logo
10 EKİM 2025


Türkiye, KKTC ve Doğu Akdeniz

23.07.2020 00:00:00

7 Ekim 2019 tarihli ve 'Kıbrıs Türkleri mi bizlere yük yoksa Suriyeliler mi' ve 22 Kasım 2019 tarihli ve 'Kıbrıs Türkleri'ne sırtını dönenler' başlıklı yazılarımızda aslında herkes tarafından malum olanı kelimelere dökmüştük.

Kıbrıs Harekatı'nın yıldönümü olan bugünlerde Kıbrıs üzerinden yeni gelişmeleri değerlendirmeye devam ederken bu konu hakkında yazı dizisi kaleme alınması gerektiğini tarafımdan bizatihi isteyen Üstadımız Prof. Dr. Haydar Baş'ın isteğini de toplamda 3 yazı ile eda etmiş olalım. Allah makamını âli eylesin.

Doğu Akdeniz Havzası

Petrol yatakları sebebi ile son on yıldır küresel güçlerin dikkati Doğu Akdeniz Havzası üzerinde yoğunlaşmış iken yakın zamanda keşfi yapılan ve bölgedeki dengeleri değiştirmeye de namzet miktardaki doğalgaz rezervleri bölgesel ve küresel politikalara da yön vermeye başladı.

Doğu Akdeniz'de yaklaşık 2 milyar varil petrol ve 5–65 trilyon metreküp doğalgaz rezervi olduğu düşünülmektedir. Daha anlaşılır bir şekilde ifade etmek gerekirse EPDK verilerine göre konut ve sanayi dahil olmak üzere Türkiye'nin yıllık tüketiminin yaklaşık 50 milyar metreküp olduğu hesaba alındığında Doğu Akdeniz'deki doğalgaz rezervi Türkiye'nin 100–1300 yıllık ihtiyacını karşılayabilecek nispettedir. Arama faaliyetleri devam ettiği için miktarlar varsayımsaldır.

Dolayısı ile böylesi bir yeraltı zenginliğinin varlığı Kıbrıs merkezli ve içerisinde Türkiye, ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, İsrail, Malta, Suriye, Mısır, S. Arabistan, Libya, Ürdün, BAE ve Filistin'in yer aldığı asimetrik savaşın sıcaklığını hissettirmeye başladı. Bu bağlamda yakın dönemde Türkiye-Libya ekseninde yaşanan son gelişmeler de zaten bilginiz dahilinde olsa gerektir.

Türkiye'nin Kıbrıs politikası

1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile birlikte KKTC'nin temelleri atılmıştı malumunuz. Harekat tarihinden 2004 yılına kadar Türkiye'nin Kıbrıs politikalarını 'konuyu sürüncemede bırakmak' şeklinde tanımlamak pek de yanlış olmasa gerektir. Dolayısı ile net bir kazanım içermeyen 30 yılın sonrasında daha ciddi bir hata yapılarak Nisan 2004'te oylamaya sunulan Annan Planı'na doğrudan destek verilmiştir. 

Hatırlarsanız ömrü boyunca Kıbrıs Türk'ünün haklarını savunan Rauf Denktaş'ın resmen ve fiilen siyaset dışına itilmesi, kendisine 'Git Kıbrıs'ta konuş, Türkiye'de artık konuşma' denilmesi, 'Türk askeri adadan çekilsin' diyen M. Ali Talat'a sınırsız destek verilmesi Kıbrıs politikalarına yön veren yakın zamanın hatırda kalan en önemli olayları hiç şüphesiz. Türk basın yayın kuruluşlarının kendisine ambargo koyması sebebi ile sesini Türk halkına duyurabilmek için bir televizyon dizisine bile konuk oyuncu olarak katılmak zorunda kalan Sayın Rauf Denktaş bir dava adamı olmanın verdiği hüviyetle birlik ve beraberlik ruhunu koruyabilmek adına içeride ya da dışarıda Türk hükümeti karşıtı hiçbir söylemde de bulunmamıştı. Hatta bazı basın yayın organlarındaki makalelerde Rauf Denktaş'ın 'eğer hastalanmasaydı Ergenekon sürecinde tutuklanacağına dair' iddialar bile yer aldı. Gerisini varın siz düşünün.

Peki, tüm süreç boyunca bizlere ne denilmişti hatırlıyor musunuz? Kıbrıs Türklerinin Türkiye Cumhuriyeti üzerinde siyaseten ve ekonomik olarak bir yük olduğu!

Geçen yıl Mart ayında düzenlenen KKTC Meclis Genel Kurulu toplantısında Nüfus Kayıt Dairesi'nin 2019 verilerine dayanılarak 'yavru vatan' topraklarında yaşayan Türklerin nüfusunu 375 bin olarak belirtilmiştir.

Ne kadar acıdır ki, 5 milyona varan Suriyeliler misafir olmanın çok ötesinde imtiyazlar hatta vatandaşlık hakkı bile kazanırken, nüfusu 500 bin bile olmayan Kıbrıslı Türkler'in üzerimizde ekonomik yük olduğu söylenmekteydi. 

Netice

Bugünlerde Kıbrıs açıklarında tespit edilen doğalgaz yataklarından sonra bile hala benzeri söylemlere devam edilmesi sadece cehaletle, ya da ileride söylenebilecek muhtemel 'kandırıldık' ve benzeri ifadelerle açıklanabilir olmayacaktır.

Biz ne kadar Türk isek, ne kadar 'biz' isek Kıbrıs Türkleri de o kadar Türk'tür ve topraklarımızda yaşayan Suriyeliler'den çok daha öncelikli olarak Türkiye'nin her türlü desteğini hak etmektedirler. 

Tam da bu manzara bize gösteriyor ki asıl sorun, Türk oğlu Türk olmakta daha da doğrusu Prof. Dr. Haydar Baş'ın da 'Türk eşittir Müslüman' sözündeki bir Türk olmakta, Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Ne mutlu Türküm diyene' sözündeki Türk olmakta yatıyor.

Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti yeniden Milli Politikalara dönmedikçe değil yavru vatanı asıl vatanını bile kaybetme tehlikesi içerisindedir.

'Atatürk Vatan'dır' diyen Prof. Dr. Haydar Baş'ın kurucusu olduğu Bağımsız Türkiye Partisi ise Milli Politikaları tüm kadrosu ile benimsemiş yegâne parti ve asıl Vatan'ı da kaybetmekten önceki son çıkış kapısıdır.

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Cem Kayalı / diğer yazıları
7,4 büyüklüğünde deprem
Can veya mal kaybı bildirilmedi
Venezuela'dan BM Güvenlik Konseyine acil toplantı çağrısı
Gerekçe, ABD'nin Karayipler'deki hareketliliği
İsrail basını, ateşkes anlaşmasının ayrıntılarını yayımladı
Tüm İsrailli esirler serbest bırakılacak
İsrail hükümeti, ateşkes anlaşmasını onayladı
5 bakan karşı oy kullandı
ABD basınından dikkat çekici iddia
ABD, ateşkesi izlemek için 200 asker gönderecek
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namaz ve hikmeti
'Gazze görev gücünde yer alacağız'
İsrail - Hamas anlaşmasını değerlendirdi
CHP İmralı heyetinde yer alacak mı?
'Önce AK Parti kendi tutumunu belirlesin'
Türkiye bu hale nasıl geldi?
BTP'den iktidara kritik sorular
DEM'den Bahçeli'ye cevap
'Bir takım adımların atılması gerekiyor'
İstanbul Altın Rafinerisi A.Ş. soruşturmasında gelişme
23 şüphelinin ifade işlemleri başladı
İsrail ateşkes dinlemiyor
Gazze bombardıman altında
'Tam olarak uygulanmasını bekliyoruz
Dışişlerinden Gazze ateşkesi açıklaması
İsrailli esirlerin teslim tarihi belli oldu
Trump'tan Türkiye'ye teşekkür
Kütahya Simav yine depremle sarsıldı
Büyüklüğü 4.9 olarak ölçüldü
7,4 büyüklüğünde deprem
Can veya mal kaybı bildirilmedi
Venezuela'dan BM Güvenlik Konseyine acil toplantı çağrısı
Gerekçe, ABD'nin Karayipler'deki hareketliliği
İsrail basını, ateşkes anlaşmasının ayrıntılarını yayımladı
Tüm İsrailli esirler serbest bırakılacak
İsrail hükümeti, ateşkes anlaşmasını onayladı
5 bakan karşı oy kullandı
ABD basınından dikkat çekici iddia
ABD, ateşkesi izlemek için 200 asker gönderecek
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namaz ve hikmeti
'Gazze görev gücünde yer alacağız'
İsrail - Hamas anlaşmasını değerlendirdi
CHP İmralı heyetinde yer alacak mı?
'Önce AK Parti kendi tutumunu belirlesin'
Türkiye bu hale nasıl geldi?
BTP'den iktidara kritik sorular
DEM'den Bahçeli'ye cevap
'Bir takım adımların atılması gerekiyor'
İstanbul Altın Rafinerisi A.Ş. soruşturmasında gelişme
23 şüphelinin ifade işlemleri başladı
İsrail ateşkes dinlemiyor
Gazze bombardıman altında
'Tam olarak uygulanmasını bekliyoruz
Dışişlerinden Gazze ateşkesi açıklaması
İsrailli esirlerin teslim tarihi belli oldu
Trump'tan Türkiye'ye teşekkür
Kütahya Simav yine depremle sarsıldı
Büyüklüğü 4.9 olarak ölçüldü
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.