'Türkiye Dağlık Karabağ'a girmeyecek'
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Dağlık Karabağ'daki durumun izlenmesi için kurulan Rus-Türk gözlem merkezinin insansız hava araçları yardımıyla uzaktan görev yapacağını ve Türk gözlemcilerin Dağlık Karabağ'a girmeyeceğini söyledi
12.11.2020 15:00:00





Rus ve yabancı medya kuruluşlarının temsilcilerine demeç veren Lavrov, "Merkez, İHA'lar ve sahadaki özellikle de tüm temas hattındaki durumu tespit etme imkanı sunan diğer teknolojiler de dahil teknik objektif izleme araçlarını kullanarak uzaktan çalışacak ve hangi tarafın ateşkese uyduğunu, hangisinin ateşkesin ve tüm askeri faaliyetlerin koşullarını ihlal ettiğini belirleyecek" dedi.
Lavrov, Türk gözlemcilerin hareket alanının Rus-Türk gözlem merkezinin konuşlandırılması için belirlenecek Azerbaycan topraklarındaki coğrafi koordinatlarla sınırlı olacağını ve merkezin Dağlık Karabağ'da çatışmaların yaşandığı bölgeye uzak bir noktada bulunacağını belirtti.
Rusya Dışişleri Bakanı, Türk barış gücü birliklerinin Dağlık Karabağ'a girmeyeceğinin ve bu hususun Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin imzaladığı anlaşma metninde açık şekilde yer aldığının altını çizdi.
Bu arada Lavrov, Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin imzaladığı anlaşmanın öncekilerden farklı olduğunu, zira bu anlaşmanın bölgedeki durumun gözlenmesine yönelik gerçek bir mekanizma öngördüğünü kaydetti.
'Anlaşma uygulanırsa herkes kazanır'
Bugün itibarıyla anlaşmanın bozulduğuna dair emareler görmediklerini ve anlaşmanın hayata geçirileceğine inandıklarını anlatan Lavrov, "Ermeni partnerlerimizle konuşuyoruz. Dün Devlet Başkanı Putin, Ermeni Başbakan ile konuştu, ben de bu sabah Ermeni mevkidaşımla telefon görüşmesi yaptım. Ermeni hükümetinin tüm sorumluluğunun bilincinde olduğuna, anlaşmayı halkının en önemli çıkarlarını dikkate alarak imzaladığına inanıyorum. Anlaşmanın bütünlüğünün korunacağından ve uygulanacağından eminim. Eğer anlaşmadaki tüm hususlar yerine getirilirse herkes kazanır" ifadelerini kullandı.
Lavrov, Erivan'da düzenlenen protestoları işaret edip Ermenistan muhalefetinin anlaşma konusunu speküle etmeye çalıştığına dikkat çekerek "Çatışmaların AGİT Minsk Grubu eş başkanları tarafından geliştirilen ilkeler temelinde çok daha önce çözüme kavuşmasını tercih ederdik. Azerbaycan Cumhurbaşkanı da son zamanlarda bu ilkeleri uygulamaya hazır olduğunu vurguladı. Eğer o yolu izleseydik, muhtemelen sonuç yine aynı olurdu, önce beş ilçe daha sonra iki ilçe özgürleştirilirdi. Ancak birincisi bunlar kan dökülmeden, ikincisi de nihai siyasi çözüm bağlamında yapılırdı" diye konuştu.
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve mevkidaşı Hulusi Akar'ın, Dağlık Karabağ'da ateşkesi kontrol edecek ortak merkezin kurulmasına ilişkin muhtıranın imzalandığı belirtildi.
'Dondurulmuş çatışmadan yana değiliz'
Lavrov, Rusya'nın Dağlık Karabağ'da, Transdinyester'de ve eski SCCB topraklarında dondurulmuş çatışmadan yana olmadığını vurguladı. Bakan, "Rusya, Karabağ, Transdinsyester, Sovyetler Birliği sonrasındaki bölgede dondurulmuş çatışmanın sürdürülmesine ilgi duymuyor. Bu tür değerlendirmelerde bulunanların dürüst olmadığını düşünüyorum. Rusya'nın tutumu ve ortaya koyduğu inisiyatifler hakkında bilgi sahibi değiller ve bunları araştırmaya niyetleri yok" dedi.
'Rusya Kafkaslar'ı kaybetmedi'
Dağlık Karabağ'la ilgili anlaşma nedeniyle Rusya'nın Kafkaslar'ı kaybettiği yönündeki değerlendirmeleri yorumlayan Lavrov şu karşılığı verdi: "Bu tür değerlendirmeler oldukça fazla. Kimisi sevinçten kimisi de histeri nedeniyle Rusya'nın Kafkaslar'ı kaybettiğini, bir sonraki kaybın Kırım olacağını söylüyor. Hem Türkiye'de hem de diğer ülkelerde olduğu gibi bizde de bu tür analistler yeteri kadar var. Bir kez daha tekrar etmek isterim ki, Rusya'ya yönelik sadece ihanet suçlamalarının yer aldığı, bir tek ihanetle suçlanmadığımız kalmıştı, böyle bir dalga ülkemizdeki liberal basında, sosyal ağlarda da mevcut. Bunlar yüzeysel analizler, bunlara daha az önem atfedilmeli."
Karabağ'ın statüsü
Dağlık Karabağ'ın statüsüne ilişkin açıklamalarda bulunan Lavrov şöyle devam etti: "Statü, SSCB'nin dağılması sırasında bölgede başlayan ve çok korkunç sonuçlarla sona eren savaştan önceki dönemde uzun yıllar boyunca süren etnik kökenler ve mezhepler arası uzlaşının yeniden tesisini sağlamak için gerçekleştirmemiz gereken eylemlere bağlı olarak belirlenecek. Statü, ancak Dağlık Karabağ'da yaşayan, oraya dönme hakkı bulunan ve elbette şimdiye kadar orada yaşamaya devam eden kişilere hangi hakların verileceğine dair bir anlayış oluştuktan sonra belirlenebilir."
Lavrov, Türk gözlemcilerin hareket alanının Rus-Türk gözlem merkezinin konuşlandırılması için belirlenecek Azerbaycan topraklarındaki coğrafi koordinatlarla sınırlı olacağını ve merkezin Dağlık Karabağ'da çatışmaların yaşandığı bölgeye uzak bir noktada bulunacağını belirtti.
Rusya Dışişleri Bakanı, Türk barış gücü birliklerinin Dağlık Karabağ'a girmeyeceğinin ve bu hususun Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin imzaladığı anlaşma metninde açık şekilde yer aldığının altını çizdi.
Bu arada Lavrov, Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin imzaladığı anlaşmanın öncekilerden farklı olduğunu, zira bu anlaşmanın bölgedeki durumun gözlenmesine yönelik gerçek bir mekanizma öngördüğünü kaydetti.
'Anlaşma uygulanırsa herkes kazanır'
Bugün itibarıyla anlaşmanın bozulduğuna dair emareler görmediklerini ve anlaşmanın hayata geçirileceğine inandıklarını anlatan Lavrov, "Ermeni partnerlerimizle konuşuyoruz. Dün Devlet Başkanı Putin, Ermeni Başbakan ile konuştu, ben de bu sabah Ermeni mevkidaşımla telefon görüşmesi yaptım. Ermeni hükümetinin tüm sorumluluğunun bilincinde olduğuna, anlaşmayı halkının en önemli çıkarlarını dikkate alarak imzaladığına inanıyorum. Anlaşmanın bütünlüğünün korunacağından ve uygulanacağından eminim. Eğer anlaşmadaki tüm hususlar yerine getirilirse herkes kazanır" ifadelerini kullandı.
Lavrov, Erivan'da düzenlenen protestoları işaret edip Ermenistan muhalefetinin anlaşma konusunu speküle etmeye çalıştığına dikkat çekerek "Çatışmaların AGİT Minsk Grubu eş başkanları tarafından geliştirilen ilkeler temelinde çok daha önce çözüme kavuşmasını tercih ederdik. Azerbaycan Cumhurbaşkanı da son zamanlarda bu ilkeleri uygulamaya hazır olduğunu vurguladı. Eğer o yolu izleseydik, muhtemelen sonuç yine aynı olurdu, önce beş ilçe daha sonra iki ilçe özgürleştirilirdi. Ancak birincisi bunlar kan dökülmeden, ikincisi de nihai siyasi çözüm bağlamında yapılırdı" diye konuştu.
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve mevkidaşı Hulusi Akar'ın, Dağlık Karabağ'da ateşkesi kontrol edecek ortak merkezin kurulmasına ilişkin muhtıranın imzalandığı belirtildi.
'Dondurulmuş çatışmadan yana değiliz'
Lavrov, Rusya'nın Dağlık Karabağ'da, Transdinyester'de ve eski SCCB topraklarında dondurulmuş çatışmadan yana olmadığını vurguladı. Bakan, "Rusya, Karabağ, Transdinsyester, Sovyetler Birliği sonrasındaki bölgede dondurulmuş çatışmanın sürdürülmesine ilgi duymuyor. Bu tür değerlendirmelerde bulunanların dürüst olmadığını düşünüyorum. Rusya'nın tutumu ve ortaya koyduğu inisiyatifler hakkında bilgi sahibi değiller ve bunları araştırmaya niyetleri yok" dedi.
'Rusya Kafkaslar'ı kaybetmedi'
Dağlık Karabağ'la ilgili anlaşma nedeniyle Rusya'nın Kafkaslar'ı kaybettiği yönündeki değerlendirmeleri yorumlayan Lavrov şu karşılığı verdi: "Bu tür değerlendirmeler oldukça fazla. Kimisi sevinçten kimisi de histeri nedeniyle Rusya'nın Kafkaslar'ı kaybettiğini, bir sonraki kaybın Kırım olacağını söylüyor. Hem Türkiye'de hem de diğer ülkelerde olduğu gibi bizde de bu tür analistler yeteri kadar var. Bir kez daha tekrar etmek isterim ki, Rusya'ya yönelik sadece ihanet suçlamalarının yer aldığı, bir tek ihanetle suçlanmadığımız kalmıştı, böyle bir dalga ülkemizdeki liberal basında, sosyal ağlarda da mevcut. Bunlar yüzeysel analizler, bunlara daha az önem atfedilmeli."
Karabağ'ın statüsü
Dağlık Karabağ'ın statüsüne ilişkin açıklamalarda bulunan Lavrov şöyle devam etti: "Statü, SSCB'nin dağılması sırasında bölgede başlayan ve çok korkunç sonuçlarla sona eren savaştan önceki dönemde uzun yıllar boyunca süren etnik kökenler ve mezhepler arası uzlaşının yeniden tesisini sağlamak için gerçekleştirmemiz gereken eylemlere bağlı olarak belirlenecek. Statü, ancak Dağlık Karabağ'da yaşayan, oraya dönme hakkı bulunan ve elbette şimdiye kadar orada yaşamaya devam eden kişilere hangi hakların verileceğine dair bir anlayış oluştuktan sonra belirlenebilir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.