Zamana ve ülkeye göre değişen bir demokrasi anlayışı Türk genci tarafından kabul görmedi.İki yıldır demokrasi getirmek gayesi ile Suriye’ye seslenen Erdoğan, her fırsatta “halkın taleplerine uy” diyordu.Ülkesi, cumhuriyet tarihinin en büyük halk hareketini yaşarken, gerçekleştirdiği Fas ziyaretinde de aynı seslenişi yaptı. “Esad, sokakların sesine kulak vermelidir” diye konuştu; Cezayir’de, “Esad, sokakların meşru taleplerine kulak vermelidir” diye seslendi.Sanki kendi ülkesindeki halkın taleplerini dinlemiş gibi…Vatandaşları için takındığı tavır, Suriye’de demokrasi olmadığı için seslenmediğini de gösteriyor. İstanbul havaalanında gövde gösterisine dönüşen karşılamada ayağının tozu ile, “Sokaklarda yürüyen elinde tencere tava olan kişiler derhal bu eylemi durdurmalıdır!” diye kalabalığa hitap etti.“Tayyip istifa” diye Türkiye karışırken, AKP’lilerin gecenin ikisinde neden havaalanında toplandığını da söyleyelim.AKP Beylikdüzü İlçe Başkanlığı, yolladığı telefon mesajında aynen şunları yazıyordu: “liderlerin lideri t. erdoğanı karşılıyoruz. 23de ilçe binası önünde toplanıyoruz. gelmeyenler hakkında işlem yapılacaktır. AKP beylikdüzü ilçe başkanlığı.”Kimse kendini kandırmasın. Tehditvari mesajlarla orada toplanan kalabalık AK partisinin geçen seçimlerde ona oy veren kitlesinin onda biri bile değildi.Aslında o toplanış bile Erdoğan’ın “koltuk elden gidiyor” telaşını göstermekte…Erdoğan için halk desteği bitmiştir.Eğer öyle olmasa, Gezi Parkı’nda geri adım atıldığı halde eylemler rutin bir şekilde her akşam devam etmezdi. Bunu görmesi gerekir. Ama esas görmesi gereken, parti içi muhalefettir.Kasımpaşalı Erdoğan, ağaç eylemlerinin ilk günlerinde, halka tepki içinde karşı çıkarken, Başbakanın başdanışmanı, halktan böyle bir talep olmamasına rağmen, “Başbakanı yedirtmeyiz” diye bir savunma yaptı.Bu savunmanın ardından pankartlar, “Tayyip istifa”ya dönüştü.Hatırlayınız, Erdoğan’ın ameliyat olduğu dönemde, ev istirahati uzayınca, Bülent Arınç, “kimseye biat etmek zorunda değiliz” diyerek bir mesaj vermişti.Erdoğan’ın asıl sorunu budur.Zira partideki muhalefet Pensilvanya desteklidir. Erdoğan, Pensilvanya’nın, Batı’nın, AB’nin desteğini kaybetmiştir.On yıldır halkına bir şey vermemiş, tarım kesiminden, hayvancıdan, işçiden, memurdan uzak siyaset ile de halkının desteğini zaten hiç kazanamamıştı.Yaşanan gelişmeler karşısında halkına hitabı sertleşmiş, ifadelerindeki küçümseme onu daha da bitirmiştir.Bu noktada, yanındaki danışmanları, Pensilvanya bağlantılı partidaşları ile olan hukukunu değerlendirmek zorundadır.Aksi halde, dün “deliğe süpürmeyin” diyenlere destek verenler, bugün onu süpürmek üzereler.Kim bilir, Erdoğan’ın başına gelenler belki de ülkemizde bulunan Suriyeli muhalif ailelerin âhını almasındandır.Zira İstanbul’un lüks semtlerindeki sitelerde yaşamaya çalışan Suriyeli zenginler, “Suriye’nin işine o kadar çok karıştı ki, bizi ülkemizden etti. Bizi mahvetti, Allah da onun ayağını doladı” diyorlar.Ne diyelim, zulümle payidar olunmaz!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018