Türkiye'nin, AKP iktidarında dış politikası çukura gömülmüş durumda. Ahmet Davutoğlu'nun yazdığı "Stratejik Derinlik" kitabı, Davutoğlu Dışişleri Bakanı olduktan sonra Türk dış politikasının el kitabı haline geldi. Davutoğlu kitabında, Türkiye bu dış politika stratejisini üç önemli jeopolitik etki alanı içinde taktik önceliklere dayandırmak zaruriyeti ile karşı karşıyadır, diyerek Türkiye'nin etki alanını da şöyle tarif ediyordu;1. Yakın Kara Havzası: Balkanlar-Ortadoğu-Kafkaslar 2. Yakın Deniz Havzası: Karadeniz-Adriyatik-Doğu Akdeniz-Kızıldeniz-Körfez-Hazar Denizi3. Yakın Kıta Havzası: Avrupa-Kuzey Afrika-Güney Asya-Orta ve Doğu AsyaDavutoğlu bakanlığı süresince bu politikayı uyguladı. Davutoğlu bu derinlik kapsamında dış politikada "sıfır sorun" anlayışı diye bir mantık ortaya attı. Tarihe baktığınızda, dünyada daha devletlerin olmadığı, Klan denilen küçük siyasi yapılar arasında bile sorunlar yaşanırken, dış politikada "sıfır sorun" tarihte ilk defa Ahmet Davutoğlu'na ait bir politika? Ne diyelim! Dünya üzerinde olmamış büyük bir stratejik derinlik.Sıfır sorun stratejisi, sıfır komşuya dönüştü. Türkiye Ortadoğu ve Kafkaslar'da izlediği derin stratejik politikalardan dolayı istenmeyen ülke haline geldi. Bölgesel güç olmayı hedefleyen Türkiye, Batı basınında, terör örgütlerine silah ve para yardım eden ülkeler arasında gösterilmeye başlandı.Türkiye, sıfır sorunla çıktığı politikada, savaşın içerisine düşmüş durumda. 3 Ekim'de Meclis'ten çıkan Suriye tezkeresi sonucunda, yabancı askerlerin ülkeye gelişine izin verildiği gibi Türkiye'nin, İŞİD'e karşı oluşturulan koalisyonun içerisinde yer alarak her türlü müdahalede hükümet, tam yetkiyi aldı. Türkiye görünen o ki, koşar adım stratejik çukura gidiyor.Tezkereden sonra CNN kanalında konuşan Davutoğlu, hedeflerinin Esad olduğunu ortaya koydu. Davutoğlu "Amerika'nın stratejisi Esad'ın gitmesini de öngörürse kara birliklerinin gönderilebileceği IŞİD gitse bile sırada Esad var" diyerek, tezkerenin asıl mahiyetini ortaya koydu. Stratejik derinlik sahibi Ahmet Davutoğlu'na sormak gerek?1-Suriye'de olaylar başlamadan önce Beşar Esad'dan, Türkiye'ye yönelik bir tehdit var mıydı?2-Amerika'nın, Suriye'ye yönelik politikası, Türkiye'nin çıkarına mı?3-Suriye'de, Esad'a karşı kurulan Özgür Suriye Ordusu'nu, kimler destekliyor?4-Esad'a karşı kaç tane terör örgütü kuruldu?5-Libya'da, Tunus'ta, Mısır'da, Ürdün'de yetiştirilen, barındırılan terörist gruplar Suriye'ye gönderildi mi?6-El Kaide terör örgütü ve uzantısı El Nusra, Esad'a karşı desteklendi mi?7-IŞİD terör örgütü mü? Kim kurdu bu örgütü?8-IŞİD militanlarına askeri ve parasal destek veren ülkeler kimler?9-Türkiye'ye gelen Suriyeli mültecilerin içerisinde PKK ve IŞİD terör örgütlerine üye var mı? 10-Uyguladığınız strateji sonucunda Türkiye zarar görürse, bunun hesabını siz mi, yoksa analar mı çekecek?Soruları çoğaltabiliriz. Başbakan bunların cevabını bizlere vermese de olur. Ancak bu soruların cevaplarını öğrenip ona göre stratejik planlar hazırlaması ülkenin menfaatine olacağı kanaatindeyim. Aksi takdirde stratejik derinlikler, bizim için çukurdan farkı olmayacaktır.
Tahsin Aydın / diğer yazıları
- Devlet ve Hüseyin Baş / 26.09.2022
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019