süreçte kullanılan bir maskeden ibaret olduğunu söyledi
-"Küresel Kraliyet"in maskesi
Yeni bir kölelik türü için adeta nefeslerin tutulduğu 17 Aralık öncesinde AB süreci hakkında bilgi veren ünlü bilim adamımız Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, AB arkasındaki güçlere dikkat çekti. AB kullanılarak Türkiye'nin tasfiye edilmekte olduğuna, bunu da "küresel kraliyet" denilen bir gerçeğin yaptığına işaret etti.
-Ne zaman uyanacağız?
Hiç kimsenin hiç bir şeyden haberi olmadığını söyleyen Prof. Dr. Sinanoğlu, "Adamlar kölelik günü almak için kanunlar çıkarıyor. AB'nin böyle bir şey istediği yok. Başkası bir taraftan Türkiye'yi tasfiye ederken ayarlı basınla 'AB istiyor' diyorlar. Millet oyalanıyor. Türkiye'yi, adını, sanını tarihten yok etmek planı adım adım uygul1anıyor. Ne zaman uyanacağız?" dedi.
-Kültür bombası yedik
Muharrem Bayraktar'ın Sohbet Masası'na konuk olan ünlü bilim adamımız Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, "Japonya'ya atom bombası attılar. Ağacın dalları, yaprakları yandı. Sonra tekrar çıktı. Bize ise daha kötüsünü, kültür bombası attılar. Ağacın köklerini kuruttular" şeklinde konuştu.
Türkiye bir cendere içine sıkıştırılmış vaziyette, Türkiye nereye doğru gittiğini bilmez bir vaziyette önüne sürekli getirilen konuların, adeta bir ateş çemberinin içinde boğulma tablosu yaşıyor. Ateş çemberi içinde boğulmakta olan Türkiye'yi içeriden ve dışarıdan çok iyi gözlemleyen insanlardan biri Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nu Sohbet Masamıza davet ettik. Kendisi ile konuşulacak çok konu var elbette. Prof. Dr. Sinanoğlu daha önceleri kendisi ile yaptığımız söyleşilerde 2000 yılından itibaren Türkiye'nin üzerine iyice çullanacaklarını söylüyordu. Şu anda da en kesif hatlarıyla işte bu, Türkiye'nin işinin bitirilmesi sürecini yaşıyoruz. Bunu matematik olarak tahmin ettiğini söyleyen Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, bunları dikkatli herkesin de çok önceden görebileceğini belirtiyor. Fakat bizim insanımızın bir özelliğine dikkat çekiyor. "Başına bir musibet gelmeden farkına varmıyor" diyen Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu ile söyleşimiz şöyle sürdü:
MİLLETE YUTTURULAN YALANLAR
n Sayın Hocam, Türkiye, şu anda tamamen AB'ye kilitlenmiş durumda. Politikası, ekonomisi, siyaseti, vatandaşı ile "acaba bize 17 Aralık'ta müzakere tarihi verecekler mi?"yi hem de paranoyak derecesinde konuşuyoruz. Ne oluyoruz?
Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu- Ben ABD'de olduğu gibi devamlı olarak Avrupa ülkelerinde de faaliyetlerde bulunuyorum. Bundan bir kaç sene önce inanılmaz, vatanın tasfiyesine yol açacak kanunlar sessiz-sedasız çıkarılıyor, kimsenin sesi çıkmıyor. Sonra da biraz da üstü kapalı olarak "AB istedi de yaptık" diyorlar. Biz ondan iki gün sonra Avrupa'ya gidiyoruz. Bu işlerden doğru dürüst anlayan Avrupalılarla görüşüyoruz. "Gazetede okuduk. AB istiyor diye şöyle şöyle kanunlar çıkarmışsınız. Biz şaşırdık" diyorlar. Kimisi düşmansa şöyle bir gülüyor. Biraz insancıl olanları ise "vah vah, ne yaptınız?" diyor. Avrupa'nın bu işlerden haberi bile yok. Kaç senedir, yazıyoruz, çiziyoruz, hâlâ uyuyoruz. İnsaf. Bir millet böyle ömrübillah uyutulamaz ki. Bir de millete yutturdular. "AB'ye gireceğiz. Herkes orada iş bulacak. Zengin olacak" dediler.
"ON SENEYE KALMAZ DA?ILIR"
n Bize iş vermeyecek mi AB?
Sinanoğlu- Ben AB ülkelerinden daha yeni geldim. AB'nin en önemli ülkesi Almanya'nın altı ay içinde daha da fakirleştiğini gözünle görüyorsun. Almanya en düzgün ülkelerden biridir. Herşeyi muntazamdır. Ama tramvay yollarında her tarafı ot bürümüş. "Ne oldu sizin Almanya'ya?" diyoruz. "Ne yapalım. Belediyenin parası yok" diyor. İşsizlik almış yürümüş. Almanya'nın merkez bankası gibi en büyük bankaları yabancıların eline geçti. Onlara borsa numaraları çekmişler. Zayıf durumda bırakmışlar. Sonra da hisselerini ucuza toplamışlar. Siz hangi AB'den bahsediyorsunuz? Avrupa'nın en büyük adamlarından, işin başında olan adamlardan biri geçen sene Le Monde iki sayfa yazmıştı. "Hangi AB? Burası 10 seneye kalmaz dağılır" diyordu.
n Yani dağılan bir birliğe mi girmeye çalışıyoruz biz?
Sinanoğlu- Avrupa ülkelerinde tabanda, AB'den memnun olan daha bir kişiye rastlamış değilim. Hepsi AB'den şikayetçi, hepsi Euro'dan kan ağlıyor. Vaktiyle söylemiştim. "Bu Euro ile Avrupa'yı soyacaklar, çökertecekler" demiştim. Küresel kraliyet olayının ara nağmesi Avrupa. Avrupa'nın başı belada, dertte. Avrupa'da şimdi "Fransa ve Almanya'yı bombalayacaklar" diye herkesin ödü patlıyor. ABD'de muazzam bir Avrupa, özellikle Fransa ve Almanya düşmanlığı körüklenmeye başladı. Amerikan ahalisini bir düşman icad edip, ona saldırtmak çok kolaydır. Ahaliyi bir kışkırtırlar, sonra da giderler oralarda bir şeyler yaparlar. Müslüman düşmanlığı zaten vardı. İki senedir de muazzam bir Avrupa düşmanlığı pompalanıyor. Avrupalıların da 3. Dünya harbi çıkacak diye ödü patlıyor. Durum bu iken, dünya birileri tarafından büyük bir uçuruma doğru sürükletilirken ertesi hafta Türkiye'ye geliyorsun, maçmış, popmuş, o parti imiş, bu parti imiş, AB imiş gibi bir sürü hikayelerle millet meşgul ediliyor.
n Türkiye'de estirilen hava şu: Avrupa bağrını açmış bizi bekliyor. "Gözlerimiz yollarda kaldı. Nerede kaldınız?" diyorlarmış.
Sinanoğlu- Adamlar her gün beyanat veriyor. "Biz bunları kesin almayız" diyor. Ondan sonra da "Şu tarihte belki sizinle görüşüp görüşmeyeceğimizi kararlaştırırız" diyor. Aslında işin aslı o değil. Bir kere sen Amerika'lı mı, Avrupa'lı mı olmak istiyorsun? Başka bir şey olmak isteyen, üç-beş kişi hariç zaten kalmadı. ABD ile AB birbirine karşı mı yoksa aynı takım mı? Görünüşte karşı gibi diyelim. En azından rakipse, Amerika, çantasında olan şeyi rakibine verir mi?
NE ZAMAN UYANACA?IZ?
n Demek ki biz daha yönümüzü bile çizmiş değiliz.
Sinanoğlu- Ne yönü, bize dışarıdan ne derlerse 50 senedir o oluyor. Her şey talimatlı oluyor. Bir millete bunlar, düşmanlar tarafından 10 sene yapılır. Sonra millet akıllanır, toparlanır. Ama bizde 50 senedir hep böyle gidiyor. Böyle milletleri tarihten silerler. Hâlâ "Çocuğumu koleje göndereceğim. İngilizce eğitim yapıyor" diyorlar. İngilizce eğitim yapıyor da ne oluyor. Çocuk, hiç bir şey öğrenemiyor. Bir de kimliğini kaybediyor. Türk olduğunun farkında değil. Müslümanlıktan haberi yok. Dünyadan haberi yok. Ondan sonra top, pob vs ile uğraşıyor. Okumadan imzayı basıyor. Toprakların verilmesi için beş tane gizli kanuna 550 milletvekili imzayı bastı. Yarın, öbür gün, "Buralar bizim, Siz çıkın, gidin" diyecekler.
n Türkiye'de mahalle satın alan İngilizler var.
Sinanoğlu- İngiliz mi bir bak bakalım. Acaba ne? Bir da bak bakalım aslında nedir?
Bütün dünya karışmış vaziyette. Buraya geliyoruz. Hiç kimsenin hiç bir şeyden haberi yok. Millet nelerle meşgul. Millet oyalanıyor. Türkiye adım adım götürülüyor. Adamlar gün almak için kanunlar çıkarıyor. AB'nin böyle bir şey istediği yok. Başkası bir taraftan Türkiye'yi tasfiye ederken millete ayarlı basınla "AB istiyor" diyorlar. Vatan elden gidiyor. Ne zaman uyanacağız? Türkiye'yi, adını, sanını tarihten yok etmek planı adım adım uygulanıyor. Şimdi 9'a 5 var.
AMERİKALILAR ZIRCAHİL
n İnşaallah bu beş dakika hiç geçmeyecek. Biraz önce Amerikan halkının çok cahil olduğunu söylediniz. Bizde ise Amerika deyince çok bilinçli, çok kültürlü akla geliyor. Bu cahillik meselesini biraz açabilir misiniz?
Sinanoğlu- İngilizlerde bir avam, bir de asilzadeler, lordlar vardır. İkisinin de ayrı meclisi vardır. Avam kamarası, lordlar kamarası vardır. Sınıf farkı hâlâ vardır. Bu, Amerika'ya da geçti. Amerika, lordlar istemedi. Ama para asilzadeleri türedi. Bir de en fazla bir milyon kişiden oluşan çok iyi yetişmiş, her şeye kafası çalışan, Amerika'yı Amerika yapan bir üst sınıf da vardır. Bunların eğitim sistemi de farklıdır. Halk çocuklarının gittiği okuldan halk şikayetçidir. Bir eyaletin en iyi liselerinden birinde matematik dersini kaç senedir futbol koçu verirmiş. Bir de Türkiye'den 30-50 bin dolar vererek gelen öğrencilerin büyük çoğunluğu bu fasulye üniversitelere gider. Bir iki milyonluk takımın eğitimi şato gibi yerlerde özel okullarda olur. Oradan çıkanlar da Harvard ve Yale gibi üniversitelere, Osmanlı Devletinin Enderun'u gibi okullara gider. Amerika'nın iki tane Enderun'u vardır. Hükümetmiş, siyasilermiş hepsi bu iki enderundan çıkar. Sayı da az tutulur. Öbürlerinde 50 bin öğrenci vardır. Bunlarda doktora dahil altı binden fazla yoktur. 270 milyonu tamamıyla kara cahil yetiştirirler. Şartlandırırlar. Bunlar hemen inanırlar. Gaza gelirler. Dünyadan haberleri yoktur. Irak neresi, Türkiye neresi, hiç haberleri bile yoktur. Baştakilerin dediklerine teşnedirler. Diyelim, Müslümanlar, Avrupalılar, karşı geldikleri zaman hemen "asalım, keselim, nükleer bomba atalım" derler. Ayak takımından gelen askerleri görüyorsunuz, neler yapıyorlar. Bunları mezheplerle bağlamışlar. Armageddon savaşı meselesi var ya, işte 2000'lerin başlarında Ortadoğu'da büyük bir savaş olacak, her taraf yerle bir olacak, Müslümanlar yok edilecek, ondan sonra da bunların mesihleri gelecek; böyle yutturmuşlar. Bunlar da "Aman bir an evvel oraları bitirelim de mesihimiz gelsin" diyorlar. % 60 böyle abuk sabuk şeylerle uğraşıyor. Bir de "ortalık yıkılacak, dünyanın sonu gelecek. Biz ne olacağız?" demesinler diye "Bizim takımdan olanlar, her yer yerle bir olurken tanrı tarafından alınacak, Cennet'te korunacak" demişler, yutturmuşlar. % 40 da aklı başında insanlardan oluşuyor. ABD'nin temeli bozuldu, anayasası işlemez oldu, diye ağlaşan % 40 insan var. Dünya böyle. Ortalık çok feci. Türkiye ise AB gün verecek diye vakit geçiriyor. Her ülkede satılmışlar vardır.
SATILMIŞLARIN
MİKTARI ARTTI
n Türkiye'de de var mı?
Sinanoğlu- Türkiye kadar Afrika'da bile bulamazsın. Hiç bir yerde bulamazsın. Niye bu kadar çok arttı? Haitili bir arkadaş bir gün "Kültürün gitmişse her şeyin gitmiş demektir" dedi. Biz de 20 seneden beri yazdık ki "Türkçen giderse her şeyin gider." Çünkü Türkçen giderse kültürün, gönlün, geleneklerin, inançların, tasavvufun, herşeyin gider. Ondan sonra topraklarını, fabrikalarını, tarımını da götürürler, aç bırakırlar, seni keserler. Milletin gelenekleri, tasavvufu, inançlarına makas atıldıktan sonra, eğitimde de tarzan, ana okullarında Micky Mouse yetiştirirsen olacağı budur. Milleti millet yapan ortak unsurlar kalmadıkça satılmışların miktarı da arttı.
n "Biz Bizansın çocuklarıyız" diyenlerin sayısı da arttı.
Sinanoğlu- Artar. Onlar Bizansın çocuklarıdır, doğru. Ama biz değiliz. Biz, Asya'dan gelmiş, 10 binlerce yıldır dünyanın en büyük medeniyetini, en büyük devletlerini kurmuş, Batı'ya da 1700'lere kadar ilmi, tıbbı, matematiği, cebiri, bunların hepsini öğretmiş şerefli bir milletin torunlarıyız.
AFRİKA'DA BİLE BÖYLE ÜLKE YOK
n Amerika'nın Türkiye'yi AB'ye bırakmayacağını söylediniz. Arada gizli bir kavga mı var?
Sinanoğlu- 1945'ten beri burayı kim yönetiyor? Bütün malları, tarımı, bankaları ile geldiler, bizimkileri yok ettiler. Soya fasulyesini Türkiye'de yasaklatıyor. Çünkü burada kendi getirip satıyor. Buğdayı, tütünü öyle yaptılar. Bütün bunlar elinde olan bir devlet, hâlâ herşeye evet demeyen Avrupa'ya seni verir mi? Sen olsan rakibine en kıymetli varlığını verir misin? O bakımdan "AB istiyor" diye çıkartılan kanunların AB ile alakası yok. Dünyayı yok etmek isteyen küresel kraliyetçilerin -yakında Amerikanın da başına bela oluyorlar- işi bu. Onlar dedirtiyor. Buradaki gizli cemiyet üyesi gibi kuyruklar da "eyvallah" deyip imzayı basıyorlar. Hatta görmeden basıyorlar. Bu, en az 50 yıldır devam ediyor.
n Ne acı bir durum bu değil mi?
Sinanoğlu- Acı durum tabiî. Ama acıyı bilmezsen kafanı kestikleri zaman haberin olmaz. Hayrettir ki toplu halde millet intihar ediyor. Azmanistan çökse bile hemen bağımsız olup bu ülke kendini toparlar mı? Hayır! Çünkü en kötü sömürgeleşme gönüllerin, kafaların sömürgeleşmesidir. Bize bu yapıldı. Eğitimle yapıldı. İşin temeli eğitimdir. Onun için veliler okula gitsin. "Doğru-dürüst eğitim yapın" desin. "Çocuğum meslekini, kendi tarihini dosdoğru öğrensin. Kültürüne vakıf olsun" desin. Önce eğitim-kültür işini halletmek şart. Yoksa tarihten silineceğiz. 2-3 yılda bir bakan değişir. Yeni bakan işin aslını öğreninceye kadar asıllar getirir sana her şeyi imzalatır. Afrika'da bile böyle bir ülke yok. Onun için bunu iktidardan beklemeyin. İş velilere düşüyor. n