkü kimse egemenlik, devlet istemez, bağımsızlıktan yana değildir, Rumlarla birleşir, Türkiye'yi de istemez" gibi bir intiba yaratılmıştır. Ben de "İşte ben çekiliyorum. Hadi bakalım hodri meydan! Bağımsızlıktan, egemenlikten, devletinden vazgeçerek, kim halledecek, görelim" diyorum.

İkinci cümleniz açısından bakıldığında her şeye rağmen sizin varlığınız yetiyor herhalde.

Denktaş- Biz, görevden kaçmıyoruz. Görev başka bir şekilde, aynı heyecanla devam edecektir. Bütün dünyanın baskısına, Türkiye'nin bütün telkinine, tehdidine ve baskısına rağmen % 35 insanın "hayır" demesi bir mucizedir.

O günden bu tarafa da çok şey değişmedi mi? % 35'ler belki de % 50'lere çıkmış olamaz mı?

Denktaş- Çok şey değişti. Şimdi gitsek % 50-55-60'lara çıkmıştır.

Bu, sizin cumhurbaşkanlığınızın devamına verilen oy anlamına gelmez mi?

Denktaş- Devletin varlığını bende görmek yanlıştır. Devlet, halk tarafından meydana getirilmiştir. O devletin tehlikeye girdiğini gören halk, tabiatıyla ayağa kalkacaktır. Zaten yavaş yavaş kalkıyor. Nasıl bir yol haritası dediniz. Muhakkak bağımsız, iki halk esası üzerinde bir anlaşmada ısrar edilmelidir. Bundan vazgeçildiği takdirde biz, kağıt üzerinde ne verilirse verilsin, azınlığız, Girit misali kayboluruz. Girit misali Kıbrıs gider. Ondan sonra arkasından ağlamak da yetmez. Çünkü sizin bütün Güney sahillerinizin yolları kapanmış olur. Bunun idraki içerisinde olmak lazımdır. Bağımsız iki devletin anlaşma yaparak birleşmesi, sınır meselesini halletmesi, mal-mülk meselesini siyasi açıdan halletmeleri ve Türkiye AB'ye girinceye kadar Türkiye'nin garantörlük haklarının olduğu gibi devam etmesi, yol haritası olması lazımdır. Benim yol haritam ise yeni bir satıhta mümkün olduğu kadar aynı göreve arkadaşlarımızla birlikte devam edeceğiz.

Yeni satıhı biraz açar mısınız?

Denktaş- Bana halen gelip de "Senin kalman lazım" diyen insanlara şunu diyorum: "Burada kalmakla benim yetkim mahdut. Ben artık görüşmeci olamam. Çünkü 'hayır' demişim. Uluslararasında uzlaşmaz adam oldum. Uzlaşmaz adamın orada olması ve Türkiye ile işleri yürütmesi, 'Uzlaşma istemedikleri için aynı adamı tutuyorlar' anlamına gelecek. Onun için benim çekilmem Türkiye'nin de önünü açar."

Soru Türk milletinedir

Sayın Talat'a baktığımız zaman "görüşmelere hazırız" diyor. Türkiye'de de hükümetin en büyük ideali AB. Rum kesimi ve Yunanistan'ın elinde veto var. KKTC için bundan sonraki süreçlerde nasıl bir öngörüde bulunabilirsiniz?

Denktaş- Biz taa başlangıçtan söyledik. Yunanistan, silahla, terörle alamadığını, yani Kıbrıs'ı, AB ile almak oyununu oynamaktadır. Şimdi çok dost görünüyorlar. Dostumuz, silah zoruyla, terörle çalmış olduğu ünvanın arkasına saklanarak Kıbrıs'ı güler yüzle, AB yoluyla almaya çalışıyor. Soru Türk milletinedir. Kıbrıs'tan vazgeçecek misiniz, vazgeçmeyecek misiniz? Vazgeçmiyorsanız Türkiye hep bu zorlukları göğüsleyecektir. Göğüsleyecek güçtedir, kudrettedir, diye biliyorum. Vazgeçtiği takdirde Kıbrıs 13. Yunan adası olur. Sizin bütün sahilleriniz Yunanlıların kontrolü altına girer. En güçlü, en haklı olduğunuz dâvâyı kaybetmiş olursunuz. Ondan sonra yasını tutsanız da tutmasanız da bir şey değildir. Çünkü arkasından çok daha şey gelecektir. Tekrar ediyorum, Avrupa Parlamentosu'nun 70-80 paragraflık kararının -ki AB not ettik diye geçirmiştir- içeriğinin ne olduğunu Türk halkı bilmelidir. Çünkü Türk hükümetinin önünde çok zorluklar vardır. Bu zorluklarımızı biz arttıracağımıza, bunları bilerek şimdiden kamuoyu sesini yükseltirse Türkiye'nin üzerine o zaman fazla baskı gelmez. Yoksa Kıbrıs meselesinde olduğu gibi basın güllük gülistanlık gösterirse, "herşey iyi gidiyor. Verilebilir. Önemli değil. Denktaş sorundu, artık olmayacak. Onun için temaslar Mayıs'tan sonra başlasın" gibi yazıları gördükçe tabiatıyla Türk hükümetine baskı gelecektir. "Halkın bir şey istediği yok, o halde ver kurtul" diye baskı gelecektir. Türk hükümeti "Görmüyor musunuz? Benim kamuoyum neler diyor? Halk ayakta. Büyük bir endişe içinde" diyebilse, basın bunu yazsa, o zaman baskı belki azalacaktır.

Putin'in ziyaretinin önemi

Belki "Tek alternatifim AB" demese herhalde burada çok daha rahat bir müzakere süreci geçirebilir, değil mi?

Denktaş- AB'nin burasına kadar geldikten sonra belki o söylenemez ama başkalarının Türkiye'nin alternatifinin var olduğunu bilmesi, gözle görmesi lazım. Onun için ben Putin'in ziyaretini çok yerinde ve zamanında buldum. İnşaallah bugünlerde size Çin'den de bir heyet gelir. Çünkü ABD'nin bu tutumu karşısında, dünyanın bütün kaynaklarına hakim olmak, demokrasiyi bombalarla istediği ülkeye götürmek siyaseti devam ettiği sürece ben öyle görüyorum ki çok tehlikeli yıllara gidiyoruz.

- Sayın Cumhurbaşkanı, pembe manşetli, çok AB'ci medyanın ötesinde bir de Kıbrıs'a bir dâvâ olarak bakan medyanın var olduğunu söyleyerek verdiğiniz bilgiler için size çok teşekkür ediyoruz.
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Kaçak kazı zannedildi gerçek bambaşka çıktı
Soruşturma devam ediyor
Depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı
Binalar ve minareler yıkıldı
2 kurşun camlara isabet etti
Holding binasına ateş açıldı
Komşusunun kapısına balyoz ve matkapla dayanıp ateşe verdi
Gürültü kavgasını özel harekat bitirdi
İsrail'den İran'a misilleme
İran'da uçuşlar askıya alındı
'Hasarlı evlere girmeyin'
Açıklama sırasında depreme yakalandı
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler; Peygamberimizin ahlakı
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Kaçak kazı zannedildi gerçek bambaşka çıktı
Soruşturma devam ediyor
Depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı
Binalar ve minareler yıkıldı
2 kurşun camlara isabet etti
Holding binasına ateş açıldı
Komşusunun kapısına balyoz ve matkapla dayanıp ateşe verdi
Gürültü kavgasını özel harekat bitirdi
İsrail'den İran'a misilleme
İran'da uçuşlar askıya alındı
'Hasarlı evlere girmeyin'
Açıklama sırasında depreme yakalandı
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler; Peygamberimizin ahlakı
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı

İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı

İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-İran seferini yapan uçak, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı
19.04.2024 10:29:00
İhlas Haber Ajansı
İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı
İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı
İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-İran seferini yapan uçak, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı. Uçak yaklaşık 2 saat sonra tekrar havalandı.

İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-Tahran seferini yapan Meraj Airlines uçağı, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı. Bir süre havalimanında bekleyen yolcular, yaklaşık 2 saat sonra hava sahasının açılmasıyla birlikte yeniden Tahran'a havalandı.

Terör saldırısında şehit edilen babasının koltuğuna 29 yıl sonra kendisi oturdu

Tunceli'nin Nazımiye ilçesinde 29 yıl önce terör örgütü PKK tarafından şehit edilen dönemin Belediye Başkanı Kemal Tekin'in oğlu Ali Emrah Tekin, 31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerde belediye başkanı seçildi. Tekin, babasının ilkeleri doğrultusunda Nazımiye halkına hizmet etmenin birinci amaçları olduğunu söyledi.
19.04.2024 10:02:00 / Güncelleme: 19.04.2024 10:17:27
İhlas Haber Ajansı
Terör saldırısında şehit edilen babasının koltuğuna 29 yıl sonra kendisi oturdu
Terör saldırısında şehit edilen babasının koltuğuna 29 yıl sonra kendisi oturdu
Tunceli'nin Nazımiye ilçesinde 3 dönem belediye başkanlığı yapan Kemal Tekin, 7 Nisan 1995'te ilçedeki evinde terör örgütü PKK mensuplarının saldırısı sonucu şehit edilmişti.



Aradan geçen 29 yılın ardından oğlu Ali Emrah Tekin, 31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerde tüm rakiplerini geçerek CHP'den Nazımiye Belediye Başkanı seçildi.

Mazbatasını alarak göreve başlayan 41 yaşındaki Ali Emrah Tekin, son seçimlerde Nazımiyelilerin büyük çoğunluğunun kendisini tercih etmesinden mutluluk duyduğunu belirterek, 'Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Tabi bu seçimlerin bizim açımızdan şöyle özel bir durumu var. Bir seçim olmasının ötesinde benim ve ailem için farklı bir anlam ifade ediyordu. Şöyle ki 29 yıl önce maalesef terör saldırısı sonucu yine Nazımiye Belediye Başkanlığı görevini yürüten babam şehit edilmişti. Dolaysıyla Nazımiyeli hemşehrilerimiz aradan geçen 29 yıla rağmen tekrar bu anlamda bizi destekleyerek yaşanan bu olaya verdikleri tepkiyi göstermiş oldular. Duygusal anlamda da bizim için önemli bir durumdu' dedi.



''29 yıl sonra bayrağı teslim aldık''

Babasından devraldığı görevi layıkıyla yürütmenin gayreti içinde olacağını belirten Tekin, 'Babam iyi bir insandı. Her zaman hemşehrilerinin iyiliği, güzelliği anlamında çalışmalar yürüttü. Dolasıyla biz 29 yıl sonra bu bayrağı teslim alarak aynı şekilde, babamın tavsiye verdiği şekilde bu yetkiyi hemşehrilerimizin yararına olacak şekilde kullanmaya devam edeceğiz' diye konuştu.



İlçenin küçük ve kısıtlı imkanlara sahip olduğuna vurgu yapan Başkan Tekin, 'Bugüne kadar bu kısıtlı kaynakların sebep olduğu borçlanma da söz konusu. Bunların bir şekilde çözülmesi için aday olduk. Bunların hepsinin aşılarak Nazımiyeli hemşehrilerimize daha kaliteli hizmet sunmak adına adaydık adaylığımız başkanlığa dönüştü. Dolayısıyla bütün enerjimizi bundan sonra bu anlamda harcamış olacağız. Hem kaymakamlığımız hem valiliğimizden destek alacağız inşallah. Onun dışında Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden halkçı belediyecilik anlayışı doğrultusunda destek almayı bekliyoruz, umuyoruz. İlçemiz için iki kıymetli değerimiz var. Biri rahmetli Kamer Genç biri de bir önceki genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu. Bu iki değeri var etmiş bir ilçeyiz. Genel başkanımız Özgür Özel'in de desteğiyle ilçemizi yeniden yaşanabilir, tersine göçü sağlayabilecek bir duruma getirmek istiyoruz. Bu anlamda partimizin büyük katkı sunacağını biliyoruz. Onun özgüveni içerisindeyiz' şeklinde konuştu.

Kaçak kazı ihbarına giden ekipler yere gömülü mühimmat buldu

Van'ın İpekyolu ilçesi kırsalında define avcılarının kazı yaptığı ihbarı üzerine olay yerine giden jandarma ve emniyet personeli, yere gömülü vaziyette mühimmat ele geçirdi.
19.04.2024 09:41:00
İhlas Haber Ajansı
Kaçak kazı ihbarına giden ekipler yere gömülü mühimmat buldu
Kaçak kazı ihbarına giden ekipler yere gömülü mühimmat buldu
Edinilen bilgiye göre olay, İpekyolu ilçesine bağlı Kevenli Mahallesi kırsalında dün sabah saatlerinde gerçekleşti.

Kırsal alanda kazı yapan define avcılarının ihbarı vatandaşlar tarafından jandarma ekiplerine bildirildi.

Erek Dağı eteklerindeki alana giden jandarma ekipleri, yere gömülü vaziyete mühimmat tespit etti.

Jandarmanın ardından görevi emniyet ekipleri devraldı.

Bölgede güvenlik önlemi alan ekipler, içerisinde patlayıcı malzemenin de bulunduğu alanda çalışma başlattı.

Ekipler çalışmanın ardından kazı alanındaki mühimmatı ele geçirdi.

Bölgede kim ve kimlerin kazı yaptığı araştırılırken olaya ilişkin soruşturma sürüyor.

Tokat'ta depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı

Tokat'ta meydana gelen depremlerin bilançosu gün ağarınca ortaya çıktı. Dron ile havadan görüntülenen merkez üssünde hasarın boyutu gözler önüne serildi.
19.04.2024 08:00:00
İhlas Haber Ajansı
Tokat'ta depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı
Tokat'ta depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı

Tokat'ta önceki gün meydana gelen 5,6'lık depremin ardından gün ağarınca hasarın boyutu netlik kazandı.

Depremin merkez üssü olan Sulusaray ilçesi dron ile havadan görüntülendi.

Dron'un çektiği görüntülerde, depremin vurduğu bölgelerde binaların yıkıldığı, cami minarelerinin düştüğü, kayalarla kapanan yolların iş makineleri ile açıldığı görüldü.

Ekipler, hasar tespit çalışmalarına hızla devam ediyor ve zarar gören bölgelere yardım ulaştırılması için koordinasyon sağlanıyor.

Depremin etkisiyle oluşan hasarın tam boyutu ve zarar görenlerin durumuyla ilgili detaylı bilgilendirme yetkililer tarafından gün içerisinde yapması bekleniyor.

Depremde ahırın duvarı yıkılan ve evinde çatlaklar olduğu için geceyi dışarda geçirmek zorunda kalan Tekke Mahallesi sakinlerinden Recep Göktepez, "Bir anda deprem oldu. Evin önünde oturuyordum kalkamadım. Sabaha kadar arabada bekledik. Ahır duvarı komple uçtu. Evde de çatlaklar olduğu için giremiyorum" dedi.

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.