Tasavvuf ilminin aynı zamanda bir sanat olarak algılanabileceğinden bahsetmiştik önceki bir yazıda. Çünkü Tasavvuf ilminde de çıraklık, kalfalık ve ustalık söz konusu olmaktadır. Çünkü Tasavvuf ilminde usta olanlar gönül işçiliği yapmaktadır, duyguları, düşünceleri deyim yerindeyse işlemekte gerekenleri korumakta gerekmeyenleri ayrıştırmaktadırlar.
Derler ki: Önemli olan Tasavvuf ile yoğrulmuş olan halleri hal edinmektir. Bu da ancak tefekkür, hayal gücü, analiz ve sentez gibi zihinsel işlevlerin bir sonucudur dersek yanılmış olmayız herhalde. İnsanlardan bir şey isteme, onlara bir şey verme, hediye etme, memnuniyetimizi ve ya memnuniyetsizliğimizi bildirme, bunların hepsi sanmayın ki, Tasavvuf ilminin sanatının bir konusu değildir.
Yine bilinen bir gerçektir ki, güzel halleri hal edinmek bir nefis terbiyesi meselesidir ve önce fıkıh bilgisine ihtiyaç vardır. Hakikat ve marifete ulaşabilmemiz için önce kuralları bilmemiz lazımdır.
Gönülleri işleyebilmek ilmi ve irfanı gerektirir. İlim ile sanat arasında irfan vardır diyebiliriz. İrfan her zaman edep ile birliktedir. Edeblilik halini yalnız bilmek değil hal edinmek gerektiğini hemen hepimiz biliriz. Herkesin edep hakkında söyleyebileceği birkaç söz vardır. Lakin her halukarda edebimizi muhafaza etmemiz belki her zaman başarabileceğimiz bir güzellik değildir. Başaranlar vardır mutlaka onları tebrik ederiz.
Önce talebe olarak birbirimizi eğitiyoruz, birbirimizin halleriyle, sözleri ile imtihan oluyoruz. Bunlar bizlerin işçilikteki maharetimizi arttırıyor. Tasavvuf deryasında mahir bir dalgıç olmak için önce daha sığ sulara dalıyoruz, derinlere de ancak bir kılavuz ile gidebiliyoruz. Kılavuz olmazsa işimiz oldukça zor.
İlim, sanat, hal, irfan, edep, hakikat, marifet, maharet dedik. Şimdilerde daha başka deyimler ve kelimelerin kullanımı revaçta. Yalnız hal ehli olmak için yukarıda saydığımız kelimelerin dünyasına girmek gerektiğini biliyoruz. Ayrıca bu dünyanın ahrete açılan bir kapısı da var. Mesela ilmimiz olmadan doğru ibadet edemiyoruz, insan olma sanatı, güzel haller, irfan sahipleri ile birlikte olmak, edebimizi muhafaza edebilmek, hakikat ve marifete ulaşabilmek hep ahretimizle ilgili oluşlardır. Allah (c.c.) bizleri bu konularda mahir kılsın diyoruz. Ölüm kaçınılmaz olduğuna göre tekrar bu kelimelerin manasına, hakikatine dönmemizin vaktidir.
Derler ki: Önemli olan Tasavvuf ile yoğrulmuş olan halleri hal edinmektir. Bu da ancak tefekkür, hayal gücü, analiz ve sentez gibi zihinsel işlevlerin bir sonucudur dersek yanılmış olmayız herhalde. İnsanlardan bir şey isteme, onlara bir şey verme, hediye etme, memnuniyetimizi ve ya memnuniyetsizliğimizi bildirme, bunların hepsi sanmayın ki, Tasavvuf ilminin sanatının bir konusu değildir.
Yine bilinen bir gerçektir ki, güzel halleri hal edinmek bir nefis terbiyesi meselesidir ve önce fıkıh bilgisine ihtiyaç vardır. Hakikat ve marifete ulaşabilmemiz için önce kuralları bilmemiz lazımdır.
Gönülleri işleyebilmek ilmi ve irfanı gerektirir. İlim ile sanat arasında irfan vardır diyebiliriz. İrfan her zaman edep ile birliktedir. Edeblilik halini yalnız bilmek değil hal edinmek gerektiğini hemen hepimiz biliriz. Herkesin edep hakkında söyleyebileceği birkaç söz vardır. Lakin her halukarda edebimizi muhafaza etmemiz belki her zaman başarabileceğimiz bir güzellik değildir. Başaranlar vardır mutlaka onları tebrik ederiz.
Önce talebe olarak birbirimizi eğitiyoruz, birbirimizin halleriyle, sözleri ile imtihan oluyoruz. Bunlar bizlerin işçilikteki maharetimizi arttırıyor. Tasavvuf deryasında mahir bir dalgıç olmak için önce daha sığ sulara dalıyoruz, derinlere de ancak bir kılavuz ile gidebiliyoruz. Kılavuz olmazsa işimiz oldukça zor.
İlim, sanat, hal, irfan, edep, hakikat, marifet, maharet dedik. Şimdilerde daha başka deyimler ve kelimelerin kullanımı revaçta. Yalnız hal ehli olmak için yukarıda saydığımız kelimelerin dünyasına girmek gerektiğini biliyoruz. Ayrıca bu dünyanın ahrete açılan bir kapısı da var. Mesela ilmimiz olmadan doğru ibadet edemiyoruz, insan olma sanatı, güzel haller, irfan sahipleri ile birlikte olmak, edebimizi muhafaza edebilmek, hakikat ve marifete ulaşabilmek hep ahretimizle ilgili oluşlardır. Allah (c.c.) bizleri bu konularda mahir kılsın diyoruz. Ölüm kaçınılmaz olduğuna göre tekrar bu kelimelerin manasına, hakikatine dönmemizin vaktidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022