Bizler 1960 sonrası terörü yaşamış insanlarız. Onun acımasızlığını çok iyi biliriz. O terörist gençlerin, sevgisiz büyüyen insanlar olduklarını psikologlar önümüze serdiler zaman zaman. Yine o gençlerin, ulusal gelirden gereği gibi yararlanamadıkları için düzene karşı çıktıkları için terörist olduklarını da sosyologlar yazdı çizdi sayfalarca.Genellikle geri kalmış ülkelerin gençleri baş kaldırmaktadır düzene. Gelir düzeyi yüksek ülkelerde hemen hemen terör yoktur; ama onlarda da terörü desteklemek vardır. Silah, para, insan yardımı yaparak orada karışıklık çıkarmak kendi çıkarını korumak için acımadan kan akıtırlar.Teröre desteğin bahanesi olamaz. Bu girişim ne din adına, ne toplum adına yapılmamalıdır. Hiçbir koşul öne sürülmeden terörle mücadele edilmesi gerekirken ne yazık ki gizli açık, Türk Hükümeti'nin ve Batılıların Suriye'deki teröre destek verdikleri artık su yüzüne çıkmıştır. Bilinmelidir ki bir ülkede terör himaye görür ve başkaları için beslenirse o gücü bir gün gelir destekleyen ülkeler de terörün gücünü enselerinde duyarlar. Bunun örneklerini geçmiş yıllarımızda bizde ve ABD'de Avrupa'da gördük ve yaşadık.1968 yılından beri ülkemiz terörle yattı kalktı. Solun farklı bölüntülerini temsil eden teröristler olduğu gibi sağın farklı anlayışlarını sergileyen teröristlerle sokakta, kurumlarda, işyerlerinde güçlerini denediklerini yaşadık. Belirli ülkelerin para, silah katkısıyla beslenen terör, bilinçsizce kendi insanını öldürmüştür öldürmektedir de. Aynı ülkelerden beslenen sağ ve sol terör örgütleri ülkemize zarar vermiş; ama silah tüccarlarına para kazandırmıştır. O zaman ülkemizi sağ görüşlü, sol görüşlü diye bölmüşlerdi. Şimdi de oyun aynı ama isimlendirme farklıdır. Bir taraftan mezhep kışkırtıcılığı yapılıyor diğer taraftan da dini açıdan inançlı, inançsız diye ötekileştirmeye çalışılıyor.Hele 30 yıldan beri ülkemizde etnik ayırım yapılarak PKK adıyla oluşturulan vurucu gücün arkasında yine yabancıların olduğu bir gerçektir. Bu güçler, ülkemizin kalkınmasını istemiyorlar. Ulusal gelirimizin silah tüccarlarının eline geçmesi için tavşana kaç tazıya tut diyorlar. Binlerce vatandaşımızı birbirine kırdırarak kanla beslenen bu acımasız kapitalizmin patronları kasalarını dolarla doldurmaktadırlar. Gözü yaşlı analar, dul kalan gelinler, yetim kalan çocuklar onların umurunda bile değildir.Yanı başımızda iç savaş devam ediyor. Savaş kışkırtıcıları, Libya'da, Mısır'da Irak'ta başarılı oldular. Meşru yönetime karşı iç isyan çıkarttırdılar. Ülkeye demokrasi getireceklerdi sözüm ona. Peki, ne oldu? O ülkelere belirsizlik, kan, yoksulluk getirdiler. Tek başardıkları, zengin petrol yataklarını kendi şirketlerine aktarmak?Aynı senaryo, aynı oyun Suriye'de oynanıyor. Ancak tutmadı. Çünkü oyuncuların bilmediği bir gerçek vardı ki artık Rusya on sene önceki Rusya değildi. Rus yönetimi Suriye'deki meşru yönetimi destekliyor ve desteklemeye de devam edeceğini bildiriyor. Buna karşın Türk Hükümeti, orada düşmancıl ve kışkırtıcı yol izlemektedir. Hükümetimizin o ülkedeki durumları tırmandırması başta Rusya olmak üzere birçok ülke hoş karşılamıyor. Uygulanan yanlış politikaların Türkiye'ye zarar vereceğini Rus Hükümet yetkilisi açık açık dile getiriyor.Aslında Suriye'de savaşan insanların çoğunun Suriye vatandaşı olmadığı ve orada savaşan grupların uluslararası radikalci grupların olduğu gerçeği ile karşı karşıya olduğumuzu belirtmekten geçemeyeceğim.Bağımsız Türkiye Partisi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde oy patlaması yapmışsa bunun arkasındaki nedenlerden biri de bu partinin Suriye siyasetidir. Hükümetin saldırgan politikasına karşın BTP, hükümetin bu yaklaşımını onaylamıyor. Saldırgan tutuma tepki gösteren BTP'ye oradaki vatandaşlar destek veriyor. Kısaca hükümetin aksine milletimiz savaş istemiyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yurtta barış, dünyada barış" isteminin uygulanmasını istiyor.Unutmayalım ki gerek ülkemizde gerekse başka ülkelerde oluşan terör denilen canavara destek olmak demek günü gelince o canavarın dişleri arasında yem olmak demektir.Bilmem yanılıyor muyum?
Ekrem Yazar / diğer yazıları
- Atatürk Gençlik ve Spor Bayramı / 20.05.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023