logo
17 NİSAN 2024

Suriye'de ikinci cephe

 
Suriyeliler yaklaşık 9 yıldır süren trajik savaşın ardından koronavirüs salgını ile karşı karşıya. Salgına karşı çeşitli tedbirler hayata geçirildi ancak ağır hasarlı sağlık sisteminin kitlesel bir salgın ile mücadele etmesi mümkün değil.
22.03.2020 16:58:00
Suriye'de ikinci cephe
Suriye'de ikinci cephe
Suriye'de 15 Mart 2011'de başlayan şiddetli çatışmalar büyük ölçüde sona erdi. Son iki yıldır başkent Şam'da ve sanayinin kalbi olarak bilinen Halep'te normalleşme çabaları sürüyor. Ancak yıkıcı bir savaşın geride bıraktıklarına ek olarak uluslararası yaptırımlar bu çabaları ve günlük hayatı zorlaştırıyor. Yaklaşık 6.5 milyon insanın yaşadığı başkent Şam'ın bir süredir gündeminde iki konu var: Ekonomik kriz ve koronavirüs. Aslında iki konu birbiri ile oldukça ilişkili.
Ülkenin büyük kısmında silahlar susmuş olsa da, beslenme ve barınma şartları hâlâ oldukça yetersiz. Ülke genelinde sağlık kuruluşlarının ve hastanelerin kapasiteleri ile sağlık personeli sayısı kitlesel bir salgın ile mücadele edebilecek durumda değil. Zira savaş döneminde her alanda birçok uzman ya hayatını kaybetti ya da başka ülkelere göç etti.
 
İlaç hammadesi sorun
 
Öte yandan yaptırımlar, ilaç sanayisinin savaş döneminde ağır hasar gördüğü ülkede yeniden üretime geçilmesinin önündeki büyük engel oluşturuyor. Bu durum, ilaç sanayisi için gerekli hammadde temininin ve kara listede olmaları sebebiyle bankalar üzerinden para transferlerinin yapılamamasına sebep oluyor. Savaş döneminde ülkede yüz binlerce konut ve işyeri kullanılamaz hale geldi. İşsizlik ve ekonomik krizin son iki yıldır en önemli sorun olduğu ülkede, ev ve işyerlerini tamir süreci de birçok insanın yaşadığı maddi zorlukları daha da derinleştirdi. Suriye, bütün dünyayı sarsan koronavirüs salgını ile bu şartlar altında mücadele etmeye çalışıyor.
 
Sınırlar kapalı
 
Suriye'nin komşuları olan Lübnan ve Irak'ta ilk vakaların görülmesinin ardından sınır kapılarındaki geçişlerin kontrol altına alınması için bazı tedbirlerin alındığı duyuruldu. Bu çerçevede, teyitli koronavirüs vakalarının olduğu ülkelerden gelenlerin 14 gün kontrol altında tutulması, bu ülkelere zorunlu olmadıkça seyahat edilmemesi, Covid-19 semptomları gösterenlerin karantinaya alınması gibi adımlar atılacağı belirtildi. Resmi makamlardan yapılan son açıklamaya göre, 150'den fazla şüpheli vakaya test yapıldı ancak sonuçlar negatif çıktı.
Şam kırsalında bir karantina merkezi bulunuyor. Normalde İran gibi koronavirüsün görüldüğü yerlerden gelen yolcular doğrudan bu karantina merkezine aktarılıyordu. Ancak son olarak sosyal medyada bu karantina merkezinde şartların çok kötü olduğuna dair görüntüler ve ses kayıtları yayımlandı. Karantina altında tutulanlar bir kişinin paylaştığı kayıtlar epey tepki gördü. Bu tepkilerin ardından karantina merkezindeki insanlar Şam Havalimanı'ndaki bir otele transfer edildi. Birçok ülkede hayata geçirilen iki haftalık tatil uygulamasına Suriye'de de 14 Mart tarihinde başlandı. 2 Nisan'a kadar okullar ve üniversiteler tatil.
 
 
Türkiye'den daha ciddi tedbirler alınıyor
 
23 Mart'tan itibaren yiyecek ve sağlık malzemeleri satan dükkanlar, eczaneler ve özel sağlık kuruluşları hariç bütün ticari iş yerleri kapatılıyor. Cami ve kiliseler de ibadete kapatıldı.
Geçtiğimiz hafta kafe ve restoranlarda nargilenin yasaklanması ile sokaklar tenhalaşmıştı. Son olarak kafe ve restoranlar belirsiz bir süreyle kapatıldı. Sadece oturacak kısmı olmayan ve evlere servis yapan restoranlar açık. Ayrıca sağlık hizmetleri ve koronavirüs ile mücadelede rol alan kurumlar hariç tüm kamu kurumlarında tatil kararı alındı. Tatil süresi ise belirsiz.
Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere kamu kurumları koronavirüse dair bilgilendirme afişleri hazırladı. İç basında yine bilgilendirme ve bilinçlendirme temalı yayınlar oldukça yoğun. GSM şirketleri sık sık virüse karşı alınacak tedbirlere dair mesajlar gönderiyor. Bu tedbirler başkent Şam, Halep, Hama, Humus, Lazkiye, Tartus, Dera, Haseke kent merkezi gibi Suriye ordusunun kontrolündeki bölgelerde uygulanıyor.
 
 
Şam'da koronalı hayat
 
Resmi kurumların ve okulların tatil edilmesi gibi tedbirler Şam sokaklarına kısa sürede yansıdı. Sokakların önceki haftalara göre oldukça sakin olduğu göze çarpıyor. Maske ve eldiven kullanan sayısı artarken eczanelere tıbbi alkol ve hijyenik jel için yoğun talep olduğu belirtiliyor. Yardım kuruluşları aylardır çatışma ve operasyonların sürdüğü Suriye'nin kuzeybatısında koronavirüsün yayılması halinde kitlesel ölümler olabileceği uyarısında bulundu. Zira burada devlet yok!
HABER MERKEZİ
 
Neler olacak neler?
İktisat profesöründen özel açıklamalar
İsrail'in yaptığı terör eylemi
İsrail, uluslararası hukuku ihlal etti
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı
'En büyük hatam o kareye girmekti'
'Suistimalleri engellemeye yönelik tedbir'
Şimşek'ten KDV açıklaması
Erdoğan'dan 31 Mart yorumu
'İlk kazanan sandık olmuştur'
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı
Neler olacak neler?
İktisat profesöründen özel açıklamalar
İsrail'in yaptığı terör eylemi
İsrail, uluslararası hukuku ihlal etti
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı
'En büyük hatam o kareye girmekti'
'Suistimalleri engellemeye yönelik tedbir'
Şimşek'ten KDV açıklaması
Erdoğan'dan 31 Mart yorumu
'İlk kazanan sandık olmuştur'
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı

BM, Şam saldırısında İsrail'i suçlu buldu

 
 
Ortadoğu'da terör estiren İsrail, sadece Gazze'de soykırım yapmakla kalmıyor, aynı zamanda başka ülkelerde terör eylemlerinde de bulunuyor. İsrail; özellikle Lübnan'da ve Suriye'de çok sayıda alçakça terör eylemlerinde bulundu. Son olarak Şam'da İran Büyükelçiliğini bombalaması bardağı taşıran damla oldu.
16.04.2024 23:27:00
AHMET TURAN YİĞİT
 BM, Şam saldırısında İsrail'i suçlu buldu
 BM, Şam saldırısında İsrail'i suçlu buldu

İsrail, bir devlet mi, terör örgütü mü? Yapay yolla kurulan bir devlet... İşgal yoluyla kurulan bir terör devleti! Tıpkı Avustralya ve ABD gibi başkalarına ait toprakları çalarak kurulan bir devlet... ABD ve Avustralya nasıl yerlileri yok ederek, beyazlardan oluşan bir devlete dönüştüyse, İsrail de İngilizlerin yardımıyla ve katkısıyla Filistinlileri katlederek aşama aşama devlete dönüştü. Terör yoluyla kurulan bir devlet, terörden vazgeçmiyor. Tıpkı ABD gibi... ABD, son 70 yılda Vietnam'dan Irak'a, Panama'dan Honduras'a, Haiti'den Afganistan'a çok sayıda ülkeyi işgal etti. ABD'nin İsrail'i desteklemesinin bir nedeni de bu... Diğer nedeni ise ABD ekonomisine ve siyasetine 6.3 milyon  AmerikalıYahudinin yön vermesi...

İsrail terörü tescillendi


Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından görevlendirilen bir grup bağımsız uzman, İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğuna düzenlediği saldırının uluslararası hukuku ihlal ettiğini söyledi. Açıkçası İsrail'in eyleminin bir terör eylemi olduğu BM uzmanları tarafından ortaya koyuldu. Özel raportörler ve bağımsız uzmanlar tarafından hazırlanan raporda "İsrail ve İran arasındaki misilleme amaçlı askeri saldırılar yaşam hakkını ihlal etmektedir ve derhal durdurulmalıdır" denildi. Raporda şu ifadelere yer verildi: "Tüm ülkelerin, terörle mücadele de dahil olmak üzere, yurtdışındaki askeri operasyonlarda bireyleri keyfi olarak yaşam haklarından mahrum bırakmaları yasaktır. Yabancı topraklarda yapılan öldürme eylemleri uluslararası hukuk kapsamında izin verilmediği sürece keyfidir."

İsrail, BM Şart'ını ihlal etti

Uzmanlar İsrail'in 1 Nisan'da meşru müdafaada bulunmuş gibi görünmediğini zira İran'ın İsrail'e doğrudan 'silahlı saldırıda' bulunduğuna ya da saldırmak üzere devlet dışı silahlı gruplar gönderdiğine dair hiçbir kanıt sunmadığını da ortaya koydu. Uzmanlar, İsrail'in saldırı için herhangi bir yasal gerekçe sunmadığını ya da Birleşmiş Milletler Şartı'nın 51. Maddesi'nin gerektirdiği şekilde Güvenlik Konseyi'ne bildirmediğini kaydetti.
Uzmanlar, "İsrail'in saldırısı sonuç olarak Şart uyarınca başka bir devlete karşı silahlı güç kullanma yasağını ihlal etmiştir" dedi.

Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı: En büyük hatam o kareye girmekti

"Ayhan Bora Kaplan" suç örgütü sanıklarının yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, örgüt yöneticiliğiyle suçlanan Bora Kaplan savunma yaptı.
16.04.2024 22:11:00
Anadolu Ajansı
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı: En büyük hatam o kareye girmekti
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı: En büyük hatam o kareye girmekti
"Ayhan Bora Kaplan" suç örgütüne ilişkin 28'i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.

Duruşmada, suç örgütü lideri olmakla yargılanan Bora Kaplan savunma yaptı.

Kaplan, 8 aydır suçsuz yere cezaevinde olduğunu, kendisine iftira atıldığını öne sürdü.

Türkiye'den kaçmak üzereyken yakalandığına ilişkin iddiayı reddeden Kaplan, "Ben geri zekalı mıyım? Niye bilet alayım. Ben o gün ofisimden çıkarken kendi aracımla çıktım. Bana ait olan aracımla havaalanına geldik ve orda yavaşladım. Silahlı kişileri gördüm. Araçtan iner inmez beni yere yapıştırdılar." dedi.

Aracında bulunan 50 bin avroyu, yurt dışına çıkacağı için yanına aldığını söyleyen Kaplan, iş adamı olduğu için bu parayı yanında bulundurduğunu savundu.

"Limon satarak işe başladım"

Kaplan, iddianamenin ön yargıyla hazırlandığını, gözaltına alındıktan sonra 8 saat ifade verdiğini, savunmasının baskıyla aldığını iddia etti. Dosya kapsamında birlikte yargılandığı sanıklardan bazılarını ticari ilişkilerinden dolayı tanıdığını, kişisel ilişkilerinin örgüt ilişkisi olarak iddianameye yansıtıldığını iddia eden Kaplan, savunmasına şöyle devam etti:

"Limon satarak işe başladım. Liseyi bitirdim kuruyemişçi açtım. Sonra bir arkadaşım 'Telefonculukta daha çok para var' dedi. Kapattım kuruyemişçiyi, telefoncu açtım. Sonra bir arkadaşım limon pazarında bana bir yer aldı vergi levhası falan da var. Sonra DVD satmaya başladım. 4 tane yerde ayrı ayrı CD dükkanı açtım. Kardeşim de duruyordu başında. Korsan CD'ler çıkınca satışlar düştü. Ben de kadın kıyafeti satmaya başladım. Ardından İstanbul Merter'den aldığım kıyafetleri yine İstanbul'da satmaya başladım."

Kaplan, bir süre sonra Ankara'da gece kulübü açtığını ve mekanında ünlü sanatçıların sahne aldığını anlatarak, "Ardından polislerin anlamsız bir baskısı başladı. Polisler geliyor, ardından Genel Bilgi Toplama (GBT) yapmaya başlıyorlar. 2 saat sürüyor ve insanlar bir şey içemediği için hesap ödemeden gidiyor, iflahımı kuruttular." diye konuştu.

İddianamede adı geçen hiç kimseyle bir örgüt kurmadığını öne süren Kaplan, "Ben kurulu bir mekan almadım, kimsenin mekanına çökmedim." şeklinde konuştu. Kaplan, telefon kayıtlarında geçen "büyük abi" tabirinin kendisine ait bir sıfat olmadığını, gizli tanık ifadelerinin de gerçeği yansıtmadığını savundu.

Kaplan, hiçbir cinayet işlemediğini ve cinayeti azmettirmediğini öne sürerek, 2016'da gerçekleştirilen silahlı saldırıda hayatını kaybeden Mahfuz Tatar'ın, kendisinin talimatıyla suç örgütü üyelerince öldürüldüğü iddiasını da kabul etmedi. Bora Kaplan, Mahfuz Tatar cinayetiyle ilgisinin bulunmadığını, yalan tanıklarla kendisinin suçlandığını iddia etti.

"En büyük hatam o kareye girmekti"

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi gecesi TRT Genel Müdürlüğü binası önündeki fotoğrafının hatırlatılması ve "TRT'ye gittiğinizde uzun namlulu silahları nereden buldunuz?" sorusu üzerine Kaplan, silahları nasıl elde ettiğini söyleyemeyeceğini belirtti. Bora Kaplan, şöyle devam etti:

"15 Temmuz'da herkesi topladım, sokağa davet ettim. Ardından TRT'ye gittim. Tanıdık, tanımadık fotoğraf çektiriyordu, bana da gel dediler ben de çocuklarıma anı olsun diye o kareye girdim. Keşke girmeseydim. Sonra lanetlendim. Sonra muhalifler ve sözde gazeteciler hakkımda 'Soylu'nun gizli adamı' gibi şeyler söyledi. En büyük hatam o kareye girmekti."

"Soylu ile bağlantım yok"

​​​​​​​Kaplan, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile herhangi bir bağlantısının olmadığını da ifade etti.

"Ayhan Bora Kaplan" isimli bir suç örgütünün olamayacağını da savunan Kaplan, "Çevremden kimse ailem haricinde bana 'Ayhan' demez, hep 'Bora' derler. Ayhan ismini amcam koymak istemiş, olmamış. Ben sonradan Ayhan ismini kimliğime ekletmek istedim fakat avukatım sabıkam olduğu için böyle bir çelişki yaratmayalım dedi." diye konuştu.

Ticaret Bakanlığı'ndan Metin Cihan'ın ortaya çıkardığı sevkiyat hakkında açıklama: 9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı

"Kısıtlama kararının alındığı 9 Nisan'dan önce gümrükte ihracat tescili yapılmış herhangi bir yasak kapsamındaki ürünün yola çıkmasını tezvirat haline getirme çabası, sadece uluslararası dış ticaret, gümrükleme, lojistik mevzuatını ve prosedürlerini bilmemekle ya da kötü niyetle açıklanabilir"
16.04.2024 12:45:00
Haber Merkezi
Ticaret Bakanlığı'ndan Metin Cihan'ın ortaya çıkardığı sevkiyat hakkında açıklama: 9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Ticaret Bakanlığı'ndan Metin Cihan'ın ortaya çıkardığı sevkiyat hakkında açıklama: 9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Metin Cihan'ın İsrail'e çimento sevkiyatının sürdüğünü gemi trafik belgeleri ile ortaya çıkarması üzerine açıklama yapan Ticaret Bakanlığı, yasak kapsamındaki ürünlerin İsrail'e ihracatının kesinlikle yapılmadığını belirterek, "Kısıtlama kararının alındığı 9 Nisan'dan önce gümrükte ihracat tescili yapılmış herhangi bir yasak kapsamındaki ürünün yola çıkmasını tezvirat haline getirme çabası, sadece uluslararası dış ticaret, gümrükleme, lojistik mevzuatını ve prosedürlerini bilmemekle ya da kötü niyetle açıklanabilir." ifadelerini kullandı.

Metin Cihan: Bize yalan söylediler! İsrail'e çimento ihracatı devam ediyor

Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, "yasak kapsamındaki ürünlerin İsrail'e ihracatının devam ettiği" yönündeki iddialara yanıt verildi.

Paylaşımda, "İsrail ile ihracat kısıtlamasına tabi olan 54 ürün grubundaki 1019 ürüne 9 Nisan saat 09.00'dan itibaren gümrüklerimizde ihracat tescil işlemi kesinlikle yapılmamaktadır." değerlendirmesinde bulunuldu.

Söz konusu 1019 ürünün, antrepolar, serbest bölgeler, geçici depolama yerleri ve transit ticaret yoluyla dahi İsrail'e gönderilmelerinin kısıtlama kapsamına dahil edildiği vurgulanan paylaşımda, şunlar kaydedildi:

"Kısıtlama kararının alındığı 9 Nisan'dan önce gümrükte ihracat tescili yapılmış herhangi bir yasak kapsamındaki ürünün yola çıkmasını tezvirat haline getirme çabası, sadece uluslararası dış ticaret, gümrükleme, lojistik mevzuatını ve prosedürlerini bilmemekle ya da kötü niyetle açıklanabilir. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetinin bu konuda aldığı karar, üzerinde kötü niyetli spekülasyonlara fırsat vermeyecek kadar açık ve nettir ve sıkı bir şekilde uygulanmaktadır. Vatandaşlarımızın bu tür yalan ve yanlış haberlere itibar etmemelerini ve müsterih olmalarını rica ederiz. Türkiye Cumhuriyeti olarak ilk günden beri yanlarında olduğumuz Filistinli kardeşlerimizin her zaman, her alanda, her platformda yanlarında olmaya devam edeceğiz."

İstanbul'da PKK operasyonu: 8 şüpheli yakalandı

İstanbul ve Mardin'de PKK/KCK ve PYD/YPG üyesi oldukları tespit edilen 8 şüpheli düzenlenen eş zamanlı operasyonla yakalandı
16.04.2024 10:17:00
İhlas Haber Ajansı
İstanbul'da PKK operasyonu: 8 şüpheli yakalandı
İstanbul'da PKK operasyonu: 8 şüpheli yakalandı
İstanbul ve Mardin'de PKK/KCK ve PYD/YPG üyesi oldukları tespit edilen 8 şüpheli düzenlenen eş zamanlı operasyonla yakalandı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma çerçevesinde PKK/KCK ve PYD/YPG üyesi 9 şüpheli tespit edildi. Şüphelilerin yakalanması için İstanbul ve Mardin'de eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonda 9 şüphelinin 8'i yakalanarak gözaltına alındı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.