logo
17 ŞUBAT 2025

Türkiye, KKTC ve Doğu Akdeniz

23.07.2020 00:00:00

7 Ekim 2019 tarihli ve 'Kıbrıs Türkleri mi bizlere yük yoksa Suriyeliler mi' ve 22 Kasım 2019 tarihli ve 'Kıbrıs Türkleri'ne sırtını dönenler' başlıklı yazılarımızda aslında herkes tarafından malum olanı kelimelere dökmüştük.

Kıbrıs Harekatı'nın yıldönümü olan bugünlerde Kıbrıs üzerinden yeni gelişmeleri değerlendirmeye devam ederken bu konu hakkında yazı dizisi kaleme alınması gerektiğini tarafımdan bizatihi isteyen Üstadımız Prof. Dr. Haydar Baş'ın isteğini de toplamda 3 yazı ile eda etmiş olalım. Allah makamını âli eylesin.

Doğu Akdeniz Havzası

Petrol yatakları sebebi ile son on yıldır küresel güçlerin dikkati Doğu Akdeniz Havzası üzerinde yoğunlaşmış iken yakın zamanda keşfi yapılan ve bölgedeki dengeleri değiştirmeye de namzet miktardaki doğalgaz rezervleri bölgesel ve küresel politikalara da yön vermeye başladı.

Doğu Akdeniz'de yaklaşık 2 milyar varil petrol ve 5–65 trilyon metreküp doğalgaz rezervi olduğu düşünülmektedir. Daha anlaşılır bir şekilde ifade etmek gerekirse EPDK verilerine göre konut ve sanayi dahil olmak üzere Türkiye'nin yıllık tüketiminin yaklaşık 50 milyar metreküp olduğu hesaba alındığında Doğu Akdeniz'deki doğalgaz rezervi Türkiye'nin 100–1300 yıllık ihtiyacını karşılayabilecek nispettedir. Arama faaliyetleri devam ettiği için miktarlar varsayımsaldır.

Dolayısı ile böylesi bir yeraltı zenginliğinin varlığı Kıbrıs merkezli ve içerisinde Türkiye, ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, İsrail, Malta, Suriye, Mısır, S. Arabistan, Libya, Ürdün, BAE ve Filistin'in yer aldığı asimetrik savaşın sıcaklığını hissettirmeye başladı. Bu bağlamda yakın dönemde Türkiye-Libya ekseninde yaşanan son gelişmeler de zaten bilginiz dahilinde olsa gerektir.

Türkiye'nin Kıbrıs politikası

1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile birlikte KKTC'nin temelleri atılmıştı malumunuz. Harekat tarihinden 2004 yılına kadar Türkiye'nin Kıbrıs politikalarını 'konuyu sürüncemede bırakmak' şeklinde tanımlamak pek de yanlış olmasa gerektir. Dolayısı ile net bir kazanım içermeyen 30 yılın sonrasında daha ciddi bir hata yapılarak Nisan 2004'te oylamaya sunulan Annan Planı'na doğrudan destek verilmiştir. 

Hatırlarsanız ömrü boyunca Kıbrıs Türk'ünün haklarını savunan Rauf Denktaş'ın resmen ve fiilen siyaset dışına itilmesi, kendisine 'Git Kıbrıs'ta konuş, Türkiye'de artık konuşma' denilmesi, 'Türk askeri adadan çekilsin' diyen M. Ali Talat'a sınırsız destek verilmesi Kıbrıs politikalarına yön veren yakın zamanın hatırda kalan en önemli olayları hiç şüphesiz. Türk basın yayın kuruluşlarının kendisine ambargo koyması sebebi ile sesini Türk halkına duyurabilmek için bir televizyon dizisine bile konuk oyuncu olarak katılmak zorunda kalan Sayın Rauf Denktaş bir dava adamı olmanın verdiği hüviyetle birlik ve beraberlik ruhunu koruyabilmek adına içeride ya da dışarıda Türk hükümeti karşıtı hiçbir söylemde de bulunmamıştı. Hatta bazı basın yayın organlarındaki makalelerde Rauf Denktaş'ın 'eğer hastalanmasaydı Ergenekon sürecinde tutuklanacağına dair' iddialar bile yer aldı. Gerisini varın siz düşünün.

Peki, tüm süreç boyunca bizlere ne denilmişti hatırlıyor musunuz? Kıbrıs Türklerinin Türkiye Cumhuriyeti üzerinde siyaseten ve ekonomik olarak bir yük olduğu!

Geçen yıl Mart ayında düzenlenen KKTC Meclis Genel Kurulu toplantısında Nüfus Kayıt Dairesi'nin 2019 verilerine dayanılarak 'yavru vatan' topraklarında yaşayan Türklerin nüfusunu 375 bin olarak belirtilmiştir.

Ne kadar acıdır ki, 5 milyona varan Suriyeliler misafir olmanın çok ötesinde imtiyazlar hatta vatandaşlık hakkı bile kazanırken, nüfusu 500 bin bile olmayan Kıbrıslı Türkler'in üzerimizde ekonomik yük olduğu söylenmekteydi. 

Netice

Bugünlerde Kıbrıs açıklarında tespit edilen doğalgaz yataklarından sonra bile hala benzeri söylemlere devam edilmesi sadece cehaletle, ya da ileride söylenebilecek muhtemel 'kandırıldık' ve benzeri ifadelerle açıklanabilir olmayacaktır.

Biz ne kadar Türk isek, ne kadar 'biz' isek Kıbrıs Türkleri de o kadar Türk'tür ve topraklarımızda yaşayan Suriyeliler'den çok daha öncelikli olarak Türkiye'nin her türlü desteğini hak etmektedirler. 

Tam da bu manzara bize gösteriyor ki asıl sorun, Türk oğlu Türk olmakta daha da doğrusu Prof. Dr. Haydar Baş'ın da 'Türk eşittir Müslüman' sözündeki bir Türk olmakta, Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Ne mutlu Türküm diyene' sözündeki Türk olmakta yatıyor.

Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti yeniden Milli Politikalara dönmedikçe değil yavru vatanı asıl vatanını bile kaybetme tehlikesi içerisindedir.

'Atatürk Vatan'dır' diyen Prof. Dr. Haydar Baş'ın kurucusu olduğu Bağımsız Türkiye Partisi ise Milli Politikaları tüm kadrosu ile benimsemiş yegâne parti ve asıl Vatan'ı da kaybetmekten önceki son çıkış kapısıdır.

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Cem Kayalı / diğer yazıları
İşte alabilecek anne sayısı!
Bakıcı annelere Euro ile maaş!
Kasımpaşa’nın hatalarını Fenerbahçe affetmedi
Fenerbahçe-3 Kasımpaşa-1
Ancak ABD'den önce çöken bir ülke daha var!
ABD'nin niyeti Ukrayna'nın madenlerine çökmek
Oysa İsrail'e karşı tek kurşun atmamışlardı
Lübnan ordusu Hizbullah'a operasyon çekti
Tuz ilk neden değil!
İşte yüksek tansiyonun ana nedeni
Cuma günü gözaltına alınmıştı
Nöbetçi mahkeme doktoru tutukladı
Sisi'den Gazze açıklaması
'Gazze için kapsamlı planı hazırladık'
'Asıl yapı futbolda değil siyasette'
Neredeydin ey TÜSİAD?
Enkazlar cesetlerle dolu
Şehit sayısı 48 bin 271'e yükseldi
İstanbul'a soğuk ve kar geliyor
Valilikten vatandaşlara uyarı
Almanya’da araç kalabalığa dalmıştı
2 yaşındaki çocuk ve annesi öldü
ABD'den İsrail'e yeni katliam bombaları
Soykırıma devam hazırlığı
MHP gündeme getirdi, AKP'nin gündeminde yok!
Hurda araç teşviki ne zaman?
Bingöl'de deprem
Bingöl Valiliği'nden açıklama
Trafikte makas atmaya yeni yaptırımlar geliyor
Bir haftada 462 bin 352 araca/sürücüye işlem yapıldı
İşte alabilecek anne sayısı!
Bakıcı annelere Euro ile maaş!
Kasımpaşa’nın hatalarını Fenerbahçe affetmedi
Fenerbahçe-3 Kasımpaşa-1
Ancak ABD'den önce çöken bir ülke daha var!
ABD'nin niyeti Ukrayna'nın madenlerine çökmek
Oysa İsrail'e karşı tek kurşun atmamışlardı
Lübnan ordusu Hizbullah'a operasyon çekti
Tuz ilk neden değil!
İşte yüksek tansiyonun ana nedeni
Cuma günü gözaltına alınmıştı
Nöbetçi mahkeme doktoru tutukladı
Sisi'den Gazze açıklaması
'Gazze için kapsamlı planı hazırladık'
'Asıl yapı futbolda değil siyasette'
Neredeydin ey TÜSİAD?
Enkazlar cesetlerle dolu
Şehit sayısı 48 bin 271'e yükseldi
İstanbul'a soğuk ve kar geliyor
Valilikten vatandaşlara uyarı
Almanya’da araç kalabalığa dalmıştı
2 yaşındaki çocuk ve annesi öldü
ABD'den İsrail'e yeni katliam bombaları
Soykırıma devam hazırlığı
MHP gündeme getirdi, AKP'nin gündeminde yok!
Hurda araç teşviki ne zaman?
Bingöl'de deprem
Bingöl Valiliği'nden açıklama
Trafikte makas atmaya yeni yaptırımlar geliyor
Bir haftada 462 bin 352 araca/sürücüye işlem yapıldı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.