Sosyal Medya Bağımlılığı Gençleri Depresyona Sokuyor
Son yıllarda yapılan araştırmalar, gençler arasında sosyal medya kullanımının artmasıyla birlikte depresyon ve anksiyete oranlarında da bir yükseliş olduğunu gösteriyor
12.06.2025 18:57:00
Ahmet Turan Yiğit
Ahmet Turan Yiğit





Son yıllarda yapılan araştırmalar, gençler arasında sosyal medya kullanımının artmasıyla birlikte depresyon ve anksiyete oranlarında da bir yükseliş olduğunu gösteriyor. Yeni bir çalışma ise bu iki faktör arasındaki ilişkinin beklenenden daha karmaşık ve güçlü olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmacılar, sosyal medya kullanımının süresi, türü ve içerik tüketim alışkanlıklarının gençlerin ruh sağlığı üzerinde farklı etkiler bıraktığını belirtiyorlar.
Çalışmanın Önemli Bulguları
Kullanım Süresi: Günlük sosyal medya kullanımının 2 saatin üzerinde olması, depresyon ve anksiyete belirtilerinde anlamlı bir artışla ilişkilendirilmiştir. Özellikle gece geç saatlerde yapılan kullanımın uyku düzenini bozması ve ruh halini olumsuz etkilemesi dikkat çekmiştir.
İçerik Tüketimi: Karşılaştırma ve rekabet duygusunu artıran içeriklerin (örneğin, mükemmel hayatlar sergileyen paylaşımlar) takip edilmesinin, düşük özsaygı ve depresyon riskini yükselttiği gözlemlenmiştir. Olumsuz haberler ve siyasi tartışmaların yoğun olduğu platformların kullanımı da ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir.
Sosyal Karşılaştırma: Sosyal medyada başkalarının başarılarını, seyahatlerini ve sosyal hayatlarını sürekli görmenin, gençlerde yetersizlik hissi ve kıskançlık duygusunu tetiklediği belirtilmiştir. Bu durum, özellikle özgüven sorunu yaşayan gençler için risk oluşturmaktadır.
Bağımlılık: Sosyal medyaya bağımlı olan gençlerin, depresyon ve anksiyete yaşam olasılıklarının daha yüksek olduğu bulunmuştur. Bağımlılık, sosyal izolasyon, uykusuzluk ve diğer fiziksel/psikolojik sorunlara yol açarak ruh sağlığını olumsuz etkiler.
Araştırmacılar, gençlerin sosyal medya kullanım alışkanlıklarını dengelemeleri ve dijital detoks yapmalarının önemini vurguluyorlar. Ailelerin ve eğitimcilerin gençlere sosyal medyanın olumlu ve olumsuz yönlerini anlatmaları, bilinçli kullanım alışkanlıkları geliştirmelerine yardımcı olmaları gerekmektedir. Ayrıca, gençlerin sosyal destek ağlarını güçlendirmeleri ve ruh sağlığı uzmanlarından destek almaları da önerilmektedir. Okulların ve gençlik merkezlerinin, sosyal medya okuryazarlığı eğitimleri düzenleyerek gençlerin bilinçli bir şekilde sosyal medyayı kullanmalarını sağlamaları da önemlidir.
Sosyal medya, günümüz toplumunun vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Ancak, özellikle gençler için bilinçli ve dengeli bir kullanım şarttır. Bu araştırma, sosyal medyanın gençlerin ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, daha sağlıklı bir dijital yaşam için bireysel ve toplumsal çabaların gerekliliğini vurguluyor.
Çalışmanın Önemli Bulguları
Kullanım Süresi: Günlük sosyal medya kullanımının 2 saatin üzerinde olması, depresyon ve anksiyete belirtilerinde anlamlı bir artışla ilişkilendirilmiştir. Özellikle gece geç saatlerde yapılan kullanımın uyku düzenini bozması ve ruh halini olumsuz etkilemesi dikkat çekmiştir.
İçerik Tüketimi: Karşılaştırma ve rekabet duygusunu artıran içeriklerin (örneğin, mükemmel hayatlar sergileyen paylaşımlar) takip edilmesinin, düşük özsaygı ve depresyon riskini yükselttiği gözlemlenmiştir. Olumsuz haberler ve siyasi tartışmaların yoğun olduğu platformların kullanımı da ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir.
Sosyal Karşılaştırma: Sosyal medyada başkalarının başarılarını, seyahatlerini ve sosyal hayatlarını sürekli görmenin, gençlerde yetersizlik hissi ve kıskançlık duygusunu tetiklediği belirtilmiştir. Bu durum, özellikle özgüven sorunu yaşayan gençler için risk oluşturmaktadır.
Bağımlılık: Sosyal medyaya bağımlı olan gençlerin, depresyon ve anksiyete yaşam olasılıklarının daha yüksek olduğu bulunmuştur. Bağımlılık, sosyal izolasyon, uykusuzluk ve diğer fiziksel/psikolojik sorunlara yol açarak ruh sağlığını olumsuz etkiler.
Araştırmacılar, gençlerin sosyal medya kullanım alışkanlıklarını dengelemeleri ve dijital detoks yapmalarının önemini vurguluyorlar. Ailelerin ve eğitimcilerin gençlere sosyal medyanın olumlu ve olumsuz yönlerini anlatmaları, bilinçli kullanım alışkanlıkları geliştirmelerine yardımcı olmaları gerekmektedir. Ayrıca, gençlerin sosyal destek ağlarını güçlendirmeleri ve ruh sağlığı uzmanlarından destek almaları da önerilmektedir. Okulların ve gençlik merkezlerinin, sosyal medya okuryazarlığı eğitimleri düzenleyerek gençlerin bilinçli bir şekilde sosyal medyayı kullanmalarını sağlamaları da önemlidir.
Sosyal medya, günümüz toplumunun vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Ancak, özellikle gençler için bilinçli ve dengeli bir kullanım şarttır. Bu araştırma, sosyal medyanın gençlerin ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, daha sağlıklı bir dijital yaşam için bireysel ve toplumsal çabaların gerekliliğini vurguluyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.