Birleşmiş Milletler (BM) Barış Koruma Operasyonları Şefi Herve Ladsous, Suriye’deki olayları bir “iç savaş” olarak niteledi.
İlk defa bir BM yetkilisi Suriye’de yaşananları iç savaş olarak ifade etmiş oldu.
İç savaşa müdahale ise bağımsız bir devletin iç işlerine müdahale manasına geliyor.
Bu durumda Suriye’de yaşananlara dışarıdan destek verenler, Esad’ın gitmesini yani meşru hükümetin devrilmesini talep edenler aslında bağımsız bir devlete müdahale etmekteler.
İngiliz Independent gazetesinin haberine göre, Körfez ülkelerinden Suudi Arabistan ve Katar Ankara’nın bilgisi dâhilinde Suriyeli muhalifleri silahlandırıyor.
Sınırlarımızda kurulan konteynır kentlerde devletin imkânları ile barınan ve Özgür Suriye Ordusu’na bağlı güçler Suriye’ye sınır ötesi harekat düzenledikten sonra tekrar bu konteynırlara dönüyorlar.
Bunlar basına yansıyan ve aksi şekilde olduğu açıklanmamış gerçekler.
Bu çerçeveden bakıldığında Türkiye, bağımsız bir devletin iç işlerine karışıyor.
ABD’nin uydusu olan Katar’ın veya Körfez ülkelerinin bu desteği anlaşılır da, Türkiye’nin hangi gerekçe ile karşı safta yer aldığı düşündürücüdür.
Ancak şu anda iş birliği yaptığımız, aynı safta yer aldığımız devletlerin günün birinde başka devletler ile birleşerek aynı oyunu bize oynayacağı da unutulmamalı.
Bunun bir örneği Kaddafi, bir diğeri de Mübarek’tir. Biri linç edildi, diğeri müebbet hapse mahkum edildi.
Ülkeleri talan ediliyor. Halkları bu devrik liderleri mumla arıyor.
Demek ki, demokrasi ve insan hakları, Batının işgal harekâtında kullandığı “etkileyici” kelimelerden başka bir şey değil.
Olayın bir başka vahim tarafı da “iç savaş” olarak ifade edilen durumun Batının ajan faaliyetleri ile çıkarılmış olması
Yoksa Suriye halkı bir sene evveline kadar Esad’dan son derece memnundu.
Gelinen nokta dışarıdan silah ve mühimmat desteği ile çatışmaları başlatan Özgür Suriye Ordusu’dur.
İster iç savaşa müdahale olarak nitelensin, ister muhalefeti desteklemek olarak yorumlansın, her ikisi de ucu ileride bize dokunacak tehlikeli hareketlerdir.
İlk defa bir BM yetkilisi Suriye’de yaşananları iç savaş olarak ifade etmiş oldu.
İç savaşa müdahale ise bağımsız bir devletin iç işlerine müdahale manasına geliyor.
Bu durumda Suriye’de yaşananlara dışarıdan destek verenler, Esad’ın gitmesini yani meşru hükümetin devrilmesini talep edenler aslında bağımsız bir devlete müdahale etmekteler.
İngiliz Independent gazetesinin haberine göre, Körfez ülkelerinden Suudi Arabistan ve Katar Ankara’nın bilgisi dâhilinde Suriyeli muhalifleri silahlandırıyor.
Sınırlarımızda kurulan konteynır kentlerde devletin imkânları ile barınan ve Özgür Suriye Ordusu’na bağlı güçler Suriye’ye sınır ötesi harekat düzenledikten sonra tekrar bu konteynırlara dönüyorlar.
Bunlar basına yansıyan ve aksi şekilde olduğu açıklanmamış gerçekler.
Bu çerçeveden bakıldığında Türkiye, bağımsız bir devletin iç işlerine karışıyor.
ABD’nin uydusu olan Katar’ın veya Körfez ülkelerinin bu desteği anlaşılır da, Türkiye’nin hangi gerekçe ile karşı safta yer aldığı düşündürücüdür.
Ancak şu anda iş birliği yaptığımız, aynı safta yer aldığımız devletlerin günün birinde başka devletler ile birleşerek aynı oyunu bize oynayacağı da unutulmamalı.
Bunun bir örneği Kaddafi, bir diğeri de Mübarek’tir. Biri linç edildi, diğeri müebbet hapse mahkum edildi.
Ülkeleri talan ediliyor. Halkları bu devrik liderleri mumla arıyor.
Demek ki, demokrasi ve insan hakları, Batının işgal harekâtında kullandığı “etkileyici” kelimelerden başka bir şey değil.
Olayın bir başka vahim tarafı da “iç savaş” olarak ifade edilen durumun Batının ajan faaliyetleri ile çıkarılmış olması
Yoksa Suriye halkı bir sene evveline kadar Esad’dan son derece memnundu.
Gelinen nokta dışarıdan silah ve mühimmat desteği ile çatışmaları başlatan Özgür Suriye Ordusu’dur.
İster iç savaşa müdahale olarak nitelensin, ister muhalefeti desteklemek olarak yorumlansın, her ikisi de ucu ileride bize dokunacak tehlikeli hareketlerdir.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018