Devleti ve milleti payidar kılan birtakım temel unsurlar vardır. Bunların en önemlilerinden birisi de birlik ve beraberliktir. Devlet-millet, asker-sivil, zengin-fakir, yaşlı-genç bütün unsurlarıyla kenetleşmeyen bir millet tarih sahnesinde batmaya mahkumdur.Bu birlik ve beraberliğin teminatı da dini ve milli değerlerimizdir. Dinine, diline, bayrağına, sancağına, vatanına, namusuna, askerine sahip çıkmayan bir millet bu birlikteliği asla sağlayamaz.Buna en bariz örnek Çanakkale Savaşı ve Kurtuluş mücadelemizdir. O zamanın her türlü teknolojik imkanlarına sahip olan global güçleri, bütün güçleriyle topraklarımıza saldırmalarına rağmen, yukarıda saydığımız değerlere, birlik ve beraberliğe sahip olan milletimiz geri püskürtmüştür.İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy bu birlik ve beraberliğin önemini "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez" dizeleriyle mükemmel bir şekilde ifade etmiştir.Bu temel ölçüler bütün milletler için geçerlidir, ama biz özellikle Türk milleti üzerinde duracağız. Çünkü bugün oyun Türkiye, Türki Cumhuriyetler ve İslam ülkeleri üzerinde oynanmaktadır, liderlik özelliğinden ve tarihteki misyonundan dolayı da bunların arasında asıl hedef Türkiye'dir.Batılılar, tarihten gelen tecrübelerine dayanarak Türk milletini bir arada tutan temel unsurları yıkmadan başarılı olamayacaklarını fark etmişlerdir. Osmanlı'yı cephede yenemeyen Batılılar, bu hedef üzerine kitlenmişler, milletin arasına soktukları yerli ve yabancı ajanlarla toplumun dokusunu bozmuşlardır. Devlet yıpranmış, asker yıpranmış, ekonomi darmadağın olmuş...Tam artık Türkleri yok ederiz diyerek harekete geçtikleri anda, karşılarında devletin bütün kurumlarının yıpranmasına rağmen Türk milletini bulmuşlar ve ummadıkları bir bozgunla karşılaşmışlardır. Cumhuriyetimizi kuran Mustafa Kemal Atatürk, Batılıların bu oyunlarını fark etmiş ve buna göre bir sistem geliştirmiştir. Milli bir ekonomi modeli geliştirerek ekonomiyi kurtarmış, bütün borçlar ödenmiş, her sahada bir kalkınma olmuş, güçlü ve yeni bir orduyla TSK'yı oluşturmuş ve Cumhuriyeti koruma ve kollama görevini onlara vermiş, Lozan Antlaşması'nda da ortaya koyduğu gibi azınlıkları "Gayrimüslimler" olarak tanımlayarak milletin dini ve milli birlikteliğini oluşturmuş. Atatürk, ülkemizde dini ve siyasi misyonerliğe, ajanlığa asla müsaade etmemiştir. Atatürk'ün oluşturduğu bu sağlam temeli, yerli ajanları kullanmalarına rağmen bugüne kadar hala yıkamamışlardır, ama yıkmak için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Ne de olsa kuyruk acıları vardır ve Sevr bir hedef olarak önlerinde durmaktadır.Atatürk'ün ölümünden sonra, onun fark ettiği gerçekleri göremeyen siyasilerimiz Osmanlı'nın son dönemlerde düştüğü çukura tekrar girdiler. Atatürk'ün milli ekonomi politikaları rafa kaldırıldı, Osmanlı'yı bitiren Duyunu Umumiye'nin bugünkü versiyonu olan IMF tavsiyelerine uyulmaya çalışıldı. Borçlar arttı, ekonomimize yeniden yabancılar hakim oldu, yerli üretici perişan oldu, vatandaş açlık ve yoksullukla mücadele ediyor ve eziliyor.Basiretsiz siyasilerimiz iç politikamızı AB'ye emanet ettiler. Neticede görüyoruz ki, Türk'e hakaret edenler ödüllendiriliyor, Türklüğüyle gurur duyanlar ise cezalandırılıyor. Vatanını ve milletini sevenler iftiralara maruz kalıyor, bayrağı yakanlar, polise taş atanlar, askere kurşun sıkanlar ise AİHM vesilesiyle tazminatla ödüllendiriyor, bizim paramız onlara veriliyor. PKK teröristlerine af üstüne af çıkıyor, vatan ve millet için PKK terörüne mücadele eden askerimiz ise karalanıyor, iftiralara maruz kalıyor. Hırsız, kapkaççı, katil aftan yararlanıp arka kapıdan sokağa salınıyor, güvenliğimizin teminatı olan polisimizin ise bütün yetkileri kısıtlanıyor. Milletimiz 52 etnik azınlığa bölünmek isteniyor. Ülkemizde misyonerler cirit atıyor, yerli, sözde Müslüman misyonerler ise onların tahribatına çanak tutuyor. Camiler kapanıyor, kiliseler açılıyor. Sudan sebeplerle milletimiz birbirine düşürülüyor.Kısaca, dün Osmanlı'nın devletini, kurumlarını, askerini, ekonomisini hesap edip de Türk milletinin refleksini hesap etmeyenler, bugün bunu da hesap etmiş gibi görünüyorlar.Başarabilirler mi? Kesinlikle hayır.Türk milleti, gelişmeleri izleme ve nihai noktada tepkisini koyma özelliğine sahiptir. Milletimiz artık oyunların farkındadır, çünkü ülkemiz üzerinde hesapları olanlar kartlarını açmışlardır, her şey alenen ortadadır.Artık kuvayı milliye ruhu yeniden canlanmıştır. Geriye bu ruhu taşıyan aziz milletimizle Türkiye'yi kainat devleti yapacak liderin buluşması kalmıştır.Elbetteki bu lider, ekonomide, siyasette, kısaca her sahada sunduğu projelerle milletimizin gönlünde taht kuran Prof. Dr. Haydar Baş Bey'dir.Dün milletimizin refleksi Mustafa Kemal Atatürk'tü, Bugün ise görünen o ki Sayın Baş'tır.
Murat Çabas / diğer yazıları
- ‘AKP sebep, enflasyon sonuç’ / 04.05.2024
- Asgari ücret artmadı, enflasyon arttı! / 03.05.2024
- Taksim Meydanı, emekçilere neden kapalı? / 01.05.2024
- Vizesiz seyahat derken vizeyle hayal oldu! / 30.04.2024
- Bakan Şimşek’e göre sıkıntılar geride kalmış! / 27.04.2024
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Asgari ücret artmadı, enflasyon arttı! / 03.05.2024
- Taksim Meydanı, emekçilere neden kapalı? / 01.05.2024
- Vizesiz seyahat derken vizeyle hayal oldu! / 30.04.2024
- Bakan Şimşek’e göre sıkıntılar geride kalmış! / 27.04.2024
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024