logo
25 NİSAN 2024

Sorunun kaynağı adaletsizlik

04.12.2001 00:00:00
Önce İsrail'de Perşembe gecesinden bu yana yaşanan olayların kısa kronolojisini verelim:

29 Kasım Perşembe gecesi: Bir otobüse düzenlenen saldırının ardından 3 kişi öldü. İsrail, Filistin kentleri Cenin ve Nablus'u "sıcak terörist noktalar" olarak tanımladı.

1 Aralık Cumartesi, (vakit gece yarısı): Kudüs'te üç bombanın patlatıldığı 2 Filistin komandosunun intihar saldırısında 12 kişi öldü, çok sayıda kişi yaralandı. Ölenlerden biri 1 Fransız.

2 Aralık Pazar, (sabah saatleri): Silahlı Filistinli bir grubun, Gazze Şeridi'nde açtığı ateş sonucu bir İsrailli öldürüldü. Bu İsrailli yerleşimciyi öldüren 2 Filistinli İsrail askerlerince öldürüldü.

2 Aralık Pazar, (öğle saatleri): İsrail'in kuzeyindeki Hayfa'da 2 ayrı otobüste aynı anda meydana gelen 2 ayrı patlamada, 16 kişi öldü.

Mekan: Washington...

Diplomatik kısa geçmiş

İsrail'de üst üste gelen patlamalar sırasında İsrail Başbakanı Ariel Şaron, Amerikan Başkanı Bush ile Beyaz Saray'da pazartesi günü ikili bir görüşmeye hazırlık için Washington'daydı. Ancak, cumartesi gecesi önce Kudüs, ardından Hayfa'dan gelen intihar saldırıları haberleri ile Bush-Şaron görüşmesi acilen pazar gününe alındı.

Amerikan Başkanı Bush, Kudüs'te yaşanan ilk patlamanın ardından çok vakit geçirmeden saldırıyı olabilecek en güçlü kelimelerle kınayan yazılı bir açıklama yaptı. Bush, Şaron'la Pazar günü görüşmesinin öncesinde de kameraların önüne geçti ve bu saldırıyı 'hain bir cinayet' olarak niteledi.

Ortadoğu barış görüşmelerinde ipler kopabilir

"Bu öyle bir anki, Ortadoğu Barışı'na kendini adayan herkesin kalkıp terörizme karşı savaşmasının tam zamanı" diyen Bush, Filistin Lideri Arafat'a İsrailliler'i öldürenleri yakalamak için elinden gelen herşeyi yapması çağrısında bulundu.

Beyaz Saray kaynakları, saldırılara karşı Bush'un tepkisini 'derinden sarsıldı' diye tanımlarken, İsrail Başbakanı için konuşan yardımcıları da "çok sinirli desek o bile tam tepkisini ifade edemez" dediler. Saldırılardan sorumlu tutulan tek isim ise Filistin Lideri Yaser Arafat.

Hamas ve Filistin İslami Cihad Örgütün'e son verilmeli

CNN'de konuşan Amerikan Dışişleri Bakanı Colin Powell, saldırılardan Filistin Lideri Yaser Arafat'ı sorumlu tutarken, Arafat'ın pazar günü saldırıların durması için yaptığı çağrıya karşı tepki verdi. "Biz söz değil, icraat görmek istiyoruz. Bu saldırıları gerçekleştirenler yakalanmalı ve adalet önüne çıkartılmalı. Bir kaç günde de salıverilmemeli" diyen Powell, Arafat'ın bu işte samimi olduğunu göstermesi için Filistin İslami Cihad ve Hamas Örgütleri'ne son vermesinin şart olduğunu söyledi.

İsrail'i güç kullanmaması için iknaya çalışan yok

Ortadoğu'da alışık olduğumuz patlamalar ve ardından Amerika'nın tarafları güç kullanmama için yaptığı çağrı bu kez yok. Amerikan Dışişleri Bakanı Colin Powell, "Şaron demokratik bir ulusta özgürce seçilen bir lider ve kendi uygun bulduğu şekilde bu saldırılara karşılık verecektir" dedi. Afganistan'da Taliban'a karşı karşı savaş sürerken de Washington'da kimsenin İsrail'e 'askeri güç kullanamaz' çağrısını yapacağı yok. Nitekim İsrail askerleri dünden itibaren Filistinli katletmeye başladı. Bu saldırılar, özetle ABD yönetimi ile Şaron yönetimi arasında hiçbir fark olmadığını bir kez daha açığa çıkardı.

Geçmişe flashback

Peki neden bu saldırılar olmuştu? Filistinli gençler, neden yine ölümü seçmişti?

Filistin sorunu dünya gündemini son 53 yıldır derinden etkilemekte. Hatta Osmanlı Devleti'nin bölgeyi terketmek zorunda kaldığı 191'7den beri. Bir başka deyişle 84 yıldır, bu topraklara sadece kan ve hüzün hakim oldu. Ancak İsrail Devleti'nin Batılı güçlerin himayesinde kurulduğu 1948'den itibaren, akan kanın miktarı kat be kat arttı; hüzünler. acılar katmerleşti.

Dünya medyasının Afganistan'daki gelişmelere kilitlendiği bir dönemdeyiz. Afganistan gündemi geçici... Ortadoğu'daki gündem ise kalıcı. Hıristiyan-Yahudi dünyasının ortaklaşa bir şekilde işgal altındaki topraklarda yaşayan 3 milyon insanın haklarını çiğnedikleri sürece de devam edecektir bu sorun.

İngiltere'de yayınlanan, dünya çapında etkili sol eğilimli The Guardian gazetesinin köşe yazarı Peter Preston, dünkü yazısına oldukça ilginç bir başlık atmış: İsrail, Usame bin Ladin'den daha karmaşık sorunlara yol açıyor. Yazısında ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'in, saldırılardan sonra yaptığı açıklamayı eleştiriyor. Powell, İsrail'i sarsan saldırıları, "Bu alçakça ve korkakça eylemler sona erdirilmeli" sözleriyle nitelendirmişti.

Preston şunları yazıyor: "Terörizm, yaygın tanımıyla, korkakçadır. Fakat İsrail'deki eylemlere imza atan, kurbanları ile birlikte kendilerini paramparça eden Arap gençlerini korkak olarak nitelendirebilmek mümkün değildir. Onları belki her türlü sıfat bileşkeleri ile vasıflandırabilirsiniz ama kesinlikle 'korkak' kelimesini denklemden çıkarmalısınız." Preston saldırıları "Ümitsizlik" ile açıklıyor.

İsrail'deki eylemlerin ardından Batı başkentlerinden peş peşe kınama açıklamaları geldi. Ankara'dan da. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, şu ifadelere yer veriliyordu: "Bu saldırılar, hiçbir ayırım gözetilmeden, sivillere karşı gerçekleştirilmiş terör eylemleridir. Bu terör saldırılarını şiddetle kınıyor, İsrail hükümetinin ve halkının acısını paylaşıyor, yaralılara acil şifa diliyoruz. Türkiye, bu tür terör eylemlerinin hiçbir gerekçeyle haklı gösterilemeyeceği ve Filistin davasına hizmet etmeyeceği, şiddet kullanarak sorunlara bir çözüm bulunamayacağı, barış ve istikrarın ancak, siyasi diyalog ve müzakereler yoluyla tesis edilebileceği inancındadır." Bu açıklamaya söyleyecek bir şeyim yok. Ancak benzer açıklamalar, İsrailli askerlerin bir düzine çocuğu katlettiği anda da yapılmalı!

Oysa İsrail'in eylemleri kınanmıyor. İşgal altındaki topraklarda 14 aydır süren çalkantıda, çoğu Filistinli çocuk olmak üzere 1000'den fazla kişi hayatını yitirdi. AB ülkeleri dışişleri bakanları, ABD ve Rusya dışişleri bakanları vesaire kimse bu çocukların katledilmesini kınamadı. İşte insan hayatı karşısında gösterilen bu adaletsiz tutum sürdükçe, Filistinli gençler ölümü seçmeye devam edeceklerdir. Çünkü onlar için ölüm, hayattan daha anlamlı. İşgal edilmiş, bütün kaynakları elinden alınmış; su, elektrik gibi temel ihtiyaçların bulunmadığı, eğitim imkanlarının olmadığı böylesine bir mekanda yaşayan insanların 'ümitli, iyimser ve iyi niyetli' olabilmeleri mümkün mü?

Geçtiğimiz günlerde BBC'nin Gazze Şeridi'nde görev yapan muhabirinin izlenimlerini okumuştum. Muhabir, Filistinliler ile İsraillilerin hayat standartlarını çarpıcı bir biçimde karşılaştırıyordu. Uzun zamandır ilk kez işgal altındaki topraklardan İsrail'e gittiğini, bu açıdan aynı haklara sahip olmayan tecrit edilmiş Filistinlilere nazaran kendini şanslı hissettiğini aktarıyordu muhabir. Filistin topraklarından İsrail'e adım attığında, kendini bir üçüncü dünya ülkesinden Paris'e gelmiş bir kişi gibi tanımlıyordu. Elektrik ve suya kavuştuğunu söylüyordu. Gazze'de iken her gün tepesinde dolaşan ölüm kusan uçakların, bu kez kendisini korumak için gökyüzü kolaçan ettiğini yazıyordu. Filistinlilerin çektiği sefaleti vurgulayan bir çak ayrıntı vardı izlenimlerinde .

Sorun çözülebilir mi?

İsraillileri dinlerseniz, 'çözüm kolay'. Kimi İsrailliler, kendilerinin bir millet olarak tecrübe ettikleri Hitler yöntemlerini densizce öneriyor. Diyorlar ki, uçaklarımızı, tanklarımızı Filistinlilerin üzerine salalım, bölgeyi dünyadan tecrit edelim, 3 milyon insanı katledelim. 3 milyon Filistinli öldürülürse, sorun da biter, herşey de!!!

Son saldırıların ardından dün İsrail basınındaki yorumlara baktım: Filistin Özerk Yönetimi'ne Taliban muamelesi yapılmasını istiyorlar. Kimi yazarlar, ABD'nin önderliğinde bir güç oluşturulmasını ve Filistin topraklarının bombalanmasını talep ediyor. Paranoyak bir hal bu.

Bilmiyorlar ki, Arafat'ın yapabileceği bir şey yok. Arafat, zayıf. Gücü takadı yok. Filistinlilerin önemli bir bölümü, samimiyetinden kuşkulanıyor. Filistin halkının içinde bulunduğu ümitsizliği, çaresizliği Arafat giderebiliyor muki, yönettiği toplumu dizginleyebilsin?

Beyrut Kasabı unvanını taşıyan İsrail Başbakanı ise, yaptığı açıklamalarla, imza attığı eylemleriyle sadece ve sadece ateşe benzin döküyor. Bütün sorunların 'kitlesel katliamla' çözülebileceğine inanıyor. Tıpkı 1982'de Lübnan'da Birleşmiş milletler kampında 2000 Filistinliyi katlettirdiği gibi. Avrupa ve ABD, böyle bir lideri destekliyor. Aman Allahım! Dünya ne kadar da acımasız bir gezegene dönüştürülmüş böyle!
 
Recep Bahar / diğer yazıları
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.