AKP Hükümetinin sürdürülebilir borçlanma mantığı birçok taviz içeren politikayı da beraberinde getirmektedir. Adeta Türkiye'ye, "al parayı ver tavizi" denilmektedir. Bu çerçevede AKP iktidarı döneminde yaşanan bol tavizli süreç iktisadi bağımsızlığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.Bu makalemde her daim borç aramanın temel nedenlerinden olan cari açık konusunu ve sonuçlarını irdelemeye çalışacağım. AKP'nin şakşakçısı konumunda bulunan bir takım ekonomistler "cari açık finanse edilebildiği müddetçe bir sorun yoktur" diyorlar. Bu ifade Türkiye'yi tamamen çıkmaza ve iflasa doğru sürükleyen, hatta yaşanan iflasın üzerini örten bir ifadedir.Türkiye'nin cari işlemler açığı, 2011 yılının ilk yarısında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 122,9 artarak, 45 milyar 8 milyon dolara yükseldi.Geçen yılın ilk 6 ayında, cari açık 20 milyar 247 milyon dolar düzeyindeydi.Ekonomideki gidişat aynen devam ederse, önlem alınmazsa 2011 yılının tamamı için hedeflenen 70 milyar dolarlık cari açık rakamının çok çok üstünde bir cari açıkla karşılaşabiliriz.Peki, cari açık neden kaynaklanmaktadır?Türkiye, üretimde ve ihracatta finansının yüzde 90'ınını yabancı sermayeyle, hammaddesini, enerjisini ise yine yüzde 90'lar seviyesinde ithalatla karşılamaktadır. Son yıllarda en temel tüketim ürünlerini de ithal etmeye başlamıştır. Örneğin canlı hayvan, tarım ürünleri vs.Üretimde de tüketimde de dışa bağımlı hale gelen Türkiye, büyüdükçe, dış ticaret hacmi arttıkça, hatta ihracatı arttıkça cari açığı büyüyen bir ülke haline gelmiştir.Bu açıdan bakıldığında Türkiye'nin büyümesi demek cari açığının, dolayısıyla borçlarının artması demektir.800 milyar doları bulan borç, yılda 70 milyar doları aşan cari açık ne demektir?Bugün AKP hükümeti, ABD ve AB'nin taleplerini harfiyen yerine getirdiğinden dolayı ona ödül olarak bu cari açığı kapatabilecek ve mevcut borcu bir şekilde döndürebilecek para temin ediliyor.AKP hükümetinin yetkilileri, bu her tarafı taviz kokan borçlanmaya "sürdürülebilir borçlanma" diyor.Dikkat ediniz, bu para hibe edilmiyor, faizli borç olarak takdim ediliyor. Yani Batılı ülkeler bir taraftan siyasi, hukuki, ekonomik tavizler koparırken diğer taraftan paralarını faizli bir şekilde satarak ya da borsa, hazine bonosu gibi sıcak para piyasalarında kontrollü bir şekilde oyun oynayarak karlarına kar katıyorlar.Yarınki yazımda Batılı ülkeler cari açığı finanse edecek parayı bizlere takdim ederken ne tür tavizler koparıyorlar onlara değineceğim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Suçlar, 10. Yargı Paketi ile önlenebilir mi? / 05.06.2025
- Mücadele enflasyonla mı, vatandaşla mı? / 04.06.2025
- “Cezasızlık algısı” iktidara yakın olanlarda var! / 03.06.2025
- Yüksek faizle üretim ekonomisi olmaz, işsizlik azalmaz! / 31.05.2025
- ‘Anayasanın hangi maddesi?’ dendiğinde İmralı’dan ses geliyor / 30.05.2025
- Siyasetin gündemi farklı, milletin gündemi farklı... / 29.05.2025
- Dedeağaç’taki NATO tatbikatı, milli güvenlik sorunu / 28.05.2025
- BOP’a göre demokrasi, ‘parçalamak’ demek / 27.05.2025
- Suriye aynasında Türkiye’yi görebilmek! / 24.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025
- Mücadele enflasyonla mı, vatandaşla mı? / 04.06.2025
- “Cezasızlık algısı” iktidara yakın olanlarda var! / 03.06.2025
- Yüksek faizle üretim ekonomisi olmaz, işsizlik azalmaz! / 31.05.2025
- ‘Anayasanın hangi maddesi?’ dendiğinde İmralı’dan ses geliyor / 30.05.2025
- Siyasetin gündemi farklı, milletin gündemi farklı... / 29.05.2025
- Dedeağaç’taki NATO tatbikatı, milli güvenlik sorunu / 28.05.2025
- BOP’a göre demokrasi, ‘parçalamak’ demek / 27.05.2025
- Suriye aynasında Türkiye’yi görebilmek! / 24.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025