Kenya, yeşil pasaportlu Türk akademisyenden vize istedi
Son yıllarda Avrupa ülkelerinden sık sık vize reddi gelen Türkiye'de bu kez de yeşil pasaport sorunu ile gündemde. Elektronik Yüksek Mühendisi olan 40 yıllık akademisyen Prof. Dr. Levent Sevgi, Kenya'da bir çalıştaya davet edildi ancak havalimanında "vizeniz yok" denilerek geri çevrildi.
29.05.2024 19:52:00
Gazete Duvar
Prof. Dr. Levent Sevgi, 17 Mayıs Cuma günü Kenya Teknik Üniversitesi'nde gerçekleşecek bir çalıştayda açılış konuşması yapmak üzere davet edilmişti. 15 Mayıs akşamı saat 20.05 kalkışlı Doha aktarmalı Katar Havayolları ile Nairobi-Kenya uçuşuna yetişmek için Sabiha Gökçen Havalimanı'na gelen Sevgi, yeşil pasaportunu yetkililere gösterdiğinde uçağa alınmadı.
'BUNUN HESABINI VEREMEZSİNİZ'
Gazete Duvar'dan Hacı Bişkin'in haberine göre Katar Havayolu yetkilileri, Prof. Dr. Sevgi'ye vizesi olmadığı için uçağa binemeyeceğini söyledi. Bu duruma itiraz eden Sevgi, yeşil pasaporta sahip olduğunu, daha önce böyle bir sorun yaşamadığını belirterek, "Uluslararası bir skandala yol açıyorsunuz, bunun hesabını veremezsiniz" diyerek duruma tepki gösterdi. Ancak tüm çabaları sonuçsuz kalan Sevgi, biletini iptal ederek eve geri dönmek zorunda kaldı.
'KENYA VİZE İSTİYORSA...'
Prof. Dr. Sevgi yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Ben, yeşil pasaport sahibi emekli öğretim üyesiyim. 40 yılda 70'in üzerinde ülkede, 200'den fazla üniversitede seminerler ve konferanslar verdim. Ayrıca uluslararası meslek örgütümüz olan Elektrik-Elektronik Mühendisleri Enstitüsü'nün (IEEE) Yönetim Kurulu üyesiyim. Kenya Teknik Üniversitesi'nde düzenlenecek olan çalıştayın hem düzenleyicisi hem de konuşmacılarından biriydim. Aylardır bu etkinlik için hazırlık yapıyorduk. Check-in işlemlerim sırasında, yeşil pasaporta vize istenmemesine rağmen, vizem olmadığı için geri çevrildim. Kendilerine, Dışişleri Bakanlığı'nın web sayfalarında yer alan bilgileri göstermeme rağmen tutumlarını değiştirmediler. Bilet iptalinden ve otel iptalinden dolayı 800 dolar kadar zararım var. Eğer Katar Havayolları'nın ısrar ettiği gibi yeşil pasaportlu birine Kenya vize istiyorsa, Dışişleri Bakanlığımızın bir fiyaskosudur bu. Yok eğer bakanlık bilgisi doğruysa bu durum Katar Havayolları'nın fiyaskosudur. Daha doğrusu bu yaşadıklarım uluslararası bir skandal."
Prof. Dr. Sevgi, yaşadıklarını CİMER (Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi) üzerinden Dışişleri Bakanlığı'na bildirerek sorumluların ortaya çıkarılmasını istedi.
YEŞİL PASAPORTUN DURUMU DA TARTIŞMALI HALE GELDİ
Son yıllarda Avrupa ülkelerinden sık sık vize reddi gelen Türkiye'nin vize gerektirmeyen yeşil pasaportu bile artık uluslararası camiada tartışmalı hale gelmiş durumda. Prof. Dr. Sevgi'nin yaşadığı bu olay, Türkiye'nin diplomatik prestijine dair ciddi soru işaretleri doğuruyor.
Seçil Erzan: En korktuğum şey işten atılırım korkusuydu
Erzan, "Bir şube müdürünün odasından valizlerle para alınıp aşağıya yatırılması, ertesi gün işten atılmam anlamına geliyordu. Bu kesinlikle araştırılması gereken bir konuydu. En korktuğum şey işten atılırım korkusuydu" dedi.
29.05.2024 19:42:00
İhlas Haber Ajansı
Yüksek karlı özel fon vaadiyle aralarında Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu pek çok kişiyi dolandırdığı iddia edilen banka müdürü Seçil Erzan'ın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada Erzan, "Bir şube müdürünün odasından valizlerle para alınıp aşağıya yatırılması, ertesi gün işten atılmam anlamına geliyordu. Bu kesinlikle araştırılması gereken bir konuydu. En korktuğum şey işten atılırım korkusuydu" dedi. Mahkeme, Erzan'ın tutukluluk halinin devamına hükmederek duruşmayı erteledi.
Yüksek karlı güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış futbolcular Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan'ın da bulunduğu 28 kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen banka şube müdürü Seçil Erzan'ın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen 7 sanıklı duruşmada tutuklu sanıklar Seçil Erzan ile Ali Yörük ve 4 tutuksuz sanık hazır bulundu. Duruşmaya bazı müştekiler de taraf avukatlarıyla katıldı.
"Bir şube müdürünün odasından valizlerle para alınıp aşağıya yatırılması, ertesi gün işten atılmam anlamına geliyordu"
Duruşmada Seçil Erzan, birinci dereceden sicil amiri Sermin Tekin'in tanık beyanına karşı yaptığı savunmasında, "O dönemlerde döviz üzerindeki kısıtlamalar ve yaptırımlardan dolayı 50 bin dolar bile bir müşteri hesabından çekildiğinde bizden çok ciddi açıklama ve belge istiyorlardı. Bankada sistem ve kayıt önemlidir. Bankada 'kuvvetler ayrılığı' adı altında bir ilke var. Personel suistimali önlemek için bankanın çok dikkat ettiği bir konuydu. Benim en korktuğum şey işten atılırım korkusuydu. Bankanın içerisinde o paraya benim dokunmam kesinlikle yasaktı. Bir şube müdürünün odasından valizlerle para alınıp aşağıya yatırılması, ertesi gün işten atılmam anlamına geliyordu. Bu kesinlikle araştırılması gereken bir konuydu. Çaycı bile görse dikkat edip hemen bildirmesi gereken bir konuydu. Fark edilmemesi gereken bir konu asla değildi. Sicil amirim oydu ve bayan olduğu için de Sermin hanımla görüşmek istemiştim. Sermin hanım beni çağırdı. Böyle bir şeyi bekliyordum zaten. Toparlayamadım dedim. Ben o gün Sermin hanımın 'Seçil işten atılıyorsun' demesini bekliyordum. Bizim paraya dokunmamız bile yasaktı" dedi.
"Açıkçası Seçil hanımın personelleriyle alakalı olan bir müdür olduğunu düşünmüyorum"
Tanık olarak dinlenen bankanın gişe görevlisi Ümüş Nur Yiğit, "Biz o dönemde bankanın alt katında, şube müdürleri de üst kata çalışıyordu. Bu nedenle benim valizlerle paraların gidip gelme konularını görme imkanım yok. Açıkçası Seçil hanımın personelleriyle alakalı olan bir müdür olduğunu düşünmüyorum çünkü ya dışarıda oluyordu ya da annesinin rahatsızlığı oluyordu, bir şekilde ulaşamıyordum. Çorlu'dayım diyordu ve sürekli izin alıyordu. Arda Turan'ın kardeşi Okan Turan bir para çekmişti. Kapılar kapandıktan sonra olan bir şeydi. Operasyon desteği alanında oturmuştu. Seçil hanım içeri girdiğinde biz para sayarak teslimatını verdik. Ali Yörük de o paraları çantaya yerleştirdi. Okan beye para çıkışını gerçekleştirdik. Ben Ali beyi uzun süre Fatih Terim'in şoförü zannediyordum çünkü futbol camiasında isimlerle beraber görüyordum kendisini. Okan Turan'la da gelmişti. Emrah Çolak'la da birlikte gelmişti. Kendisine 'Hoca nasıl, iyi mi' diye sorduğumda geçiştirmişti ama ben öyle düşünüyordum. Ayrıca, Fatih Terim'in şubeye geldiğini hiç görmedim" şeklinde konuştu.
"Seçil Erzan'ın bahsettiği tartaklama gibi bir durum olmadı, olsa masasının altında panik butonu var"
Duruşmada tanık olarak dinlenen banka güvenlik görevlilerinden Soner Topakkaya, "Benim banka içerisinde Seçil Erzan'da tespit ettiğim herhangi bir farklılık yoktu. Sadece işe giriş çıkış saatlerinde bazen gecikirdi. Seçil Erzan'ın bahsettiği tartaklama gibi bir durum olmadı, polis bile çağrılmadı. Böyle bir durum olsa müdürlerin masasının altında panik butonu var. Orası bir banka şubesi, her müşteri büyük çantayla gelebiliyor. Seçil Erzan benden hiç arabaya para taşımamı istemedi. Ali Yörük'ü hiç görmedim. Semih Kaya, Arda Turan, Selçuk İnan ve Ayhan Akman şubeye gelirlerdi. Emre Belözoğlu'nu bir kere gördüm. Şubeye en çok Semih Kaya gelirdi. Şubeye giren herhangi bir valiz ya da Seçil hanımın odasında birini görmedim" dedi.
Basın mensubuna çirkin hareket
Tanıklar ifade vermeye devam ettikleri sırada bir basın mensubunun, tanıklardan birinin soy ismini teyit etmek istemesi üzerine izleyici olarak duruşmada bulunduğunu söyleyen bankanın avukatı Kübra K. gazeteciye bağırdı ve bunu soramayacağını söyledi. Bağırma üzerine basın mensubu da tepki gösterince mahkeme başkanı, duruşma düzeninin bozulduğu gerekçesiyle tüm izleyicileri salondan dışarı çıkardı. Salon önünde avukatın kendisinin üzerine yürümeye devam ettiğini ve taciz ettiğini gören basın mensubu bu anları kaydetmek için telefonunu çıkardı, bu kez avukat telefonu gazetecinin elinden hızla çekerek arkasına sakladı. Bu sırada olaya müdahale eden güvenlik görevlisi, avukatın sakladığı telefonu alıp gazeteciye iade etti. Daha sonra basın mensubunun, avukattan şikayetçi olduğu öğrenildi.
Kısa aranın ardından mahkemeye basın mensupları da dahil izleyiciler alınmazken mahkemenin ara kararında, sanıklar Ali Yörük ile Seçil Erzan'ın tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, diğer tanıkların dinlenmesi için duruşmayı 31 Mayıs tarihine ertelediği öğrenildi.
Hayatını kaybeden ikinci diyaliz hastası da toprağa verildi
Burdur'da 25 Mayıs günü diyaliz tedavisinin ardından fenalaşınca hastaneye dönen, sonrasında Antalya Şehir Hastanesi'ne sevk edilen ve burada hayatını kaybeden hastalardan Saniye Aksöz (87) memleketi Burdur'un Kozluca köyünde toprağa verildi.
29.05.2024 18:47:00
İhlas Haber Ajansı
Burdur Devlet Hastanesi'nde 25 Mayıs Cumartesi günü 08.00-12.00 ile 12.00-16.00 seansında diyalize giren hastalardan bazıları baş dönmesi, mide bulantısı, şuur bulanıklığı ve nakil aracından inememe tarzı şikayetlerle hastaneye geri dönmüştü.
Bunun üzerine hastane yönetimi gün içinde diyalize giren tüm hastaları hastaneye çağırıp yapılan tetkiklerin ardından, gün içinde diyaliz merkezinde tedavi olan 33 hastayı Afyonkarahisar, Isparta, Antalya, Bucak'ta bulunan devlet hastaneleri ve özel diyaliz merkezlerine sevk etti. Sevk edilen 33 hastanın 14'ü ise entübe edilmişti.
Olay sonrası entübe edilerek ambulans ile Antalya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edilerek burada tedavi altına alınan ve entübe halde tedavisi devam eden 4 hastadan biri olan 87 yaşındaki Saniye Aksöz, olaydan 4 gün sonra hayatını kaybetti.
Antalya'da Şehir Hastanesi'ndeki müdahaleye rağmen kurtarılamayan Aksöz'ün cenazesi otopsi işleminin ardından ailesine teslim edildi. Memleketi Burdur'un merkeze bağlı Kozluca evinin önüne getirilen Saniye Aksöz'ün cenazesi burada helallik alınmasının ardından köy meydanında İl Müftüsü Ali Hayri Çelik tarafından kılınan cenaze namazının ardından Kozluca köyü mezarlığında toprağa verildi.
Kozluca köyündeki cenaze törenine; Burdur Valisi Türker Öksüz, Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Cumhuriyet Başsavcısı Osman Kara, Baro Başkanı Ramazan Gedik, İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Güder, İl Emniyet Müdürü Ümit Bitirik, protokol üyeleri ve yakınları katıldı.
Öte yandan, vefat eden Saniye Aksöz'ün Kozluca eski belediye başkanı Şevket Aksöz, Burdur Güçbirliği sahibi Hasan Hüseyin Aksöz ve eski CHP İl Başkanı Kazım Aksöz'ün anneleri olduğu öğrenildi.
Beşyol durağında metrobüs yangını
Zincirlikuyu istikametine giden metrobüsün motor kısmında yangın çıktı. Kısa sürede büyüyen yangın korkuya neden oldu
29.05.2024 16:33:00 / Güncelleme: 29.05.2024 17:06:56
Fahri Fatih Özcan
Küçükçekmece Beşyol durağında Zincirlikuyu istikametine giden metrobüste yangın çıktı.
Saat 16.15 sularında metrobüsün motor kısmında çıkan yangın kısa sürede büyüdü. Yolcular metrobüsten acil şekilde indirilerek görevliler tarafından yangın tüpleriyle ilk müdahale yapıldı.
Metrobüs yolu iki yönlü olarak trafiğe kapatıldı. Diğer metrobüsteki yolcular yangın söndürülene kadar bekletildi. Herhangi bir patlama olma ihtimaline karşı bölge boşaltıldı.
İtfaiye ekiplerinin ulaşmasıyla birlikte metrobüsteki yangın tamamen söndürüldü.
Çekici yardımıyla yanan metrobüs servise çekilirken, kapatılan yol yaklaşık yarım saat sonra tekrar trafiğe açıldı.