"Her alanda tel tel dökülme."Bana göre yeni Türkiye'nin sloganlarından biri bu cümle olabilir.Nereye elinizi atsanız büyük bir fiyasko ile karşı karşıyayız.Mesela bu ülke iş kazalarında Avrupa lideri ve dünya üçüncüsü... Mesela bu ülkenin gençleri bonzai pençesinde? Cinayetler, intiharlar, fuhuş % 99'u Müslüman olan bu ülke ile bağdaşmayacak büyük bir hızla artıyor. Bu tel tel dökülme hali dış politikada, iç politikada, ekonomide ve eğitimde de geçerli.Tüm bu alanlarda çöküş olur da spor da olmaz mı?Olur, hem de en âlâsından!Salı akşamı bu anlamda dikkat çekici bir akşamdı.Resmen çifte hüsran yaşadık. Bu ülkenin bir spor karakteri olmadığının tescillendiği bir geceydi. Önce basketçiler sahneye çıktı. İspanya'da yapılan dünya şampiyonasında ite kaka, biraz da şans eseri geldikleri çeyrek finalde Litvanya karşısında darmadağın oldular. Mağlubiyetten ziyade bizi kahreden oyuncuların boşvermişliği, mücadeleden uzak görüntüsüydü.* * *Basketçilere kızarken birkaç saat sonra karşımıza öyle futbolcular çıktı ki evlere şenlik... Onları görünce basketçilere haksızlık ettiğimizi anladık. Onlar kaybetseler de en azından ilk çeyrekte bir şeyler yaptılar. Evimizde izlediğimiz Dünya kupasından sonra Avrupa şampiyonası elemelerine yine bir şokla başladık.İzlanda deplasmanında ortaya konan daha doğrusu konamayan futbol bizi kahretti.Şunu da hemen ifade edelim futbolda yenmek de var, yenilmek de. Örneğin Brezilya gibi bir futbol devi ülkenin kendi evinde Almanya'dan tam 7 gol yemesinin üzerinden çok bir zaman geçmedi.Bizim burada eleştirdiğimiz konu ortaya konan ruhsuz oyun. Üstelik bu ruhsuzluk Türk milli takımının oyun karakteri haline gelmiş durumda.Dönelim yeniden İzlanda maçına. Bu maçta sahada sanki tribünlerden kura ile seçilmiş 11 kişi vardı; birbirlerini ve futbol topunu ilk kez gören 11 kişi!Başlarında ise "Ben ders almam ders veririm" diyen bir imparator!Kelimenin tam anlamıyla bir fiyasko, büyük bir hayal kırıklığı. Onurlu yenilgiler dönemini bile özleten vurdum duymaz bir ekip.* * *Maçtan sonra yapılan değerlendirmelerde takım dizilişi konusunda analizler yapılması ve bu konuda Fatih Terim'e eleştiriler yapılması da hayret vericiydi doğrusu. Senin elinde 11 tane cenaze var ve sen bunların saha içindeki dizilişinde yapılan hatalardan bahsediyorsun. Cesetleri nasıl dizersen diz fark eder mi? Önce onların gözlerini açıp, ayağa kalkmaları gerekir. Sistem ondan sonraki iş.* * *Bu maçta sistem tartışması açma aşamasına geçmeden önce üzerine ölü toprağı serpilmiş futbolcuların durumu konuşulmalı.Sırtlarına giydikleri milli formanın değerini bilmeyen, taşıdıkları ay yıldızın ne anlama geldiğinin farkında olmayan bir grup futbolcu. Bu durum milli değerlerin sistematik bir şekilde törpülenmesinin futbol sahalarına yansımış hali.Sen kalkar sırf "Türküm" diye başladığı için andımızı yasaklarsan, Türkiye Cumhuriyeti'nin kısaltması olan T.C.'yi silersen, Türk milliyetçiliği ayaklarımın altında dersen elbette senin sporcun da giydiği formanın değerini bilmez bilemez, zincirleme yozlaşma, sporu da esir alır...Şimdi yeniden yapılanma lafları dönmeye başladı. Ben kendimi bildim bileli yeniden yapılanıyoruz. Yapılan yapılan, yapılan...Hakikaten nedir bu yapılan yahu!
Bayram Coşkun / diğer yazıları
- Rest çekerken verilen tavizlerin söylenmesi / 26.09.2022
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021