Tatlı Su kaynaklarının önemi ve bekleyen tehlikeler
Dünya Ekonomik Forumu’nun belirttiği üzere, son on yılda dünya ekonomisini tehdit eden ilk beş riskin tamamı çevresel faktörlerle ilişkili
27.04.2024 10:10:00
Hasan Parlak
Hasan Parlak
Dünya Ekonomik Forumu'nun belirttiği üzere, son on yılda dünya ekonomisini tehdit eden ilk beş riskin tamamı çevresel faktörlerle ilişkili.
Bu riskler arasında iklim değişikliğine yönelik eylemlerdeki başarısızlık, aşırı hava olayları, biyolojik çeşitlilik kaybı, doğal kaynak krizi ve insanın doğaya verdiği zarar bulunuyor.
Türkiye'de ise bir yandan kuraklık, diğer yandan sel felaketleri gündemi meşgul ediyor. Doğa olayları, plansızlık ve doğaya yapılan yanlış müdahalelerle felakete dönüşebiliyor.
Yaşamın devamı için tatlı su
Yerküre üzerindeki suyun tamamı beş litrelik bir şişeye konsa, insanların erişebileceği tatlı su miktarı yalnızca bir yemek kaşığı kadar.
Erişilebilir tatlı su miktarı, dünyanın toplam su varlığının yüzde 1'inden bile az. Yeterli miktarda ve kaliteli bir suyun varlığı, tatlı su ekosistemlerinin olduğu kadar, gıda güvencesinin ve sürdürülebilir kalkınmanın, dolayısıyla insanlığın geleceğinin de temel koşulu.
Su kaynaklarının kısıtlılığı
Gıda güvenliği ve enerji güvencesi, ekonomik büyüme, iklim değişikliğiyle mücadele ve biyolojik çeşitlilik kaybının önlenmesi gibi birçok konunun temelinde su kaynaklarının sürdürülebilirliği yatıyor. Su kaynaklarının kısıtlı olması veya aşırı kullanımı artık hepimizi ilgilendiriyor.
Tehlike çanları: su kıtlığı
Küresel ölçekte su tüketimi her geçen gün artarken, küresel ısınma nedeniyle iklimdeki değişim, aşırı hava olaylarının sıklaşması ve temiz su kaynaklarının kirlenmesi, temiz tatlı su kaynaklarının giderek tükenmesine neden oluyor.
Dünya ülkelerinin üçte birinin suya erişimi yok veya çok kısıtlı. Dünya nüfusunun %18'i ise temiz suya ulaşamıyor. Su kaynaklarının azalması, göç ve salgın hastalıklar gibi olumsuz etkilere yol açıyor.
Sonuç
Tatlı su kaynaklarının korunması, sadece çevresel bir sorumluluk değil, aynı zamanda ekonomik, kültürel, sosyal ve sağlık açısından da hayati öneme sahip.
Su kaynaklarını koruma ve sürdürülebilir kullanımına yönelik çabalar, gelecek nesiller için temiz ve yeterli su kaynaklarının varlığını güvence altına almak için şarttır.
Bu riskler arasında iklim değişikliğine yönelik eylemlerdeki başarısızlık, aşırı hava olayları, biyolojik çeşitlilik kaybı, doğal kaynak krizi ve insanın doğaya verdiği zarar bulunuyor.
Türkiye'de ise bir yandan kuraklık, diğer yandan sel felaketleri gündemi meşgul ediyor. Doğa olayları, plansızlık ve doğaya yapılan yanlış müdahalelerle felakete dönüşebiliyor.
Yaşamın devamı için tatlı su
Yerküre üzerindeki suyun tamamı beş litrelik bir şişeye konsa, insanların erişebileceği tatlı su miktarı yalnızca bir yemek kaşığı kadar.
Erişilebilir tatlı su miktarı, dünyanın toplam su varlığının yüzde 1'inden bile az. Yeterli miktarda ve kaliteli bir suyun varlığı, tatlı su ekosistemlerinin olduğu kadar, gıda güvencesinin ve sürdürülebilir kalkınmanın, dolayısıyla insanlığın geleceğinin de temel koşulu.
Su kaynaklarının kısıtlılığı
Gıda güvenliği ve enerji güvencesi, ekonomik büyüme, iklim değişikliğiyle mücadele ve biyolojik çeşitlilik kaybının önlenmesi gibi birçok konunun temelinde su kaynaklarının sürdürülebilirliği yatıyor. Su kaynaklarının kısıtlı olması veya aşırı kullanımı artık hepimizi ilgilendiriyor.
Tehlike çanları: su kıtlığı
Küresel ölçekte su tüketimi her geçen gün artarken, küresel ısınma nedeniyle iklimdeki değişim, aşırı hava olaylarının sıklaşması ve temiz su kaynaklarının kirlenmesi, temiz tatlı su kaynaklarının giderek tükenmesine neden oluyor.
Dünya ülkelerinin üçte birinin suya erişimi yok veya çok kısıtlı. Dünya nüfusunun %18'i ise temiz suya ulaşamıyor. Su kaynaklarının azalması, göç ve salgın hastalıklar gibi olumsuz etkilere yol açıyor.
Sonuç
Tatlı su kaynaklarının korunması, sadece çevresel bir sorumluluk değil, aynı zamanda ekonomik, kültürel, sosyal ve sağlık açısından da hayati öneme sahip.
Su kaynaklarını koruma ve sürdürülebilir kullanımına yönelik çabalar, gelecek nesiller için temiz ve yeterli su kaynaklarının varlığını güvence altına almak için şarttır.
