Peygamberin evlad u iyali…
Hz. Hasan'ın oğulları ve kızları, Hz. Hüseyin'in oğulları ve kızları, Hz. Zeyneb'in oğulları ve kızları…
İlim şehrinin kapısı olan Hz. Ali ile "babasının anası" diye anılan Fatıma ananın çocukları ve torunları…
Son elçi son Peygamber, bütün âlemlere rahmet Hz. Muhammed ile Hatice validemizin torunları…
Sayılarını ve şahıslarını bildiğimiz o kutlu kervan, mesela aynı kadro ile yola çıkmış olsaydı da yolları bir dağa, bir ormana düşseydi ve aç kurtlar sürüsüne rastlasalardı, sizce o kutlu yolculara saldırırlar mıydı?
Vahşi hayvanlar ailesinden olmalarına rağmen o aç kurtlar sürüsü, kuvvetle muhtemeldir ki; son peygamberin çocukları, torunları ve onların yol arkadaşları rahatsız olmasınlar diye, çocuklar korkmasınlar diye yollarını değiştirip başka bir vadiye saparlardı.
Yezid orduları, kendilerini insan zanneden, üstelik bir de Müslüman zanneden Yezid orduları o kutlu kafileye saldırmaktan asla hayâ etmemişler, çocukların ve kadınların içinde bulundukları çadırları ateşe vermekten asla utanmamışlardır.
Her vesile ile hatırlattığım bir şey var; o kutlu kafile, Yezid orduları ile değil de o devrin en güçlü devletlerinden mesela Bizans orduları ile, mesela Sasani orduları ile karşılaşsalardı aynı vahşete muhatap olurlar mıydı?
Zannetmiyorum, çok çok esir alınırlardı ama başları kesilip mübarek bedenleri atlara çiğnetilmezdi.
Söyler misiniz; peygamber evladına böylesine bir zulmü reva gören o güruh hakkında nasıl olacak ta hayır konuşacağız, nasıl olacak ta onlara lanet okumayacağız?
Böyle bir talebi seslendirmek kimin hakkı ve haddi olabilir?
Söylenecek çok söz var ama biz yine bir şairin dörtlükleri ile teselli bulmaya çalışalım.
Benim ulaştığım bilgilere göre Tokat/Almus civarında oldukça tanınmış olan halk aşığı Âşık Selmani'ye ait şu dörtlükleri dinlerken yanınıza mendil almayı da unutmayın lütfen:
"Tabip el vurma yarama
Yaram Kerbela yarası
Sarmaya melhem arama
Yaram Kerbela yarası
Bugün bu Muharrem'in onu
Şehitler de içti doru
Şah Hüseyin verdi canı
Yaram Kerbela yarası
Ninova'nın savaşları
Kana boyandı taşları
Dökelim kanlı yaşları
Yaram Kerbela yarası
Gamı yastadır naciler
Ağlayın gardaş bacılar
Unutulmaz bu acılar
Yaram Kerbela yarası
Kerbela kan ile doldu
Ehl-i Beyit harap oldu
Bacılar saçları yoldu
Yaram Kerbela yarası
Müminler giydi karalar
Arşa yükseldi naralar
Derman bulmaz bu yaralar
Yaram Kerbela yarası
Kimsesizim kime varam
Müminlere gülbeng saram
Selmani kapanmaz yaram
Yaram Kerbela yarası."
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024