logo
28 MART 2024

Tarım kesimi 2009'da tükenmeye terk edildi

18.01.2010 00:00:00
Tarım Yasası'nda bütçeden tarıma ayrılacak kaynağın milli gelirin yüzde birinden az olamayacağı ifade edilmesine rağmen hükümet, 2008'de milli hâsılanın binde 54'ünü ve 2009'da ise binde 49'unu tarıma ayırarak tarımı tükenmeye terketti.

ADEM BİRİNCİ

Bu yazımızda tarımda 2009 yılına damgasını vuran gelişmeleri hatırlatmaya çalışacağız sevgili okurlar. 2009 'da da eski yıllarda olduğu şekliyle, tarıma IMF-Dünya Bankası destekli tasfiye programı hâkimdi? Son iki yılı çok zor geçiren tarım sektörü, 2009 yılını umutların tazeleneceği bir yıl olarak bekliyordu? Gerçekten de öyle mi oldu? Tarım sektörünün 2009 bilançosuna bakarak kararı hep beraber verelim dilerseniz.

Tarım sektörüne ceza kesildiTarım adına 2009'a damgasını vuran en önemli olay -2007 ve 2008 yıllarında da olduğu şekliyle- hiç şüphesiz tarımsal destek bütçesinden kesinti yapılarak sektörün cezalandırılması oldu. Tarım Yasası'nın 21. Maddesi aynen şöyle: "Tarıma bütçeden ayrılacak kaynak, gayri safi milli hâsılanın yüzde birinden az olamaz." Hükümet yasanın çıktığı 2006'dan bu yana Tarım Yasası'nı ihlal etti. 2007 de gayri safi milli hâsılanın binde 62'si, 2008 yılında binde 54'ü ve 2009 yılında binde 49'u tarıma kaynak olarak aktarıldı. Kanun gereği bu değerler yüzde 1 seviyesinde olmalıydı? Bu durum Avrupa birliği ülkeleri ile kıyaslandığında desteklerin devede kulak mesabesinde bile olmadığının açık bir göstergesi. Ayrıca bu mini minnacık desteklerin 1 yıl geç ödenmesi ise işin bir başka boyutu, sevgili okurlar.

Tarım sektörü hormonlu büyüdüTürkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2007'de yüzde 7,2 oranında küçülen tarım sektörü 2008'in ilk 9 aylık döneminde yüzde 1'lik bir büyüme kaydetmişti. 2009'da ise tarım yüzde 4,3 büyümüştü? Lakin gelin görkünki sevgili okurlar bu büyüme köylüye ters oranda etki yapmıştı. Yani tabir yerinde ise ya da tarımsal bir tabirle söylemek gerekirse bu hormonlu bir büyüme idi.

Mayınlı arazi tartışmalara sebep olduTürkiye-Suriye sınırında 216 bin dekar mayınlı arazinin mayınlardan temizlenerek tarıma açılması Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde büyük tartışmalara neden oldu.GDO yönetmeliği çıkarıldıUlusal Biyogüvenlik Yasa Tasarısı, Bakanlar Kurulu'nda imzaya açıldı. Yasadan önce çıkarılan "Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik" büyük tartışmalara neden oldu. Danıştay, yönetmeliğin bazı maddelerinin yürütmesini durdurdu. Daha sonra Danıştay'a yapılan itiraz kabul edildi ve yönetmelik yeniden yürürlüğe girdi. Yasanın çıkması 2010'a kaldı.

Fındık stratejisi fındığı bitirdiDünya fındık üretiminin en kalitelisini ve ihracatının dörtte üçünü tek başına gerçekleştiren Türkiye, geçtiğimiz yıl açıklanan fındık stratejisiyle üreticiye adeta fındıktan elini eteğini çekmesi ve alternatif ürünlere yönelmesi öğütlendi. TMO da fındık fiyatını açıklamayarak müstahsili tüccarın ve ihracatçının kucağına itmiş oldu. Çay alımına kota getirilirken açıklanan 90 kuruşluk taban fiyatı ise üreticiyi yine memnun etmedi.

Tütünde tükenme süreci devam ettiTütün üretiminde 2002-2008 döneminde ekici sayısı 410 binden 180 bine, ekim alanı 195 bin hektardan 140 bin hektara, üretim de 163 bin tondan 75 bin tona geriledi. TEKEL'in özelleştirilmesiyle birlikte tütün üretimi artık çokuluslu sigara şirketlerinin insafına bırakıldı.  İşletmeleri ve markaları özelleştirilen TEKEL' in binlerce çalışanı haklarını kaybetmemek için Ankara'da eylem başlattılar. Ve hiç unutulmayacak eylem görüntülerini kafalara kazıdılar.Türk Şeker'e bağlı 6 şeker fabrikası özelleştirildi.

Arpa bile artık ithal ediliyor1990'lı yıllara kadar mercimek üretiminde dünya pazarına hâkim olan Türkiye,  ithalatçı bir ülke konumuna geldi. Türkiye arpa üretiminde dünyada 6. sırada yer alıp ihraç ederken önemli miktarda arpa ithal etmek durumunda kaldı.

Pamuk üretimi yüzde 50 geriledi1980'li yıllara kadar pamuk ihracatçısı olan Türkiye, artık ithalat ülkesi oldu. Pamuk üretimdeki gerileme Ege'de yüzde 20-25, Çukurova'da yüzde 40, Güneydoğu Anadolu'da ise yüzde 40-45'i buldu ve pamuk ithalatı 1 milyon tonun üzerine çıktı.

Çiftçi gübre alacak para bulamadı2009'da da zamanında ödenmeyen destekleme primleri her zamanki gibi derde deva olmadı. Çiftçinin gübre alım gücü buğdayda yüzde 45, şekerpancarında yüzde 48, ayçiçeğinde yüzde 58, fındıkta yüzde 60, mısırda yüzde 66, pamukta ise yüzde 70 oranında geriledi. Çiftçilerin çoğu sonbahar ekimini gübre kullanmaksızın yaptılar.

Çiftçiler bankaların insafına terk edildiBankalar tarım sektörüne kredi vermek için adeta yarıştılar. Öte yandan aldıkları kredileri geri ödeyemeyen çiftçiler hakkında bankalar icra takibi başlattılar. Çiftçi borçlarından dolayı birçok intihar olayı yaşandı. Tarımda dış açık rekoru kırıldı2009 tarım ürünleri dış ticaret açığı, Cumhuriyet döneminin en yüksek değerine ulaştı. İthalattaki en yüksek artış hububat; hayvansal- bitkisel katı ve sıvı yağlar; yağlı tohum ve meyveler ile gübrelerde tütün mamullerinde gerçekleşti.

Deli dana tehlikesi görmezden gelindiHayvancılıkta radikal politika değişikliğine gidildi. Yemden süte kadar her aşamada verilen desteklerin birçoğu kaldırıldı. Bazı desteklerin miktarı düşürüldü. Zaten azalmış olan hayvan varlığı 2009'da daha da azaldı. Türkiye yaklaşık 10 yıldan beri deli dana hastalığı nedeniyle ABD ve AB'den canlı hayvan ithalat yapmıyordu. Bu yasak delinerek, 2007'de ABD'den düve alınmıştı. Yine yasak olmasına rağmen 2008'in sonlarında da AB'den düve alınmaya başlanmıştı. Özelikle AB'den alınan hayvanların BSE, yani deli dana hastalığı riski taşıdığı uzmanlar tarafından sürekli dile getirilmesine rağmen 2009'da da gebe düve ithalatı son hızıyla devam etti.

Girdi fiyatlarındaki artış yüzde 100'e ulaştıSon 20 yılda çiftçi, 2 milyon hektar alanı ekmekten vazgeçti. Son 10 yılda tarımdan kopan çiftçilerin sayısı 4 milyona yaklaştı. Bir yılda yüzde 150'yi aşan gübre fiyatlarındaki artış nedeniyle çiftçi gübre alamadı. Gübre kullanımı yüzde 40-50 oranında azaldı. Tarlalar ekilip biçilmedi ya da gübresiz ekildi. Destekler zamanında ödenmedi. Girdi fiyatlarındaki artış yüzde 100'e ulaştı. İhracat azalırken, ithalat arttı. Tarım uzmanlarının da dikkat çektiği şekliyle 2009, tarım için tam bir kayıp yıl oldu. Tarımsal dış ticaret açığı 85 yılın en yüksek değerine ulaştı.Tarım köylüsü görmezden gelindiHiçbir siyasi milletin efendisi, köylüyü ağzına almazken; Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş 2009'un son aylarında katıldığı bir TV programında sık sık ifade ettiği şekliyle Türk tarım ve köylüsünün nasıl ağa, paşa ve patron olacağını ortaya şu şekilde koyuyordu: "Devletin desteği olması şarttır. Bağımsız Türkiye Partisi, Sosyal Devlet anlayışıyla tarıma destek verecek. Bu sayede hem müstahsil hiçbir kuruş ödemeden fert olarak sigortalı yapılacak, hem de elindeki tohumu ve işlediği arazi her türlü probleme karşı sigortalı yapılacak. Çiftçi henüz tohumunu toprağa atmadan 6 ay öncesinde ürün bedelinin yarısı avans olarak ödenecek; diğer yarısı ürününü teslim ettiği zaman peşin alacak. Bağımsız Türkiye Partisi bu anlayışla tarım köylüsüne gerekli olan her desteği vermek suretiyle hem çiftçinin, hem üreticinin hem de tüketicinin yanında olacak ve Allah nasip ederse tarımda tüm vatandaşların yüzü gülecektir."Prof. Dr. Haydar Baş'a, dünyada ve ülkemizde var olan iç karartıcı tablonun değişebileceğine, şartların yenilebileceğine dair özelde tarım köylüsünde ve genelde bizlerde uyandırdığı inanç ve ruhi diriliş için teşekkür ediyoruz.

 

 
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz

Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar

 
 
İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor. 
28.03.2024 17:58:00 / Güncelleme: 28.03.2024 18:06:02
AHMET TURAN YİĞİT
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar


İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor.


Siyonizm karşıtı örgüte baskı

Nitekim Almanya'da, siyonizm karşıtı "Orta Doğu'da Adil Barış İçin Yahudilerin Sesi - Jüdische Stimme für gerechten Frieden in Nahost" adlı Yahudi derneğin banka hesabı, üyelerin tam listesini ve adreslerini talep eden bankalar tarafından bloke edildi. Dernek, daha önce Berlin'de düzenlediği gösteride, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını protesto etmişti. Öte yandan Almanya'da vatandaşlığa geçişlerde yapılan testin, gelecekte İsrail, Holokost ve Yahudilikle ilgili soruları da içereceği bildirildi.

Bakanın söyledikleri yenilir yutulur gibi değil

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, yenilenmiş soru listesini önemli bir adım olarak gördüğünü belirterek, "Değerlerimizi paylaşmayan hiç kimse Alman pasaportu alamaz. Burada çok net bir kırmızı çizgi çizdik" ifadesini kullandı. Faeser, antisemitizm, ırkçılık ve diğer insanları aşağılama biçimlerinin Alman vatandaşlığına geçişte engel teşkil ettiğini belirtti. Almanya'nın Holokost'tan dolayı İsrail'i ve Yahudileri koruma konusunda özel sorumluluğu bulunduğunu dile getiren Faeser, "Bu sorumluluk bugünkü kimliğimizin bir parçasıdır" değerlendirmesinde bulundu. 

Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde

Geçen yıl yaşanan müsilaj tehlikesiyle büyük bir mücadele gerçekleştirmek zorunda kalan Marmara Denizi, atıkların denize boşaltılması devam ettiği için bu yıl da ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkacak. Marmara şimdiden alarm vermeye başladı
28.03.2024 14:55:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:00:59
Ahmet Haydar Tarhanlı
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Müsilaj, kapalı denizlerde zaman zaman ortaya çıkan bir salgıdır. Fitoplankton adı verilen mikro alglerin aşırı çoğalması sonucu ortaya çıkar. Bu mukoza benzeri yapı, suyun içindeki mikroorganizmalar için uygun bir beslenme habitatı oluşturur ve zararlı canlılar da bu salgının üzerinde toplanır.

Denizin üstünde gördüğümüz beyaz, köpük benzeri yapı aslında "buzdağının görünen kısmıdır". Denizin altında ise bu salgı bir tül gibi uzanır.

Marmara Denizi, geçen yıl su yüzeyini ve derinlerini saran müsilajla boğuştu. Müsilajın yoğunluğu arttı ve çevresel kaygılara neden oldu. Bu sene de müsilaj tehlikesiin Marmara'yı tehdit edeceği ifade ediliyor.

Müsilajın temel sebebi, atıkların denize boşaltılması. Bu sebep temelden çözülmedikçe müsilaj sorunu artarak devam edecek.

Deniz biyoloğu Mert Gökalp, "Marmara Denizi feryat ediyor. Bu, Marmara Denizi'nin foseptik çukuru olabileceğinin bir sinyali" uyarısını yapıyor.

Profesör Mustafa Sarı, Marmara Denizi'ne arıtmadan atık boşaltımının acilen durması gerektiğini vurguluyor.

Hidrobiyolog Levent Artüz ise bu durumun bir zincir ve sonuç olduğunu ifade ediyor.

Gelecekte ne bekliyor?

Müsilajın yakın ve uzak gelecekte Marmara Denizi'ni, deniz canlılarını ve çevresinde yaşayan insanları nasıl etkileyeceği henüz net değil.

Ancak çözüm için atık yönetimi, arıtma tesislerinin etkin kullanımı ve bilinçli tüketim önemlidir.

İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'ni takip etmek isteyen ulusal ve uluslararası basın mensuplarına yönelik Ankara ve İstanbul'da "basın merkezi" kurulacak.
28.03.2024 12:38:00
Anadolu Ajansı
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Başkanlıktan yapılan açıklamaya göre, 31 Mart'ta yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nin Türkiye'nin yanı sıra uluslararası kamuoyunda da ilgiyle takip edilmesi bekleniyor.

Başkanlık tarafından kurulacak basın merkezleri ile ulusal ve uluslararası basın mensuplarının seçime ilişkin gelişmeleri sağlıklı ve hızlı şekilde takip etmelerine katkı sunulması amaçlanıyor.

Basın merkezleri gün boyunca, ulusal ve yerleşik uluslararası basın mensupları ile seçimleri izlemek üzere yurt dışından gelen uluslararası basın mensuplarının kullanımına açık olarak hizmet verecek.

Ankara ve İstanbul'da kurulacak basın merkezlerinde seçim sonuçlarına dair veriler, Anadolu Ajansı (AA) tarafından sağlanacak. Basın mensuplarına seçim sonuçlarını anlık takip etme imkanının yanı sıra teknik altyapı, simultane tercüme ve canlı yayın imkanı sunulacak.

Gün boyunca akademisyenler, kanaat önderleri, kamu kurum temsilcileri tarafından da ziyaret edilecek basın merkezlerinde, ulusal ve uluslararası basın mensupları konuklarla röportajlar yapabilecek.

Öte yandan, basın merkezlerinde, Türkiye'nin geçmişten bugüne çok partili siyasi hayatı, demokrasi ve seçim tecrübeleri, seçim kampanyalarına ilişkin fotoğraf ve görüntüleri içeren "Türkiye'nin Seçim Tarihi ve Demokrasi Tecrübesi" temalı sergi yer alacak.

Ankara'da Point Hotel'de, İstanbul'da The Marmara Taksim'de kurulacak basın merkezleri 31 Mart Pazar günü saat 14.00'ten itibaren basın mensuplarının hizmetine açık olacak. 

Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin dokuzuncu turunda da iki aday salt çoğunluğu sağlayamadı.
28.03.2024 11:15:00 / Güncelleme: 28.03.2024 16:31:51
İhlas Haber Ajansı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
24 Mart 2020'de Yargıtay Başkanlığı görevine seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Yüksek Mahkeme'nin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da sandık kuruldu ve pazartesi saat 08.00 itibarıyla Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk 8 turunda hiçbir aday, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamadı.

Bugün gerçekleştirilen dokuzuncu tur da sonuçlandı.

Dokuzuncu turda adaylardan Mehmet Akarca 119, Ömer Kerkez ise 138 oy aldı.

Oylamada 11 oy boş, 68 oy ise geçersiz sayıldı. İki aday da salt çoğunluğu bu turda da sağlayamadı.

Oylama onuncu tur ile devam edecek.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.