Tek parti iktidarı her ne kadar kendine toz kondurmasa da, eleştirileri artık yargı eliyle karşılayıp, insanımıza 'son yüz yılın en güçlü dönemini yaşıyoruz' dese de ortadaki zifiri karanlık aydınlanmak yerine daha da kararıyor.
Bana eğitimde, sağlıkta, yargıda, ekonomi de 'reform' adı altında açıklanan ve neticesi devlet ve milletin lehine olan bir adım gösterin?
Bana bir kurum gösterin ki hakkında vahim iddialar ortada olmasın?
Bana bir ihale, proje gösterin ki hakkında şaibe olmasın?
Bakın! Ormanlarımız yanıyor, iktidarımız kahramanlık hikayeleri aktarıyor, eleştirileri yalanlıyor. Öyle değil mi?
Rakamlar ne diyor?
88 yıllık süreçte yıllık ortalama yangın sayısı 1435 iken, son 10 yılda (2015-2024) bu ortalama 2732'ye yükseldi.
Ege ve Akdeniz bölgelerinde yanan alanlara devasa oteller yapıldı, yapılıyor. Binlerce turist yiyip, içip, yatıyor. Oteller vergi bile veriyor.
Ama ilgili Bakanlar bugün bile 'yanan yerlere tek bir otelin yapıldığını gösteremezsiniz' diyor.
Bu nasıl bir karanlıktır Ya Rabbi!
Lise giriş sınavları yapıldı. Üniversite sınavları yapıldı. Hep şaibe, hep istismar, hep adam kayırma.
İlgili Bakanlar yine yalanlıyor. Ortaya belge ve kayıtlar çıkınca da soruşturmalar başlatıyorlar.
Şu ahlaksızlığa bak
Hukuk, mühendislik, öğretmenlik, eczacılık, psikoloji gibi çeşitli meslek dallarında sahte unvanlar alınmış. Yaklaşık 400 kişinin sahte belgelerle profesör ve doçent yapıldığı iddia ediliyor.
Şüpheliler, lise, ön lisans, lisans, yüksek lisans ve hatta doktora diplomaları düzenlemiş. Ayrıca sahte hâkim, savcı, asker kimlikleri, basın kartları ve engelli sağlık raporları gibi belgeler de üretilmiş.
Dün, 'FETÖ yaptı, FETÖ soruları sızdır, FETÖ belge düzenledi' mazeretini ortaya koyanlar bugün nasıl bir bahane ortaya koyacaklar?
Sahi devlet yönetiminde mazeret ve bahanenin geçerliliği olabilir mi? Bu kadar vahim olaylar gerçekleşirken siz ne yapıyorsunuz, sorusuna verilen cevapların haklılığı olabilir mi?
İktidar bile 'evlenmiyorlar, iş beğenmiyorlar, çalışmıyorlar, yurt dışına gitmek istiyorlar' gibi nice başlıklarda gençlerden şikayetçi.
Bu kadar şaibenin, yolsuzluğun, adam kayırmanın olduğu bir ortamda gençler nasıl umut yeşertebilir? Nasıl geleceğe dönük hayaller kurup, planlar yapabilir?
Güven vermediniz, liyakati görmezden geldiniz. Tolumu ve gençleri ayrıma tabi tuttunuz. Siz söyleyin gençler ne yapsın, millet ne yapsın?
Hüseyin Baş haksız mı?
Partisinin Afyonkarahisar'daki 'Gençlik Kampında' konuşan Hüseyin Baş şöyle diyor:
'Devleti var eden en temel unsur millet. Millet yoksa devlet de yok. Peki, millet nasıl var oluyor?
İnsan. İnsan yoksa millet de yok. Biz, insanımızı kaybediyoruz. Bugün yaşadığımız asıl sorun budur. Yetiştiriyoruz, yetişmiş zihinler başka ülkelerde kendilerine gelecek kurgulamaya çalışıyor. 16-17 demeden çocuk geleceğini başka ülkelerde arıyor. Çünkü gençlerin ülkesine güveni kalmamış.
Yasadışı bahis kötü, yasal bahis iyi
Gençlik kısa yoldan hızlıca parayı bulup acilen başka bir yere gitme planı yapıyor. O parayı bulmak için yasadışı bahis sitelerine, kumar sitelerine veya yasal bahise başvuruyor.
Burada bir tezat var; yasadışı bahis kötü, yasal bahis iyi, mantığa bak!
Yasal bahis sitelerinin televizyonlarda reklamları dönüyor. Oldu olacak sigara-alkol reklamı da döndürün.
Yani Sayın Özgür Özel "rakı şu kadar olacak" diye bir şey söyledi. AK Partililer sürekli sosyal medyada "bu Özgür'ün tek derdi rakının fiyatı" diye adamcağıza yükleniyorlar. Onun derdi rakı, senin ki de kumar. Böyle bir mantık olabilir mi?"
Sayın Baş yine kitabın ortasında örnek vermiş. Kitabı okumadıkları için anlamamakta ısrar ediyorlar.
Bana eğitimde, sağlıkta, yargıda, ekonomi de 'reform' adı altında açıklanan ve neticesi devlet ve milletin lehine olan bir adım gösterin?
Bana bir kurum gösterin ki hakkında vahim iddialar ortada olmasın?
Bana bir ihale, proje gösterin ki hakkında şaibe olmasın?
Bakın! Ormanlarımız yanıyor, iktidarımız kahramanlık hikayeleri aktarıyor, eleştirileri yalanlıyor. Öyle değil mi?
Rakamlar ne diyor?
88 yıllık süreçte yıllık ortalama yangın sayısı 1435 iken, son 10 yılda (2015-2024) bu ortalama 2732'ye yükseldi.
Ege ve Akdeniz bölgelerinde yanan alanlara devasa oteller yapıldı, yapılıyor. Binlerce turist yiyip, içip, yatıyor. Oteller vergi bile veriyor.
Ama ilgili Bakanlar bugün bile 'yanan yerlere tek bir otelin yapıldığını gösteremezsiniz' diyor.
Bu nasıl bir karanlıktır Ya Rabbi!
Lise giriş sınavları yapıldı. Üniversite sınavları yapıldı. Hep şaibe, hep istismar, hep adam kayırma.
İlgili Bakanlar yine yalanlıyor. Ortaya belge ve kayıtlar çıkınca da soruşturmalar başlatıyorlar.
Şu ahlaksızlığa bak
Hukuk, mühendislik, öğretmenlik, eczacılık, psikoloji gibi çeşitli meslek dallarında sahte unvanlar alınmış. Yaklaşık 400 kişinin sahte belgelerle profesör ve doçent yapıldığı iddia ediliyor.
Şüpheliler, lise, ön lisans, lisans, yüksek lisans ve hatta doktora diplomaları düzenlemiş. Ayrıca sahte hâkim, savcı, asker kimlikleri, basın kartları ve engelli sağlık raporları gibi belgeler de üretilmiş.
Dün, 'FETÖ yaptı, FETÖ soruları sızdır, FETÖ belge düzenledi' mazeretini ortaya koyanlar bugün nasıl bir bahane ortaya koyacaklar?
Sahi devlet yönetiminde mazeret ve bahanenin geçerliliği olabilir mi? Bu kadar vahim olaylar gerçekleşirken siz ne yapıyorsunuz, sorusuna verilen cevapların haklılığı olabilir mi?
İktidar bile 'evlenmiyorlar, iş beğenmiyorlar, çalışmıyorlar, yurt dışına gitmek istiyorlar' gibi nice başlıklarda gençlerden şikayetçi.
Bu kadar şaibenin, yolsuzluğun, adam kayırmanın olduğu bir ortamda gençler nasıl umut yeşertebilir? Nasıl geleceğe dönük hayaller kurup, planlar yapabilir?
Güven vermediniz, liyakati görmezden geldiniz. Tolumu ve gençleri ayrıma tabi tuttunuz. Siz söyleyin gençler ne yapsın, millet ne yapsın?
Hüseyin Baş haksız mı?
Partisinin Afyonkarahisar'daki 'Gençlik Kampında' konuşan Hüseyin Baş şöyle diyor:
'Devleti var eden en temel unsur millet. Millet yoksa devlet de yok. Peki, millet nasıl var oluyor?
İnsan. İnsan yoksa millet de yok. Biz, insanımızı kaybediyoruz. Bugün yaşadığımız asıl sorun budur. Yetiştiriyoruz, yetişmiş zihinler başka ülkelerde kendilerine gelecek kurgulamaya çalışıyor. 16-17 demeden çocuk geleceğini başka ülkelerde arıyor. Çünkü gençlerin ülkesine güveni kalmamış.
Yasadışı bahis kötü, yasal bahis iyi
Gençlik kısa yoldan hızlıca parayı bulup acilen başka bir yere gitme planı yapıyor. O parayı bulmak için yasadışı bahis sitelerine, kumar sitelerine veya yasal bahise başvuruyor.
Burada bir tezat var; yasadışı bahis kötü, yasal bahis iyi, mantığa bak!
Yasal bahis sitelerinin televizyonlarda reklamları dönüyor. Oldu olacak sigara-alkol reklamı da döndürün.
Yani Sayın Özgür Özel "rakı şu kadar olacak" diye bir şey söyledi. AK Partililer sürekli sosyal medyada "bu Özgür'ün tek derdi rakının fiyatı" diye adamcağıza yükleniyorlar. Onun derdi rakı, senin ki de kumar. Böyle bir mantık olabilir mi?"
Sayın Baş yine kitabın ortasında örnek vermiş. Kitabı okumadıkları için anlamamakta ısrar ediyorlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Adaletin batsın dünya / 23.08.2025
- Gazze’de ‘Şükür Namazı’ ne zaman? / 22.08.2025
- 17 Ağustos’u hepsi unuttu / 20.08.2025
- Hünkar’ın huzurunda büyük terbiyesizlik / 19.08.2025
- Kuran’ı hayatımızdan çıkardık / 18.08.2025
- AKP’nin derin Bartholomos sessizliği -2- / 17.08.2025
- AKP’nin derin Bartholomeos sessizliği -1- / 16.08.2025
- Halkın iktidarı zenginlerin medarı iftiharı / 15.08.2025
- Komisyoncudan çok komisyoncu oldular / 14.08.2025
- Gazze mitingleri / 13.08.2025
- Gazze’de ‘Şükür Namazı’ ne zaman? / 22.08.2025
- 17 Ağustos’u hepsi unuttu / 20.08.2025
- Hünkar’ın huzurunda büyük terbiyesizlik / 19.08.2025
- Kuran’ı hayatımızdan çıkardık / 18.08.2025
- AKP’nin derin Bartholomos sessizliği -2- / 17.08.2025
- AKP’nin derin Bartholomeos sessizliği -1- / 16.08.2025
- Halkın iktidarı zenginlerin medarı iftiharı / 15.08.2025
- Komisyoncudan çok komisyoncu oldular / 14.08.2025
- Gazze mitingleri / 13.08.2025