‘Şükür veren, fazlasını alır’
İmam Ca’fer (a.s.) buyurdu ki: “Üç şey veren karşılıksız kalmaz: Dua veren, icabet alır. Şükür veren, fazlasını alır ve tevekkül veren karşılık olarak yeterlilik alır”
26.12.2023 10:49:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





Muaviye b. Vehb, Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık Aleyhisselam)'ın şöyle dediğini rivayet eder:
"Üç şey veren karşılıksız kalmaz: Dua veren, icabet alır. Şükür veren, fazlasını alır ve tevekkül veren karşılık olarak yeterlilik alır."
Sonra şöyle dedi: "Allah Azze ve Celle'nin kitabını okudun mu: "Kim tevekkül ederse, Allah ona yeter." (Talak, 3) "Şükrederseniz artırırım." (İbrahim, 7) "Benden isteyin size icabet edeyim." (Ğafir, 60) (Usul-i Kâfi c.2, s.139).
Hüseyin b. Ulvan der ki:
"Biz ilim öğrenmek üzere bir meclisteydik. Bazı yolculuklarda nafakamın bittiği olurdu. Arkadaşlarımdan bazıları bana şöyle dediler: "Başına bir şey geldiğinde kimden umut edersin?"
Dedim ki: "Filancadan."
Dedi ki: "Öyleyse, Allah senin ihtiyacını gidermez, emeline ulaşamaz ve istediklerini kazanamazsın."
Dedim ki: "Allah sana rahmet etsin! Sen bunu nereden biliyorsun?"
Dedi ki: "Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık Aleyhisselam) bana okuduğu bazı kitaplarda Allah Azze ve Celle'nin şöyle buyurduğunu anlattı: "Allah Tebâreke ve Teâlâ diyor ki:
İzzetim, celalim, ululuğum, yüceliğim ve Arş'ımın üzerinde yükselişim hakkı için Beni bir yana bırakarak insanlara umut bağlayan herkesin umudunu kesip onları karamsarlığa düşüreceğim, insanların yanında onlara zillet elbisesi giydireceğim, onları yakınlığımdan derkenar edeceğim (çıkaracağım), keremimden uzaklaştıracağım.
Zorluklar esnasında Benden başkasına mı umut bağlanırmış, oysa tüm zorluklar Benim elimdedir. Benden başkasından mı umulurmuş, düşünce yoluyla Benden başkasının kapısı mı çalınırmış, değil mi ki kilitli kapıların anahtarları Benim elimdedir ve Beni çağıran herkese kapım açıktır! Başına gelen felaketlerden dolayı Bana umut bağlayanlardan kimin umudunu boşa çıkardım. Karşısına çıkan büyük bir işten ötürü Bana bel bağlayanlardan kimi yüzüstü bıraktım?! Bütün kullarımın ümitlerini yanımda muhafaza ettim ama Benim korumama razı olmadılar.
Göklerimi, Beni tesbih etmekten usanmayanlarla doldurdum ve Benimle kullarım arasındaki kapıları kapatmamalarını emrettim; ama kullarım Benim sözüme güvenmediler. Bilmezler mi ki, kimin başına felaket getirirsem Benden başka hiç kimse Benim iznim olmadan bu felaketi ortadan kaldıramaz. Buna rağmen neden onun Benden yüz çevirdiğini görüyorum?! İstemediği şeyleri dahi cömertliğimden ötürü veriyorum. Sonra Ben bunları ondan aldığım zaman Benden istemiyor gidip başkasından istiyor? Yoksa Benim istenmeden verdiğimi, sonra Benden istendiği halde isteyene vermediğimi mi düşünüyor? Ben cimri miyim ki, kulum Benim cimri olduğumu sanıyor.
Cömertlik ve kerem Bana ait değil midir? Affetmek ve merhamet etmek Benim elimde değil midir? Umutların mercii Ben değil miyim? Benden başka onu kim kesebilir?! Umut bağlayanlar, Benden başkasına umut bağlamaktan korkmazlar mı? Göklerde ve yerde olan herkes Bana umut bağlasa ve Ben umut ettikleri şeyi teker teker tümüne versem mülkümde zerre kadar dahi eksilme olmaz. Benim idaremde olan bir mülk eksilir mi hiç?! Yazıklar olsun benim rahmetimden umutlarını kesenlere! Bana isyan edip hakkımı gözetmeyene eyvahlar olsun!" (Usul-i Kâfi c.2, s.139-141).
"Üç şey veren karşılıksız kalmaz: Dua veren, icabet alır. Şükür veren, fazlasını alır ve tevekkül veren karşılık olarak yeterlilik alır."
Sonra şöyle dedi: "Allah Azze ve Celle'nin kitabını okudun mu: "Kim tevekkül ederse, Allah ona yeter." (Talak, 3) "Şükrederseniz artırırım." (İbrahim, 7) "Benden isteyin size icabet edeyim." (Ğafir, 60) (Usul-i Kâfi c.2, s.139).
Hüseyin b. Ulvan der ki:
"Biz ilim öğrenmek üzere bir meclisteydik. Bazı yolculuklarda nafakamın bittiği olurdu. Arkadaşlarımdan bazıları bana şöyle dediler: "Başına bir şey geldiğinde kimden umut edersin?"
Dedim ki: "Filancadan."
Dedi ki: "Öyleyse, Allah senin ihtiyacını gidermez, emeline ulaşamaz ve istediklerini kazanamazsın."
Dedim ki: "Allah sana rahmet etsin! Sen bunu nereden biliyorsun?"
Dedi ki: "Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık Aleyhisselam) bana okuduğu bazı kitaplarda Allah Azze ve Celle'nin şöyle buyurduğunu anlattı: "Allah Tebâreke ve Teâlâ diyor ki:
İzzetim, celalim, ululuğum, yüceliğim ve Arş'ımın üzerinde yükselişim hakkı için Beni bir yana bırakarak insanlara umut bağlayan herkesin umudunu kesip onları karamsarlığa düşüreceğim, insanların yanında onlara zillet elbisesi giydireceğim, onları yakınlığımdan derkenar edeceğim (çıkaracağım), keremimden uzaklaştıracağım.
Zorluklar esnasında Benden başkasına mı umut bağlanırmış, oysa tüm zorluklar Benim elimdedir. Benden başkasından mı umulurmuş, düşünce yoluyla Benden başkasının kapısı mı çalınırmış, değil mi ki kilitli kapıların anahtarları Benim elimdedir ve Beni çağıran herkese kapım açıktır! Başına gelen felaketlerden dolayı Bana umut bağlayanlardan kimin umudunu boşa çıkardım. Karşısına çıkan büyük bir işten ötürü Bana bel bağlayanlardan kimi yüzüstü bıraktım?! Bütün kullarımın ümitlerini yanımda muhafaza ettim ama Benim korumama razı olmadılar.
Göklerimi, Beni tesbih etmekten usanmayanlarla doldurdum ve Benimle kullarım arasındaki kapıları kapatmamalarını emrettim; ama kullarım Benim sözüme güvenmediler. Bilmezler mi ki, kimin başına felaket getirirsem Benden başka hiç kimse Benim iznim olmadan bu felaketi ortadan kaldıramaz. Buna rağmen neden onun Benden yüz çevirdiğini görüyorum?! İstemediği şeyleri dahi cömertliğimden ötürü veriyorum. Sonra Ben bunları ondan aldığım zaman Benden istemiyor gidip başkasından istiyor? Yoksa Benim istenmeden verdiğimi, sonra Benden istendiği halde isteyene vermediğimi mi düşünüyor? Ben cimri miyim ki, kulum Benim cimri olduğumu sanıyor.
Cömertlik ve kerem Bana ait değil midir? Affetmek ve merhamet etmek Benim elimde değil midir? Umutların mercii Ben değil miyim? Benden başka onu kim kesebilir?! Umut bağlayanlar, Benden başkasına umut bağlamaktan korkmazlar mı? Göklerde ve yerde olan herkes Bana umut bağlasa ve Ben umut ettikleri şeyi teker teker tümüne versem mülkümde zerre kadar dahi eksilme olmaz. Benim idaremde olan bir mülk eksilir mi hiç?! Yazıklar olsun benim rahmetimden umutlarını kesenlere! Bana isyan edip hakkımı gözetmeyene eyvahlar olsun!" (Usul-i Kâfi c.2, s.139-141).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.