"Milletlik vasfımızı maalesef kaybettik.
Horasan'dan gelen Hacı Bektaş'ın attığı maya tükendi.
Daha tutmuyor.
Milleti kafatasına ve derisine göre böldüler.
Türklük, uç noktada bir şey oldu.
Oysa Hacı Bektaş-ı Veli'ye göre; "Türk, Arap, Boşnak, Çerkez, Keldani, Yezdani ve Rum da olsa kim Kelime-i Tevhid getirirse Müslüman, Türk oğlu Türk'tür.
Anadolu böyledir.
Kültür, maneviyat, din birliği içinde hayatını sürdürmüş bir topluluktur.
O Çerkez'dir, bu Kürt'tür; böyle bir ayrım yoktur.
Ne zaman biz Hacı Bektaş'ın o mana dolu birliğini kaybettik; millet olma vasfımız da elimizden çıktı."
Bu baş tacı ifadeler, Meltem TV'de geçtiğimiz Cumartesi gecesi katıldığı 'Gündem Özel' programında Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın dilinden dökülen sözler.
İnkâr edilemez bir gerçektir ki; Türklüğü Prof. Dr. Haydar Baş gibi anlatan yok Türkiye'de.
Türklüğü Hacı Bektaş-ı Veli'nin çaldığı mayanın manasına uygun olarak anlatmayınca birlik ve beraberliğin Türklük çatısı altında sağlanması imkânsız hale geliyor.
Hacı Bektaş-ı Veli'nin anlayışındaki Türklüğü, özünden koparıp, ona karakter veren bu ruhu yok sayarak tarif ederseniz ne Kürt, ne Laz, ne de Çerkez, 'ben Türküm' demez/diyemez.
Amacımız milletimizi bir ve beraber kılmak ise Türklük Prof. Dr. Haydar Baş'ın tarif ettiği gibi tarif edilmelidir. Aksi takdirde ayrılık, bölünme ve parçalanma kaçınılmaz olur.
Çünkü Türklüğü kafatası mantığına hapsedenler, bu yaptıklarıyla binlerce yıldır, bir arada yaşamış halkları dairenin dışına atmış oluyorlar.
Oysa Prof. Dr. Haydar Baş'ın tek başına yıllardır ortaya koyduğu Hacı Bektaş misyonunda, Anadolu coğrafyasında yaşayan kelime-i Tevhid getiren herkes, etnik kökeni ne olursa olsun, Türk'tür. Muhterem Haydar Baş Hocamın ifadesiyle, "Türk oğlu, Türktür."
Atatürk'ün 'Ne mutlu Türk'üm diyene' sözünün arka planında da Prof. Dr. Baş'ın ifade ettiği Hacı Bektaş-ı Veli'nin Türklük tanımı bulunmaktadır.
Ne hazin tecildir ki, Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllardır, tüm imkânsızlıklara rağmen cansiperane bir gayretle verdiği bu birlik ve beraberlik mücadelesinin mantığını bile kavramaktan uzak insanlar, meydanlarda milliyetçilik ahkâmları kesiyor.
Asıl acı olan ise milletimiz de bunlara aldanıyor.
İster Laz olsun, Kürt olsun, Çerkez olsun, ister Ermeni, Rum olsun ve hatta Türk olsun fark etmez, "Türk oğlu Türk" olmak isteyen herkes için olmazsa olmaz şey, Prof. Dr. Haydar Baş'ın bastığı izlere basarak yürümektir.
Horasan'dan gelen Hacı Bektaş'ın attığı maya tükendi.
Daha tutmuyor.
Milleti kafatasına ve derisine göre böldüler.
Türklük, uç noktada bir şey oldu.
Oysa Hacı Bektaş-ı Veli'ye göre; "Türk, Arap, Boşnak, Çerkez, Keldani, Yezdani ve Rum da olsa kim Kelime-i Tevhid getirirse Müslüman, Türk oğlu Türk'tür.
Anadolu böyledir.
Kültür, maneviyat, din birliği içinde hayatını sürdürmüş bir topluluktur.
O Çerkez'dir, bu Kürt'tür; böyle bir ayrım yoktur.
Ne zaman biz Hacı Bektaş'ın o mana dolu birliğini kaybettik; millet olma vasfımız da elimizden çıktı."
Bu baş tacı ifadeler, Meltem TV'de geçtiğimiz Cumartesi gecesi katıldığı 'Gündem Özel' programında Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın dilinden dökülen sözler.
İnkâr edilemez bir gerçektir ki; Türklüğü Prof. Dr. Haydar Baş gibi anlatan yok Türkiye'de.
Türklüğü Hacı Bektaş-ı Veli'nin çaldığı mayanın manasına uygun olarak anlatmayınca birlik ve beraberliğin Türklük çatısı altında sağlanması imkânsız hale geliyor.
Hacı Bektaş-ı Veli'nin anlayışındaki Türklüğü, özünden koparıp, ona karakter veren bu ruhu yok sayarak tarif ederseniz ne Kürt, ne Laz, ne de Çerkez, 'ben Türküm' demez/diyemez.
Amacımız milletimizi bir ve beraber kılmak ise Türklük Prof. Dr. Haydar Baş'ın tarif ettiği gibi tarif edilmelidir. Aksi takdirde ayrılık, bölünme ve parçalanma kaçınılmaz olur.
Çünkü Türklüğü kafatası mantığına hapsedenler, bu yaptıklarıyla binlerce yıldır, bir arada yaşamış halkları dairenin dışına atmış oluyorlar.
Oysa Prof. Dr. Haydar Baş'ın tek başına yıllardır ortaya koyduğu Hacı Bektaş misyonunda, Anadolu coğrafyasında yaşayan kelime-i Tevhid getiren herkes, etnik kökeni ne olursa olsun, Türk'tür. Muhterem Haydar Baş Hocamın ifadesiyle, "Türk oğlu, Türktür."
Atatürk'ün 'Ne mutlu Türk'üm diyene' sözünün arka planında da Prof. Dr. Baş'ın ifade ettiği Hacı Bektaş-ı Veli'nin Türklük tanımı bulunmaktadır.
Ne hazin tecildir ki, Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllardır, tüm imkânsızlıklara rağmen cansiperane bir gayretle verdiği bu birlik ve beraberlik mücadelesinin mantığını bile kavramaktan uzak insanlar, meydanlarda milliyetçilik ahkâmları kesiyor.
Asıl acı olan ise milletimiz de bunlara aldanıyor.
İster Laz olsun, Kürt olsun, Çerkez olsun, ister Ermeni, Rum olsun ve hatta Türk olsun fark etmez, "Türk oğlu Türk" olmak isteyen herkes için olmazsa olmaz şey, Prof. Dr. Haydar Baş'ın bastığı izlere basarak yürümektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024