Terörü önce onlar, sonra biz destekliyoruz!

Yıllardır birilerinin hayata geçirmek istediği K. Irak'tan başlayarak ülkemizin İç Anadolu sınırlarına kadar uzanan bölgede Kürdistan kurma hayalleri, maalesef adamların 7. televizyonlarını kurma ve sınırdan Türkiye'ye gelip-gidenlerin pasaportlarına Kürdistan mührü basma safhasına kadar geldi dayandı. Aslında kurulmak istenen ülke için eksik kalan şey sadece bir anayasa ve sözde ülkeyi tanımaya şimdiden can atan malum diğer ülkeler. Şu anda ülkemize yönelik bölme ve yutma projelerini tam olarak gerçekleştiremeseler de, bunun önlerindeki ilk projelerden biri olduğu su götürmez bir gerçek. En azından bölgeye sevkedilen 150 bin 'Yahudi Kürt' bunun açık bir alameti değil mi?PKK'yı da içine alacak bu sözde ülke -bazıları hala inanmak istemese de- maalesef tüm alanlarda girişimlerini tamamlamış durumda. Okulları, hastaneleri, ambulansları, yolları, spor sahaları ve daha bir çok kulvardaki atılımları malumunuz geçtiğimiz günlerde adet adet ve yerleri de verilmek suretiyle ulusal gazetelerin hepsinde yayımlandı. İşgal edilerek üç parçaya ayrılan Irak devleti de zaten bu senaryonun bir parçası değil mi?Adamlar alanı o kadar boş buldular ki, ABD'nin başkenti Washington'un göbeğindeki  PKK bürosu adeta Kürdistan Büyükelçiliği gibi çalışıyor. Ne Türkiye'den görülen bir tepki, ne de herhangi bir diplomatik girişim kendilerine herhangi bir şekilde tesir etmiyor, edemiyor. Hal böyle olunca, yani birileri devamlı olarak bu bölücülerin yolunu açınca, onlara da sadece bu açılan yolda yürümek kalıyor. Peki Türkiye'de neler oluyor?Türkiye'de de sanki birileri düğmeye basmış gibi devamlı vuku bulan terör olayları, bombalamalar, 1980 olaylarından sonra tekrar aynı sahneleri yaşatmaya çalışırcasına bazı aydın bozuntularının beyanatları ve batı menşeyli tezgahlar hiç bitmeyecekmiş gibi almış başını gidiyor.Öyle ki, bir ilden diğer bir ile eylem yapmaya giden PKK militanlarının polisle çatıştıktan ve gözaltına alındıktan sonra dönüşe geçmeleri, akabinde eylemi başlattıkları ilk yere geldiklerinde malum siyasi parti ve çeşitli derneklerin desteğiyle beraber aynı posterleri tekrardan açmaları olayın ne kadar organize geliştiğinin bir göstergesi olduğu halde, malum medya bunu gözardı edip İç İşleri'nin başarısını(!) büyük puntolarla yazarak methiyeler düzebiliyor. Yani gevşeklik basından-medyadan başlıyor. Adamlar önce medyamızı işgal ederek bizim evlerimize girmiş. Yatak odalarımızın kapısına dayanmış. Prof. Dr. Anıl Çeçen'in dediği gibi "Biz AB'ye giremedik ama AB bizim ülkemize çoktan girmiş". Sanki bilinmeyen bir güç devamlı olarak teröristleri, katilleri ve vatan hainlerini kolluyor, gözetiyor. Klasik ifadeyle, baklava çalan çocuğu kimse umursamazken, polise, askere kurşun sıkana okyanus ötesinden ve onun palazlandırdığı kanallardan gönülden destek geliyor. Öyle ki bu destek 40 bin kişinin canına kıymış olan kişiye dahi veriliyor. Karşılığında mı?Hükümetbaşı halkın karşısına çıkıyor ve terörle ilgili herkesi gümbür gümbür kınıyor.Evet evet, sadece kınıyor. Terörist dediği ABD'yi kınadığı gibi. Terörist dediği İsrail'i kınadığı gibi.Bizimle oyun oynuyorsunuz dediği AB'yi kınadığı gibi.Ama tekrardan Irak'ta terör estiren, Türkiye'de de teröristi palazlandırıp terörü azdıran ABD'ye destek veriyor, terörün bizim sınırlarımızdan içeri sıçramasına sebep olan ve Müslümanı hedef tahtasına oturtan İsrail'e destek veriyor, iliğimizi kemiğimizi kurutan ve PKK'ya sesini duyurması için elinden gelen olanakları ardına koymayan AB'den vazgeçemiyor. Bütün bunların sonucunda da PKK'nın kapışılan taviz keşmekeşinde kendine bir yer bulma gayreti, okyanus ötesinden ve batıdan daha çok, bu ülkeden gördüğü destekle, sorunun Kürtlere maledilmesiyle ayakta duruyor.Bu politikalar değişmedikçe de daha çok kardeş kanı akacağa benziyor.