Teknoloji çağının madeni: Manyezit

Türkiye 2014 yılında onlarca teknoloji fuarına ev sahipliği yaptı. Önümüzdeki hafta da yine Haliç Kongre Merkezi'nde Teknoloji Zirvesi fuarı yapılacak. Yapılan teknoloji fuarlarının hiçbirinde teknolojinin kaynağı, hammaddesi nedir?  Türkiye'de bu kaynaklar var mı? Varsa Türkiye'nin teknolojik gelişimine doğrudan sunuluyor mu? Çözüm yolları nedir? Sorularının üzerine gidilmedi. Kısacası işin özüne inilmedi.Eskişehir-Kütahya bölgesinde dünyanın gözünün üzerinde olduğu bir maden cevherimiz var: Manyezit madeni. Bu madenin önemini tek cümle ile özetlersek; "teknoloji çağının madeni" demek yanlış olmaz.Manyezit, ateşe dayanıklı malzemeler olarak bilinen Refrakter malzemelerin üretimi için aranan bir madendir. Yüksek ısıda fırın kullanan fabrikalara, cam, demir çelik, çimento fabrikalarının fırınlarına ısıya dayanıklı malzeme üretir. Mesela demir-çeliğin eritilip şekillenmesi Manyezit madenin kalıbı ile mümkün olmaktadır.Bir ülkenin sanayisinin ve teknolojisinin gelişmesi için gerekli hammadde kaynaklarının başında gelen Manyezit gelmektedir. Dünya'da ekonomik güç olmak isteyen demir-çelikten önce manyezite sahip olması gerekir diyebiliriz.Türkiye'nin manyezit rezervi 168 milyon tonla Dünyada ilk üç ülkeden biridir. Bu rakam ABD'nin manyezit rezervinin on katından fazladır.Bu kadar paha biçilemez bu milli servetimizi çıkaran KÜMAŞ; yıllık cirosu 134 milyon dolar, toplam faaliyet kârı 35.5 milyon dolarda iken 285.5 milyon dolara satılmıştır. Bu rakam, bu madenin stratejik önemini dikkate aldığımızda bedavadan bile daha az olduğu anlaşılacaktır.Hiçbir cevheri olmasa bile sadece bu maden Türkiye'yi bakmaya 100 yıl yeter. Çünkü dünya bu madeni almak zorundadır.Hiç soran oldu mu? Bu kadar kâr eden, uğruna savaşların bile çıkabileceği dünyanın bu en önemli madeni neden satılır? Hangi kamu yararı gözetilmiştir? Bu hazinenin kaymağı neden başkalarına yedirilir?"Babalar gibi satarım" sözü üzerinden 3 genel seçim, 3 yerel seçim, 2 referandum ve son olarak da Cumhurbaşkanlığı seçimi geçmiştir. Aynı satışlara hızla devam edenlere karşı; "dur bakalım bunlar senin babanın malı mı ki satıyorsun ?" demedi millet. Demediği gibi genel seçimlerin tamamında; bu madenleri devlet millet ortaklığı ile işletileceği taahhüdünü veren BTP lideri Prof. Haydar Baş'ı da göz ardı etti.Şimdi hazinelerimizin üzerinde iki grup oturuyor. Biri, hazineleri işletenler ki onlar çoktan zengin oldular. Diğeri de o zenginlerin eline bakan, borç içinde yüzen, işsizler grubu. Kimse halinden şikâyet etmediğine göre ağlamaya da hakkı yoktur.