Amerika Birleşik Devletleri, bölgemiz üzerindeki emellerinden/heveslerinden/amaçlarından bir türlü vazgeçmiyor. Gün geçmesin ki ABD'ye ucu uzanan bir gelişme yaşanmasın.
Ülkemizde meydana gelen gelişmelerin birçoğunda ne yazık ki yurt dışındaki müttefik olarak bildiğimiz veya dost olarak bildiğimiz/tanımladığımız ülkelerin olduğunu görüyoruz. Bu elbette normal bir durum değildir. Sorgulanması gereken bir durumdur. Milletimizin olayları doğru yorumlaması ve sorgulaması gerekir. Ülkemize kim dost kim düşman bunu bilmemiz gerekir.
Her ülke kendine göre kriterleri öne sürerek tehdit algılamasını yapar ve gerek iç politika ve gerekse de dış politikasını buna göre belirler. Özellikle Ortadoğu bölgesinde bulunan devlet olarak bizim çok daha hassas davranarak dış ve iç politikalarımızı belirlememiz gerekir. Bulunduğumuz coğrafya en ufak bir hatayı bile kaldıramayacak kadar hassas nitelikte bir coğrafyadır. Gerek siyasi gerekse kültürel gerek doğal şartlar bulunduğumuz coğrafyanın önemini artırmaktadır.
Bölgenin en önemli ülkesi noktasındaki ülkemizin de önemi bu vesileyle daha çok artmaktadır. Yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızı çokluğu ve bolluğu ülkemizi belki de hedef ülke konumuna getirmiştir.
İşte bu ahval ve şerait içerisinde dahi vazifemiz Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini korumak olmalıdır. Muhtaç olduğumuz kudreti ise şurada burada dışarıda aramaya gerek yoktur. Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yurt dışı operasyonlarından bir tanesi olarak garada yaptığı operasyon hakikaten dikkatleri Türk ordusu üzerine çekmiştir. Türk ordusu burada çok ciddi bir operasyona imza atmıştır. Coğrafi koşullar, iklim şartları ve bölgenin yapısı değerlendirildiğinde Türk askerinin istediği zaman nasıl operasyonlara imza atacağını göstermesi bakımından çok önemlidir. Türk Ordusu Türk Askeri o sarp arazide görevini yapmıştır.
Burada asıl dikkat edilmesi gereken bir hususu işaret etmek istiyorum.
Yıllardır Türkiye'nin başına bela olan terör belası neden bir türlü gitmemektedir. Hangi odaklar teröre destek vermektedir. Teröre bitmek tükenmek bilmeyen maddi kaynak nereden gelmektedir. Terör hangi propagandaları yaparak yandaş bulmaktadır. Teröristlere ne vaat edilmektedir. Aslında bu soruların birçoğunun cevabı mevcuttur. Sınırlarımızın dışında ki terör örgütlerine yardım yapıldığını herkes biliyor. Destek verildiğini herkes biliyor. Kimin destek verdiğini de herkes biliyor. Fakat hiçbir şey yapılamıyor. Daha doğrusu istediğimiz gibi karşılık veremiyoruz. Terörün finansman ve insan kaynağını kesebilirsek ülkemiz için büyük bir rahatlama olacaktır. Bunun yolu da ülkemize ekonomisini güçlü tutmaktan geçmektedir.
Milli Ekonomi Modeli ve onun milli politikalarını ve sosyal devlet milli devlet projelerini uygulamak yeterli olacaktır. Zira ekonomik gerekçelerle terör örgütü tarafından kandırılan kesim bu vesileyle teröre kurban olmayacaktır. Prof.Dr.Haydar BAŞ'a ait olan Milli Ekonomi Modelini ve sosyal devlet milli devlet projelerini uygulamak zorundayız. Böylelikle her alanda var olan problemlerimizi aşmamız mümkün olacaktır.
BTP Genel Başkanı Sayın Hüseyin Baş bunları yapabilecek kabiliyetlidir. Omuz Omuza verirsek müreffeh yarınlar bizi beklemektedir.
Ülkemizde meydana gelen gelişmelerin birçoğunda ne yazık ki yurt dışındaki müttefik olarak bildiğimiz veya dost olarak bildiğimiz/tanımladığımız ülkelerin olduğunu görüyoruz. Bu elbette normal bir durum değildir. Sorgulanması gereken bir durumdur. Milletimizin olayları doğru yorumlaması ve sorgulaması gerekir. Ülkemize kim dost kim düşman bunu bilmemiz gerekir.
Her ülke kendine göre kriterleri öne sürerek tehdit algılamasını yapar ve gerek iç politika ve gerekse de dış politikasını buna göre belirler. Özellikle Ortadoğu bölgesinde bulunan devlet olarak bizim çok daha hassas davranarak dış ve iç politikalarımızı belirlememiz gerekir. Bulunduğumuz coğrafya en ufak bir hatayı bile kaldıramayacak kadar hassas nitelikte bir coğrafyadır. Gerek siyasi gerekse kültürel gerek doğal şartlar bulunduğumuz coğrafyanın önemini artırmaktadır.
Bölgenin en önemli ülkesi noktasındaki ülkemizin de önemi bu vesileyle daha çok artmaktadır. Yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızı çokluğu ve bolluğu ülkemizi belki de hedef ülke konumuna getirmiştir.
İşte bu ahval ve şerait içerisinde dahi vazifemiz Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini korumak olmalıdır. Muhtaç olduğumuz kudreti ise şurada burada dışarıda aramaya gerek yoktur. Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yurt dışı operasyonlarından bir tanesi olarak garada yaptığı operasyon hakikaten dikkatleri Türk ordusu üzerine çekmiştir. Türk ordusu burada çok ciddi bir operasyona imza atmıştır. Coğrafi koşullar, iklim şartları ve bölgenin yapısı değerlendirildiğinde Türk askerinin istediği zaman nasıl operasyonlara imza atacağını göstermesi bakımından çok önemlidir. Türk Ordusu Türk Askeri o sarp arazide görevini yapmıştır.
Burada asıl dikkat edilmesi gereken bir hususu işaret etmek istiyorum.
Yıllardır Türkiye'nin başına bela olan terör belası neden bir türlü gitmemektedir. Hangi odaklar teröre destek vermektedir. Teröre bitmek tükenmek bilmeyen maddi kaynak nereden gelmektedir. Terör hangi propagandaları yaparak yandaş bulmaktadır. Teröristlere ne vaat edilmektedir. Aslında bu soruların birçoğunun cevabı mevcuttur. Sınırlarımızın dışında ki terör örgütlerine yardım yapıldığını herkes biliyor. Destek verildiğini herkes biliyor. Kimin destek verdiğini de herkes biliyor. Fakat hiçbir şey yapılamıyor. Daha doğrusu istediğimiz gibi karşılık veremiyoruz. Terörün finansman ve insan kaynağını kesebilirsek ülkemiz için büyük bir rahatlama olacaktır. Bunun yolu da ülkemize ekonomisini güçlü tutmaktan geçmektedir.
Milli Ekonomi Modeli ve onun milli politikalarını ve sosyal devlet milli devlet projelerini uygulamak yeterli olacaktır. Zira ekonomik gerekçelerle terör örgütü tarafından kandırılan kesim bu vesileyle teröre kurban olmayacaktır. Prof.Dr.Haydar BAŞ'a ait olan Milli Ekonomi Modelini ve sosyal devlet milli devlet projelerini uygulamak zorundayız. Böylelikle her alanda var olan problemlerimizi aşmamız mümkün olacaktır.
BTP Genel Başkanı Sayın Hüseyin Baş bunları yapabilecek kabiliyetlidir. Omuz Omuza verirsek müreffeh yarınlar bizi beklemektedir.
Emin Üstün / diğer yazıları
- YKS ile ilgili bilmemiz gerekenler / 20.06.2021
- Daha ne olması gerekiyor / 11.05.2021
- Daha ne olması gerekiyor / 09.05.2021
- Çözüm odaklı düşünmek / 04.05.2021
- Çözüm odaklı düşünmek / 02.05.2021
- Büyük bayram / 26.04.2021
- Bayramımız Kutlu Olsun / 23.04.2021
- Bu vatan kimin? / 30.03.2021
- Bu vatan kimin ? / 28.03.2021
- Milli Mücadele / 21.03.2021
- Daha ne olması gerekiyor / 11.05.2021
- Daha ne olması gerekiyor / 09.05.2021
- Çözüm odaklı düşünmek / 04.05.2021
- Çözüm odaklı düşünmek / 02.05.2021
- Büyük bayram / 26.04.2021
- Bayramımız Kutlu Olsun / 23.04.2021
- Bu vatan kimin? / 30.03.2021
- Bu vatan kimin ? / 28.03.2021
- Milli Mücadele / 21.03.2021