İnsanın aklına şu geliyor: AB sürecinde Rum'un veto yetkisi varken, bu kapı, 31 başlıkta 62 kez açılıp kapanacaksa Kıbrıs meselesi nasıl çözülecek? Denktaş- Kıbrıs meselesi Rum açısından çözülmüştür. "Ben bütün Kıbrıs'ın hükümetiyim" hayali içindedir. AB de kendilerini almıştır ama aklını kullanmıştır. Çünkü "Kuzeye müktesebatım yayılamaz. Çünkü senin orada yetkin yok" demiştir: Bizim açımızdan Kıbrıs meselesi, Kıbrıs'ın Yunan olması meselesiydi, engelledik, devletimizi kurduk. Şimdi Türkiye ya bu konumu koruyarak yolu yürüyecek ki bu tehlikelidir; veyahut da AB'nin Türkiye'yi isteyip istemediği çok rahat anlaşılacak. AB, Rum'a, "AB'nin geliş siyaseti, genel siyaseti Türkiye'yi almaktır ve alacaktır. Sen ne kadar zorluk çıkarırsan çıkar. Dolayısıyla bu akıldan vazgeç. Çünkü biz senin ne olduğunu biliyoruz. Bütün Kıbrıs'ın hükümeti değilsin. Ayrı referandumlar da bunu kanıtlamıştır. Dolayısıyla daha fazla ileri gitme. Kuzeyi tanırız ha!" derse, sadece bu söz Kıbrıs meselesinin halline yeter de artar bile. Onun için oynanacak çok rol var. Yeter ki kararlılık olsun. Kırmızı çizgilerde esnek olmayacağımızı karşı taraf görsün. 1959'da "Enosis, Enosis" diyen Rum ve Yunan, ansızın bağımsızlığa nasıl geldi? Türkiye, Türk Yunan savaşını göze alınca geldi. Yunanistan'ın siyaseti Türkiye ile savaşa tutuşmaksızın Kıbrıs'ı almaktır. AB meselesinde diri durmazsak başarır. Diri, kararlı durursak, haklılığımızı ispat edersek ve özellikle söylüyorum, Rum'un geçmişini, sicilini, soykırımına tevessül ettiğini, 16 günlük bebekleri nasıl öldürdüğünü, gece-gündüz AB üyelerinin gözlerinin önüne belgesellerle, resimlerle, mektuplarla devamlı surette eli kalem tutan herkes, özellikle basın olarak yaparsak mesele çözülür.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.