Bu öğretim kurumlarında 10 Eylül 2001'de başlayan 2001-2002 eğitim-öğretim yılının ilk yarısı, dün sona erdi. İlköğretim ve ortaöğretim kurumlarında okuyan öğrenciler, dün karnelerini alarak yarıyıl tatiline girdiler. İlköğretim, ortaöğretim ve yaygın eğitim kurumlarında okuyan yaklaşık 16 milyon öğrenci ile 555 bin öğretmen, iki hafta süreyle tatil yapacaklar.
Eğitim-öğretim yılının ikinci yarısı, Kurban Bayramı'ndan 1 gün sonra, 26 Şubat 2002 Salı günü başlayacak. 2001-2002 eğitim-öğretim yılı, 14 Haziran Cuma günü sona erecek.
Bol sınavlı ikinci dönem
2001-2002 eğitim-öğretim yılının ikinci yarısı, ilköğretim ve ortaöğretim kurumları öğrencileri için yoğun geçecek. İlköğretimin, 4, 5, 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerine yönelik, Mart ayında Türkiye genelinde sınav yapılacak.
Açıköğretim Lisesi sınavları da 25-26 Mayıs 2002 tarihlerinde gerçekleştirilecek. Özel okullar sınavı 2 Haziran 2002 Pazar günü yapılacak. Bu sınavın başvuruları, 4-18 Mart 2002 tarihleri arasında alınacak.
İlköğretim son sınıf öğrencileri, 9 Haziran 2002 Pazar günü, fen ve Anadolu liseleri ile meslek liselerine öğrenci alınması amacıyla yapılacak Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı'na katılacaklar.
Bu sınavdan bir hafta sonra 16 Haziran 2002 tarihinde, lise son sınıf öğrencileri, üniversiteye girebilmek için Öğrenci Seçme Sınavı'nda ter dökecekler.
ÖSS'den bir hafta sonra 23 Haziran 2002'de de üniversitelerin yabancı dil ile ilgili bölümlerine alınacak öğrencilere yönelik Yabancı Dil Sınavı gerçekleştirilecek. İlköğretim ve ortaöğretim kurumlarının ara sınıflarındaki öğrenciler de 22 Haziran Cumartesi günü, Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı'na girecekler.
Tatilde eğlenmek her çocuğun hakkı
Prof. Dr. Ayla Oktay, tatilde çocukların iyi dinlenmeleri ve iyi eğlenmelerinin birinci öncelik olduğunu belirterek, "Dersler nedeniyle yapılamayan sinemaya, tiyatroya, müzeye gitmek, doğal çevrede tabiatla baş başa olmak gibi etkinlikler, yaşıtlarıyla birarada olabileceği faydalı toplantılar yapılabilir. Evde kaldığı zaman dilimlerinde, ders sırasında okuyamadığı, yaşına uygun eserler okuyabilir" dedi.
Uzmanlar, ilk ve orta öğretimde yarın son ders zilinin çalmasıyla birlikte başlayacak 15 günlük yarıyıl tatilinde, çocukların karne stresinden uzaklaşıp eğlenmelerini önerirken, bu süre içinde tiyatro, sinema ve çeşitli şovların düzenleneceği etkinlikler, küçük konuklarını bekliyor. Marmara Üniversitesi (MÜ) Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ayla Oktay, tatilin dinlenme zamanı olduğunu belirterek, birinci önceliğin eğlenceye verilmesi gerektiğini kaydetti. Ailelerin karneleri çok iyi olmasa da çocuklarına tatili "haram etmemeleri" gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Oktay, karnenin çocukların sadece öğrendiklerinin bir bölümünün değerlendirildiği bir gösterge olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Oktay, şunları söyledi:
"Karne, çocuğun bütününün değerlendirilmesi değil. Çocuğun değerinin karne olmadığının, notla sınırlı olmadığının unutulmaması lazım. Çocuk, çok değerli bir varlık. Okulda daha az başarılı olabilir ama onun başka alanlardaki başarılarını da görmek lazım. Başarısız olduğu konularda yardımcı olmak, ama hayatını karartıcı bir tavır göstermemek lazım. Tatilde çocukların iyi dinlenmeleri, iyi eğlenmeleri birinci öncelik. Dersler nedeniyle yapılamayan sinemaya, tiyatroya, müzeye gitmek, doğal çevrede tabiatla baş başa olmak gibi etkinlikler, yaşıtlarıyla birarada olabileceği faydalı toplantılar yapılabilir. Evde kaldığı zaman dilimlerinde, ders sırasında okuyamadığı, yaşına uygun eserler okuyabilir."
Bıraksınlar çocuklar, 15 gün doya doya yaşasınlar
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey, velilere karne uyarısında bulunarak, "Anne-babalara diyorum ki, eğitimin her zaman telafisi olur ama kaybedilen bir çocuğun telafisi olmaz" dedi. Balıbey, yaptığı açıklamada, bu yıl ilk kez rehberlik merkezince hazırlanan "veli karnesi"nin dağıtıldığını belirterek, bu karnede velilerin öğrencilere karşı nasıl bir yaklaşım izlemeleri gerektiğinin anlatıldığını söyledi.
"Her şey not değildir" diyen Balıbey, çocuklara ne olursa olsun sevecen yaklaşılmasının önemini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Anne-babalara diyorum ki, eğitimin her zaman telafisi olur ama kaybedilen bir çocuğun telafisi olmaz. Onları bir yatırım aracı olarak görmeyin. Bazı anne-babalar, çocukları yatırım olarak görüyorlar. 'Ben seni özel okula gönderdim, dershaneye gönderdim, kursa gönderdim, şu kadar para verdim, sen karşılığında bana bunu mu bana yapacaktın' dememeliler. Anne-baba, zaten çocuğuna karşı görevini yerine getiriyor. Yani onu yatırım aracı olarak görmemeli, istikbalini hazırlamak için bir ebeveyn olarak sorumluluk hissetmeli ama çocuğa bunun hesabını sormamalı. Bunu, velilerden özellikle rica ediyorum. Çocuklar da özellikle bunu istiyorlar. Çocukların eksiklerini sorgulayan kaşla, gözle, jestle, mimikle dahi olsa bir ifade ile karşılarına çıkılmamalı. Zaten notu kırık gelmişse, çocuk, psikolojik olarak ezik durumdadır. Asıl bu durumda çocuklara sahip çıkılması lazım."
Yarı yıl tatili için öneriler
Anne ve babaların yarı yıl tatili öncesinde çocuklarına daha fazla ilgi göstermeleri gerektiği bildirildi. Fırat Üniversitesi (F.Ü) Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuri Gömleksiz, yaptığı açıklamada, ailelerin çocuklarının eğitim dönemlerinin ilk yarısının sonucunu getirecekleri karnelerle öğreneceklerini ve ailelerin bu dönemde çocuklarına karşı hassas davranmaları gerektiğini kaydetti. Öğrencilerin iyi not aldıkları gibi kötü notlar da alabildiklerine işaret eden Gömleksiz, şöyle dedi: "Ailelerin özellikle kötü not getirmesi nedeniyle çocukların üzerinde baskı kurmaları ve başkaları ile kıyaslama yapmaları çocuk üzerinde olumsuz etkiler doğurur. Bu davranışların sonucunda istenmeyen olaylar yaşanabilir. Baskı gören çocuklar, evden kaçabilir, okula ilgileri azalabilir ve intihara yönelme olabilir. Aileler yarı yıl tatili öncesinde çocuklarına daha fazla ilgi göstersin. Ayrıca, öğrencilerin tatil süresince ders çalışmayıp başka uğraşlara yönelmeleri ve tatil süresini en iyi bir şekilde değerlendirmesi gerekmektedir."
Ödev verilmesin
Notun çok da önemli olmadığına dikkati çeken Ömer Balıbey, şunları kaydetti: "2 milyon 80 öğrenci, İstanbul'da karne alacak. Bunların bir kısmının notları kırık gelecek. Bizim de kırık geldi notlarımız... Not kırık olabilir, öğretmenler kurulunda geçebilir, ikmale kalabilir, not yükseltme sınavına girebilir, sınıf tekrarı yapabilir, ara verebilirler. Bunlar çok önemli değildir. 2 milyon öğrencinin çok huzurlu şekilde tatile girmelerini istiyoruz. Çocuklar dinlensinler. Eksikleri varsa baksınlar, ama daha çok dinlensinler. Sinemaya gitsinler, kitap okusunlar, spor yapsınlar, boş zamanlarını iyi değerlendirsinler."
Eğitim-öğretim yılının ikinci yarısı, Kurban Bayramı'ndan 1 gün sonra, 26 Şubat 2002 Salı günü başlayacak. 2001-2002 eğitim-öğretim yılı, 14 Haziran Cuma günü sona erecek.
Bol sınavlı ikinci dönem
2001-2002 eğitim-öğretim yılının ikinci yarısı, ilköğretim ve ortaöğretim kurumları öğrencileri için yoğun geçecek. İlköğretimin, 4, 5, 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerine yönelik, Mart ayında Türkiye genelinde sınav yapılacak.
Açıköğretim Lisesi sınavları da 25-26 Mayıs 2002 tarihlerinde gerçekleştirilecek. Özel okullar sınavı 2 Haziran 2002 Pazar günü yapılacak. Bu sınavın başvuruları, 4-18 Mart 2002 tarihleri arasında alınacak.
İlköğretim son sınıf öğrencileri, 9 Haziran 2002 Pazar günü, fen ve Anadolu liseleri ile meslek liselerine öğrenci alınması amacıyla yapılacak Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı'na katılacaklar.
Bu sınavdan bir hafta sonra 16 Haziran 2002 tarihinde, lise son sınıf öğrencileri, üniversiteye girebilmek için Öğrenci Seçme Sınavı'nda ter dökecekler.
ÖSS'den bir hafta sonra 23 Haziran 2002'de de üniversitelerin yabancı dil ile ilgili bölümlerine alınacak öğrencilere yönelik Yabancı Dil Sınavı gerçekleştirilecek. İlköğretim ve ortaöğretim kurumlarının ara sınıflarındaki öğrenciler de 22 Haziran Cumartesi günü, Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı'na girecekler.
Tatilde eğlenmek her çocuğun hakkı
Prof. Dr. Ayla Oktay, tatilde çocukların iyi dinlenmeleri ve iyi eğlenmelerinin birinci öncelik olduğunu belirterek, "Dersler nedeniyle yapılamayan sinemaya, tiyatroya, müzeye gitmek, doğal çevrede tabiatla baş başa olmak gibi etkinlikler, yaşıtlarıyla birarada olabileceği faydalı toplantılar yapılabilir. Evde kaldığı zaman dilimlerinde, ders sırasında okuyamadığı, yaşına uygun eserler okuyabilir" dedi.
Uzmanlar, ilk ve orta öğretimde yarın son ders zilinin çalmasıyla birlikte başlayacak 15 günlük yarıyıl tatilinde, çocukların karne stresinden uzaklaşıp eğlenmelerini önerirken, bu süre içinde tiyatro, sinema ve çeşitli şovların düzenleneceği etkinlikler, küçük konuklarını bekliyor. Marmara Üniversitesi (MÜ) Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ayla Oktay, tatilin dinlenme zamanı olduğunu belirterek, birinci önceliğin eğlenceye verilmesi gerektiğini kaydetti. Ailelerin karneleri çok iyi olmasa da çocuklarına tatili "haram etmemeleri" gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Oktay, karnenin çocukların sadece öğrendiklerinin bir bölümünün değerlendirildiği bir gösterge olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Oktay, şunları söyledi:
"Karne, çocuğun bütününün değerlendirilmesi değil. Çocuğun değerinin karne olmadığının, notla sınırlı olmadığının unutulmaması lazım. Çocuk, çok değerli bir varlık. Okulda daha az başarılı olabilir ama onun başka alanlardaki başarılarını da görmek lazım. Başarısız olduğu konularda yardımcı olmak, ama hayatını karartıcı bir tavır göstermemek lazım. Tatilde çocukların iyi dinlenmeleri, iyi eğlenmeleri birinci öncelik. Dersler nedeniyle yapılamayan sinemaya, tiyatroya, müzeye gitmek, doğal çevrede tabiatla baş başa olmak gibi etkinlikler, yaşıtlarıyla birarada olabileceği faydalı toplantılar yapılabilir. Evde kaldığı zaman dilimlerinde, ders sırasında okuyamadığı, yaşına uygun eserler okuyabilir."
Bıraksınlar çocuklar, 15 gün doya doya yaşasınlar
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey, velilere karne uyarısında bulunarak, "Anne-babalara diyorum ki, eğitimin her zaman telafisi olur ama kaybedilen bir çocuğun telafisi olmaz" dedi. Balıbey, yaptığı açıklamada, bu yıl ilk kez rehberlik merkezince hazırlanan "veli karnesi"nin dağıtıldığını belirterek, bu karnede velilerin öğrencilere karşı nasıl bir yaklaşım izlemeleri gerektiğinin anlatıldığını söyledi.
"Her şey not değildir" diyen Balıbey, çocuklara ne olursa olsun sevecen yaklaşılmasının önemini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Anne-babalara diyorum ki, eğitimin her zaman telafisi olur ama kaybedilen bir çocuğun telafisi olmaz. Onları bir yatırım aracı olarak görmeyin. Bazı anne-babalar, çocukları yatırım olarak görüyorlar. 'Ben seni özel okula gönderdim, dershaneye gönderdim, kursa gönderdim, şu kadar para verdim, sen karşılığında bana bunu mu bana yapacaktın' dememeliler. Anne-baba, zaten çocuğuna karşı görevini yerine getiriyor. Yani onu yatırım aracı olarak görmemeli, istikbalini hazırlamak için bir ebeveyn olarak sorumluluk hissetmeli ama çocuğa bunun hesabını sormamalı. Bunu, velilerden özellikle rica ediyorum. Çocuklar da özellikle bunu istiyorlar. Çocukların eksiklerini sorgulayan kaşla, gözle, jestle, mimikle dahi olsa bir ifade ile karşılarına çıkılmamalı. Zaten notu kırık gelmişse, çocuk, psikolojik olarak ezik durumdadır. Asıl bu durumda çocuklara sahip çıkılması lazım."
Yarı yıl tatili için öneriler
Anne ve babaların yarı yıl tatili öncesinde çocuklarına daha fazla ilgi göstermeleri gerektiği bildirildi. Fırat Üniversitesi (F.Ü) Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuri Gömleksiz, yaptığı açıklamada, ailelerin çocuklarının eğitim dönemlerinin ilk yarısının sonucunu getirecekleri karnelerle öğreneceklerini ve ailelerin bu dönemde çocuklarına karşı hassas davranmaları gerektiğini kaydetti. Öğrencilerin iyi not aldıkları gibi kötü notlar da alabildiklerine işaret eden Gömleksiz, şöyle dedi: "Ailelerin özellikle kötü not getirmesi nedeniyle çocukların üzerinde baskı kurmaları ve başkaları ile kıyaslama yapmaları çocuk üzerinde olumsuz etkiler doğurur. Bu davranışların sonucunda istenmeyen olaylar yaşanabilir. Baskı gören çocuklar, evden kaçabilir, okula ilgileri azalabilir ve intihara yönelme olabilir. Aileler yarı yıl tatili öncesinde çocuklarına daha fazla ilgi göstersin. Ayrıca, öğrencilerin tatil süresince ders çalışmayıp başka uğraşlara yönelmeleri ve tatil süresini en iyi bir şekilde değerlendirmesi gerekmektedir."
Ödev verilmesin
Notun çok da önemli olmadığına dikkati çeken Ömer Balıbey, şunları kaydetti: "2 milyon 80 öğrenci, İstanbul'da karne alacak. Bunların bir kısmının notları kırık gelecek. Bizim de kırık geldi notlarımız... Not kırık olabilir, öğretmenler kurulunda geçebilir, ikmale kalabilir, not yükseltme sınavına girebilir, sınıf tekrarı yapabilir, ara verebilirler. Bunlar çok önemli değildir. 2 milyon öğrencinin çok huzurlu şekilde tatile girmelerini istiyoruz. Çocuklar dinlensinler. Eksikleri varsa baksınlar, ama daha çok dinlensinler. Sinemaya gitsinler, kitap okusunlar, spor yapsınlar, boş zamanlarını iyi değerlendirsinler."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.