logo
08 MAYIS 2024

Tam bağımsız Türkiye ve Ehlibeyt yolu

30.04.2020 00:00:00
Yazımıza Prof. Dr. Haydar Baş beyefendinin bu konuda bir açıklaması ile başlarsak ilk düğmemizi doğru ilikler ve diğer düğmeleri de iliklerken hata yapmamış oluruz.

"İslam tarihinde ilk fitnenin Cemel ve Sıffin savaşlarından çıkıp çıkmadığı bendenize soruldu. İslam tarihinin ilk fitnesi, henüz Resulullah'ın defin işlemleri gerçekleşmeden Sakife'de yapılan 'oldu bitti'dir. Hz. Ali Efendimiz ve birkaç sahabe Hz. Peygamber'in cenaze merasimi ile ilgilenirken, aralarında Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer'in de bulunduğu az bir sahabe topluluğu Sakife denilen yerde halifeyi reyleri ile seçmişlerdir. İlk fitne ateşi de burada yakılmıştır."(İslam tarihinde ilk fitne-1,20.02.2015)

Çok önemli bu bilgilerin ışığında Türk Silahli Kuvvetlerimiz de uzun yıllar hizmet etmiş emekli bir kurmay subay arkadaşınız olarak kendi gözümüzden ilk fitnenin günümüze kadar nasıl uzandığını belirtmek isterim.

1990'lı yıllarda Kara Harp Akademisinde yüzbaşı rütbesinde Harp Tarihi derslerimizde ve Çanakkale savaşlarının olduğu arazilerdeki kurmay gezileri ve incelemelerimizde Harp Tarihi hocalarımız bizlere İslamiyetlin doğuşundan itibaren Muaviye'nin üç şeytani planını anlatırlardı.

Birincisi; (Mayıs-Temmuz 657),  İlk Fitne esnasında, Halife Ali ile İslam Devleti'nin Suriye valisi Muaviye bin Ebu Süfyan arasında Sıffin'de yapılan savaş hilesiydi. Sıffin günümüzde Suriye'de, Fırat boyundaki Rakka kentinin doğusundadır. Şam ordusu savaşın ortalarında yenilmek üzereyken Muaviye'nin askerlerinin hileye başvurarak Kur'an yapraklarını mızraklarının ucuna takması, İmam Ali'nin (a.s) ordusundan bazılarının savaşı bırakmalarına neden oldu.
Hz. Ali (a.s) onlara bunun bir savaş hilesi olduğunu söyleyip savaşa devam etmelerini istedi, ancak onlar dinlemediler. Sonunda Hz. Ali (a.s) Muaviye'ye yazdığı mektupta "Senin Kur'an ehli olmadığını biliyoruz" diyerek hakemiyeti kabul etmek zorunda kaldı. Sonuçta hakem kurulu  için iki taraftan hakemler seçildi ve savaş sonuç alamadan son buldu. Ayrıntıları (2) dedir.

İkincisi;1915 de Çanakkale Savaşları'na Mustafa Kemal'e ve Türk Askerine karşı yapılan hile. Hint birliklerinden Pencap'tan getirilen iki Müslüman tabur ile Hint bataryalarından 500 asker(Müslümanların yanı sıra Sihlerin olduğu) katıldı. Bunların içinde de en az 100 Müslüman bulunuyordu ve bu Müslüman Hint askerleri Arıburnu bölgesinde Türklere karşı savaştırılmıştı.
Çarpışmalarda ölen Sihlerin cenazelerinin, inançları gereği yakılıp küllerinin denize atıldığı, Müslümanların ise toplu olarak gömüldüğü belirtilmişti. Hindistan'dan getirtilip İtalyanlara karşı savaşacaksınız diye kandırılıp Arıburnu'nda İngilizler için çarpışan ve hayatını kaybeden Müslüman askerler de aynı bizim askerler gibi Gelibolu Yarımadası'nda bir yerde gömülü ama mezar taşları bile yoktu."(3)

Üçüncüsü de 1980'li yıllardan sonra günümüze dek  devam eden şeytani plan;

12 Eylül 1980 darbesinde Harbiye'den mezun olan çok sayıda yurtsever genç subay arkadaşlarımız  Teğmen rütbesinde iken solcu-sağcı denilerek Ordudan ihraç edildiler..İhraç edilen o günkü genç  subaylar bugünün ulusalcı,milliyetçi ve aydın ailelerin çocuklarıydı.
Günümüzde ahtapot gibi zehirli kollarıyla toplumun her kesimini sarmış bugünün resmi söylemi olarak kullanılan FETÖ/PDY için artık köklerini salacağı bir alan açılmıştı. Bakımlı ve nur yüzlü maskeleri ile Askeriyeye, Adliye, Mülkiye ve Emniyet camiasına sızma harekatını başlattılar.

Bu arada 1992 yıllarında Harp Akademisini bitirip J.Gn. K.lığında göreve başlamış bulunuyorduk. O dönem bizlerden daha kıdemli olup karargahta görev yapmış Em. bir J.Yarbay komutanımız CHP'den Milletvekili seçilmişti. Bir gün karargaha bizleri ziyarete geldiğinde gözleri dolu olduğunu fark ettik. "Hayrola komutanım bir sıkıntı mı var ?" diye sorduğumuzda "Hiç sormayın arkadaşlar,  bir partinin Milletvekilleri oda kapılarımızın altından  odamızın içerisine birer bildiri atmışlar.
Bildiride Mustafa Kemal Atatürk'ün kefere, Annesi Zübeyde hanımın hayat kadını olduğunu yazmışlar, lanet olsun "  diye açıkladı. Bugün o parti mensupları FETÖ/PYD'ye karşı en etkili mücadele verdiklerini söylemeye devam ediyorlar. Oysa bu esnada malum yapı siyasi partilerle diyaloglarını sürdürerek Meclise giren bütün partilere adamlarını yerleştirerek siyasi ayağını da güçlendirdi.
O kadar güçlü bir duruma geldiler ki Devletin üst düzey tüm üst düzey bürokratları siyasileri, işadamları, gazete ve televizyon patronları kendisinden randevu alabilmek için günlerce bekliyorlardı.1999'da cemaatine gelecekte TC'ne karşı yapacakları eylem planlarına ait konuşma kasetleri çıkınca Ankara DGM'si tarafından iddianame hazırlandığını duyan ABD, bu fırsatı değerlendirerek 16 Şubat 1999'da terörist başı Öcalan'ı verip karşılığında sağlık sorunlarını gerekçe gösterip FETÖ'yü ABD'ye taşıyıp yerleştirdiler.

Bu örgütün amaçlarını ve eylemlerini çok iyi tespit eden ve gören yazdığı Ehlibeyt eserleri ve Milli Ekonomi Modelinin fikir babası Prof. Dr. Haydar Baş herkesin besmele ile yaklaştığı Fetullah Gülen'e 1998 yılında Gülen'in papayı ziyaretinden bir hafta önce ona tarihi bir mektup yazarak dış güçler tarafından kullanıldığını bildirir ve şu açıklamalarla da onu uyarır:

"Son günlerde manevi ve dini değerler üzerinde çıkarılan tartışmalar sebepsiz değildir. Bu, uluslararası organizeli bir güç tarafından planlanmakta, bu hususta yerli uşaklar kullanılmaktadır. İyi bilelim ki hedef, sadece dinimiz değil, devletimiz ve hatta vatanımızdır." Mektubun tamamı aşağıdaki linktedir(4). Ancak hiçbir şekilde mektuba yanıt verilmemiştir.

Apo teslim edilince Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da sözde ateşkes süreci sağlanmış artık FETÖ nün evrensel ve küresel ifadeler olarak  " dinler arası diyalog "ılımlı İslam" projeleri hayata geçirilmeye başladı.1980'lerden sonra devletin her kurumuna yerleşip kökleşen örgüt başı için artık düğmeye bastı.

01 Haziran 2004'te PKK sözde ateşkesi bozarak sınırlarımızdan yurtiçine  sızarak yeniden saldırmaya ve Türk Ordusuna "uzaktan komutalı" patlayıcılarla çok büyük zayiatlar verdirmeye başladı.Esas diğer bir saldırıda 2005'te şahsımın da içinde  olduğu K.K.K.nı,J.Asyş Knı.,Tümen ve Tuğ.K.ları ile birlikte  37 subayın yargılandığı FETÖ/PYD'nin hazırlattığı  "Şemdinli iddianamesi" ile başlamıştı. O bölgede terörle mücadelede görevli tüm komutanlar çift taraflı bir kuşatma altına girmiştik.
2007'de Ergenekon, 2009'da Balyoz,Kafes,Casusluk ve Karargah soruşturmaları ,Kozmik Oda derken 12 Eylülde ABD'den alınan talimat gereği  ihraç ettikleri subaylar gibi TSK'nin ulusalcı,milliyetçi,aydın ve vatansever Gen.,Amiral ve subayları tamamen kumpas davalarına imzasız mektuplar,uydurma deliller ve gizli tanıklarla yargılanıp yıllarca hapis yatırılarak  tasfiye edilmişlerdir.
Ne acıdır ki iktidar partisi 17/25 Aralık 2013 tarihine kadar hala bu oyunu, tuzağı görememiş hatta 15 Temmuz 2016 tarihine dek  FETÖ/PDY'nin örgütlenmesinin  sadece Emniyet ve  Adliyede olduğunu sanarak  bazı unsurlarını ancak görebilmiştir .
Oysa Prof. Dr. Haydar Baş belgeye,zamana mekana ve insana dayalı "Hoş geldin Atatürk" eserini yazarak, TC'nin ve TSK'nin  kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü yıllarca Türk Ulusuna  dinsiz, ateist,kefere; annesini de  hayat kadını olarak anlatan dış güçlerin piyonu din tüccarları ve bazı siyasi çevreler ile İngiliz ve ABD ihanetinde görevli uşaklara çok önemli bir mesaj vererek TC'ni yıkıcı kimi cemaat ve tarikatların önünü keserek toplumu bu konuda uyarmak istiyordu.

Son 20 yılda Atatürk ile ilgili bütün kaynakları ve eserleri inceleyip 2017'de "Hoş Geldin Atatürk" adlı eserini ortaya koyarak adeta bir devrim yaptı. Toplumu  Atatürk ve Ehlibeyt sevgisi ile bir bal peteği gibi ören Prof. Dr. Haydar Baş hoca son 30 yılda Milli Ekonomi Modeli, Atatürk ve Ehlibeyt  sevgisiyle diktiği çınarı büyüterek görüşlerini  uluslar arası toplumda Rusya, Çin, Afrika gibi ülkelerde 4 milyar insana ulaştırmıştı.Özellikle "Hoş Geldin Atatürk" adlı eseri bölücü ve yıkıcı cephelerin önünde  bir kalkan oluşturduğu gibi, yine Atatürk'ü sevip  fakat savunamayan yurtseverlerin de başvuracağı çok önemli temel kaynak oldu. Emeğine saygı!

14 Nisan 2020'de Prof. Dr. Haydar Baş'ın Hakka yürümesiyle birlikte saldırılar yeniden başlayarak Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ne Mutlu Türküm Diyene" anlayışı ile oluşturulan Ehlibeytin son kalesini çökertmek için iç ve dış güdümlü ittifak cepheleri saldırılarını yeniden başlatmıştır. Bu günümüz Muaviyelerinin üçüncü ve son planıdır. Onlar biliyorlar ki bu kale çökertilirse önlerinde herhangi bir engel kalmayacaktır. Emperyalistlerin önünde fitne fesatları için yeni bir alan açılacaktır.

Oysa unuttukları bir şey var Tam Bağımsız Türkiye anlayışı ile Prof. Dr. Haydar Baş'ın önderliğinde yetişen kadro ve yerine seçilen "kuvvet çarpanı" Hüseyin Baş faktörüdür. Günümüzde dünyadaki ülkelerin bir çok liderleri artık gençlerden seçilmektedir. Hüseyin Baş da Tam Bağımsız Türkiye için Türk Gençliğinin hem lokomotifi hem de kadronun Genel Başkanı olarak bütün yurtseverleri birleştirerek bayrağı çok daha yükseklere çıkaracağından kuşkumuz yoktur.

Bu duygu ve düşüncelere vakitsiz hakka yürüyen çok değerli Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza Allah'tan rahmet, ailesine ve sevenlerine  başsağlığı ve sabırlar diliyorum.                                                                                                  

(1)http://www.yenimesaj.com.tr/islam-tarihinde-ilk-fitne-H1240472.htm

(2)https://islamansiklopedisi.org.tr/siffin-savasi

(3)https://www.haberler.com/canakkale-de-ingilizlerin-safinda-hintli-8366290-haberi/

(4)http://haydarizm.blogcu.com/haydar-bas-tan-fethullah-gulen-e-tarihi-mektup/5241543
 
Aziz Ergen / diğer yazıları
AKP’nin ‘muktedir’ olma başlığı: Yeni Anayasa
Bu devlet ve bu millet için ne yapmak istediniz de mevcut anayasa engel çıkardı?
Kartal finale uçtu
Maçın tek golünü Muci attı
İmamoğlu ekibi tepki gösterdi, Özel geri adım attı
Adaylık kavgası şimdilik yatıştı!
Adaylık tartışmalarına noktayı koydu
'Kendi adaylığımı dayatmam'
Şi Cinping ve Macron'dan ortak yazılı açıklama
İki lider, İsrail'in Refah'a saldırısına karşı
Görüşmenin ardından açıklama yapılmadı
Baş başa 45 dakika görüştüler
Bahçeli'den Sinan Ateş davası açıklaması
'Yargılama derhal başlamalı'
CHP'li başkan yeğenini atamıştı
Tepki çeken atamadan vazgeçti
Eylem Tok baskısı yapılan muhabirden genel müdürüne yanıt
'Her şeyden haberiniz vardı'
Mısır'a açılan kapının Filistin tarafı İsrail'in eline geçti
Refah'a kara saldırısı başladı
20 Mayıs'ta başvuru takvimi açılacak
20 bin öğretmen atanacak
Prof. Dr. Osman Bektaş'tan Doğu Karadeniz uyarısı
'3 riskli fay ortasında yer alıyor'
Tarlasını yola çevirenlere kızdı, tabelayı dikti
'Emlakçı geçemez vatandaşa helaldir'
'Tokadımı yersin' diyerek kadının üstüne yürüdü
Taksim'de 'göbeğime vurdun' tartışması
AKP’nin ‘muktedir’ olma başlığı: Yeni Anayasa
Bu devlet ve bu millet için ne yapmak istediniz de mevcut anayasa engel çıkardı?
Kartal finale uçtu
Maçın tek golünü Muci attı
İmamoğlu ekibi tepki gösterdi, Özel geri adım attı
Adaylık kavgası şimdilik yatıştı!
Adaylık tartışmalarına noktayı koydu
'Kendi adaylığımı dayatmam'
Şi Cinping ve Macron'dan ortak yazılı açıklama
İki lider, İsrail'in Refah'a saldırısına karşı
Görüşmenin ardından açıklama yapılmadı
Baş başa 45 dakika görüştüler
Bahçeli'den Sinan Ateş davası açıklaması
'Yargılama derhal başlamalı'
CHP'li başkan yeğenini atamıştı
Tepki çeken atamadan vazgeçti
Eylem Tok baskısı yapılan muhabirden genel müdürüne yanıt
'Her şeyden haberiniz vardı'
Mısır'a açılan kapının Filistin tarafı İsrail'in eline geçti
Refah'a kara saldırısı başladı
20 Mayıs'ta başvuru takvimi açılacak
20 bin öğretmen atanacak
Prof. Dr. Osman Bektaş'tan Doğu Karadeniz uyarısı
'3 riskli fay ortasında yer alıyor'
Tarlasını yola çevirenlere kızdı, tabelayı dikti
'Emlakçı geçemez vatandaşa helaldir'
'Tokadımı yersin' diyerek kadının üstüne yürüdü
Taksim'de 'göbeğime vurdun' tartışması
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.