Suriye’ye zorla demokrasi getirme uğruna bir iç savaşı körükleyen Türkiye, kendi ülkesinde de benzer demokrasi uygulamaları yaşıyor.Hatırlarsanız, Taksim Gezi Parkı’nın yıkılarak yerine Topçu Kışlası adı ile alışveriş merkezi yapılması projesini, yetkili ağızlardan değil de, Başbakanın bir konuşması esnasında öğrenmiştik.Taksim’de gösteri yasakları ile başlayan olaylar, parkın yıkılmasını engellemek olarak devam ediyor.Polisin biber gazı ve tazyikli su kullanması ile çok sayıda vatandaş yaralandı.İstanbul’un dışına taşan olaylar, İzmir’den ve Ankara’dan da destek bulmaya başladı.Sosyal medyada paylaşılan haberlere göre, boyalı basın gösterilerde çıkan olayların ve polisin güç kullanımını aşan tabloları ekranlara hiç yansıtmadı. Aklımıza, dünyayı sarsan projeleri ile Rus Duma’sında konuşan Prof. Dr. Haydar Baş’a, tek kare yer vermeyen basının yine iş başında olduğu düşüncesi geldi.Aynı zihniyet bir yandan Türkiye’nin tam bağımsızlığının ve ilerlemesinin önünü tıkarken, bir yandan da demokratik hakların kullanımının nasıl engellendiğini gizliyor.Bir merkezden alınan emirler, örtme, gizleme ve sindirme her sahada devam ediyor. Başbakan, Taksim’de gösteri yapanlara cevap olarak, “istediklerini yapsınlar biz bunu hayata geçirmeye karar verdik” diyerek konuyu kendileri açısından bitirdi.Ama asıl cevap, yargıdan geldi. İdare Mahkemesi, hükümetin bu kararına karşılık yürütmeyi durdurma kararı aldı.Neticeleri ne olursa olsun, kamu vicdanını rahatlatacak bir gelişme. İnsani bir bakış açısı. Bağımsız yargıya teşekkür ederiz.Sosyal devlet, bireylere topladığı vergilerden fazlasını hizmet olarak aktaran anlayış. Ancak bunun ötesinde demokrasinin ve sosyal devlet olmanın asıl gereği, eleştiriye açık olmak, milletin taleplerini dinlemek ve gereği şekilde cevap verebilmektir.Seçimle iktidara gelenlerin bugün seçmene karşı takındığı bu duyarsız tavrın esas müsebbibi ise kimse kusura bakmasın millettir.Biz geçmişte, böyle bir konuda değil de, geçim sıkıntısı yüzünden Başbakana dert yananların, “ananı da al git” denilerek meydandan uzaklaştırıldığına şahidiz.Astım hastası Metin Lokumcu isimli şahsın, Hopa’da Başbakanın mitingi öncesinde çıkan olaylarda biber gazı sıkılması sonucu hayatını kaybettiğini herkes hatırlayacaktır.Tarlada ürünü para etmiyor gerekçesi ile, mahsulü tarlası ile yakanlar mı ararsınız, denize dökülen çay mı? Ya da kış günü havuzlara girerek Başbakanı protesto edenler mi?Tüm bu tepkilerin sonucu AKP yine iktidar da. Hem de bu tepkileri veren, “istemiyoruz” diye isyan edenlerin oyları ile…Demokrasinin gereği sandıkta sizi yönetmek istediğiniz kişileri belirlemekse, burada bir sıkıntı var.Tepkinizden rahatsız bile olmayan, sizi takmayanlarla devam edecekseniz, daha çok biber gazı yer, tazyikli sularla havada uçarsınız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018